İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dr. A. Hasmig Dikranyan Becidyan (31 Ocak 1913 – 10 Mart 1990)

Հայերենի Համար
For English

Hasmig Dikranyan Becidyan (31 Ocak 1913 – 10 Mart 1990) Erzurum’un meşhur tüccar ailelerinden Dikranyan Biraderler’e mensup Vahram ve Erzurum Sanasaryan Koleji müdürlerinden Hovsep Madatyan ve Sofia Pastırmacıyan’ın* büyük kızı Nıvart’ın ilk çocuğu olarak 1913’te İstanbul Beyoğlu’nda doğar. Dr. Becidyan’ın anne ve babası 1911 yılında Vahram Dikranyan’ın işleri dolayısı ile; ailenin geri kalanı ise Becidyan’ın Sanasaryan Koleji müdürlerinden olan dedesi Hovsep Madatyan Erzurum mebusu seçildiği için 1914 yılında İstanbul’a taşınırlar. Krikor Zohrab ve Vartkes Serengülyan haricindeki Ermeni mebusları tehcire ve dolayısıyla ölüme gönderilmedikleri için Madatyan’ın mebus seçilmesi ailenin bir nevi sigortası işlevini görür.[1]

Hasmig Becidyan İlkokulu İngiliz Kız Orta Okulu’nda bitirdikten sonra Üsküdar Amerikan Kız Koleji’ne yatılı olarak devam ettiği sırada Türkiye’nin ilk kadın hekimi Dr. Zaruhi Kavalcıyan’ın öğrencisi olur[2] ve 1931 yılında sınıfının en iyi iki talebesinden biri olarak okulu bitirir. Becidyan, Kavalcıyan’ın bu dönemde kendisini nasıl pozitif etkilediğini uzun yıllar anlatacaktır.

Liseden sonra İstanbul Darülfünu’nun Dış Tababeti okuluna giren Dr. Becidyan, Dr. Verjin Döşemeciyan[3] ve Dr. Mannig Yazmacıyan ile birlikte İstanbul Üniversitesi Diş Fakültesi’nden 1934’de mezun olan ilk üç Ermeni kadından biridir. Dr. Becidyan diş hekimliği okulunda okuduğu esnada yazları Atatürk’ün diş hekimi Dr. Sami Günzberg’in muayenehanesinde stajyer olarak çalışır.[4] Bu dönem mezunlarının diğer bir özelliği de Alman üniversitelerinden Nazi’ler tarafından uzaklaştırılmış profesörlerden biri olan Prof. Dr. Alfred Kantorowicz’in talebesi olmalarıdır. Dr. Kantorowicz Türkiye’de ilk defa ortodonti ihtisasını başlatmış, Dr. Becidyan ve sınıf arkadaşları da bu dersi ilk okuyan diş hekimleri olmuşlardır.

 

Hasmig Hanım ilk muayenehanesini Süleyman Nazif sokağındaki evlerinde açarak hasta kabulüne başlar. Bilahare 1939’da matbaacı Kevork Becidyan’la evlendikten sonra işini Zafer sokaktaki Üstündağ apartmanına taşır ve burada muayenehanesini kapatacağı 1948 senesine kadar hastalarına bilfiil bakar. Ne var ki Dr. Becidyan’ın mezun olduğu 30lu yıllardan muayenehanesini kapatacağı 40lı yılların sonuna kadarki on beş yıl içerisinde aile bir yandan 20 kura askerlik, diğer yandan Varlık Vergisi altında ezilir.

Benim ailemden hatırladığım ancak dedemin iflası ve ağabeyinin sedye ile Aşkale’ye gönderilmek üzere Sirkeci’ye getirilmesi. Dedemler, o zamanın meşhur Aris Traş Sabunları’nın sahipleri idiler ve Varlık Vergisi yüzünden her şeyi satmaya mecbur kalırlar ama vergi borcunun tamamını ödeyemezler tabii. Dedem ondan sonra bir daha belini düzeltemedi. Ancak evlerinde küçük bir imalathane kurmuşlardı ve orada el kremi, yüz pudrası, kolonya yapıp eczanelere satarlardı ama hiçbir zaman bir PeReJa mertebesine yaklaşamadılar. Ölünceye kadar zar zor geçinebildiler. Baba tarafım bu bakımdan şanslı oldu ve büyükbabam ve dört oğlu vergiyi ödeyebildiler. İlginç bir hatıra da Orgeneral Şükrü Kanatlı (1950’lerin Kara Kuvvetler Komutanı) ile ilgili. Şükrü Paşa, büyükbabamın ahbabı idi (ve kızı da babamın ve annemin düğününde gelinin kuyruğunu tutan küçük kızlardan biri idi). Varlık Vergisi listeleri asıldığı zaman büyükbabama gelmiş ve “Kirkor Efendi ayağımdaki çizmelerimden başka her şeyim senin emrindedir, ne kadar paraya ihtiyacın varsa söyle, verebileceğim kadar vereyim” demiş. Büyükbabam bundan çok duygulanmış ve çok teşekkür ederek ihtiyaçları olmadığını ve çok da duygulandığını söylemiş. Bu da işte başka bir hatıra Ne yazık ki bu konu evde pek konuşulmazdı (1915 soykırımının konuşulmadığı gibi), öyle ki daha fazla detay bilgim yok.” * Varlık Vergisi Hatıralar-Tanıklıklar, Derleyen: Rifat N. Bali, Libra Kitap, 2012 – sayfa 128)

Dr. Becidyan muayenehanesini kapatıp çalışma hayatına kendi isteğiyle son verdikten sonra kendisini önce çocuklarını büyütmeye, 1960’lı yıllardan itibaren ise Surp Pırgiç Hastanesi Mavi Melekleri’ne[5] adar ve uzun yıllar gönüllü olarak çalışır. Diş Hekimi olması sebebiyle kendisine hastanenin cerrahi kısımlarının kontrolü verilir.

Aynı zamanda Türk-Amerikan Üniversiteliler Derneği’nin kurucuları arasında olan Dr. Becidyan uzun yıllar derneğin Kadınlar Kolunun hazinedarlık görevini yürütür.

1988 yılında evlatları ile birlikte olmak için ABD’ye gelir, 1990 yılında ABD’de kalp yetersizliğinden vefat eder.

“Annem 1948’de muayenehanesini kapatmış, sandalyesini satmış ve diş hekimliğini bırakmıştı. 1965 veya 66 yılları idi galiba. Şişli’deki apartmanımızın tavan arasındaki kullanılmayan eşyaların bulunduğu odada bir şey ararken bir doktor çantası gözüme çarptı. Açtım, baktım diş çekme ve tedavi aletleri. Anne dedim bunları niye bu kadar senedir saklıyorsun? Ne yapacaksın bunlarla. “Oğlum,” dedi “biz sürgün görmüş bir milletiz. Bizi yine sürgüne çıkarırlarsa diş çeker karnınızı doyurabilirim.””

Nurhan Becidyan, Mart 2018, ABD


  • Sofia Pastırmacıyan Armen Garo Pastırmacıyan’ın teyze kızıdır

[1] “9 Mart’a kadar Meclis-i Mebusan’da yer alacak 95 mebus belirlenmişti. Ermeni mebuslardan ise beşinin ismi belliydi. İstanbul’dan Bedros Hallacyan ve Krikor Zohrap, İzmir’den İhsan Onnik, Ergani’den Stepan Çırakcıyan ve Sivas vilayeti merkez sancağından Dikran Barsamyan. Kayseri’de Martın ikinci yarısında seçimler tamamlandı; Profesör Karabet Tomayan mebus seçildi. Adana vilayeti Kozan sancağında Patrikhanenin adayı Matyos Natbantyan seçilirken, Halep’ten İttihatçıların adayı Artin Boşgezenyan mebus oldu. Nisan ayında ise Muş, Bitlis ve Maraş mebusları bellirlendi. Muş’tan Keğam Der Garabetyan (Dadrag-Asoğig) çoğunluğun oyları ile mebus seçilirken Bitlis’ten Patrikhanenin adayı Minas Çeraz (Kiraz Efendi), Maraş’tan ise (H)Agop Hırlakyan mebus oldu. Erzurum ve Van mebusları ise ancak Meclis-i Mebusan açıldıktan sonra belirlenebildi. Erzurum’dan Vartkes Serengülyan (Hovhannes) 154 oyla, Oseb Medetyan [HOVSEP MADATYAN (sic)] ise 128 oyla mebus olurken dikkati çeken Karakin Pastırmacıyan (Armen Garo)’ın seçilmemesi oldu. Van’dan ise Vramyan ve Vahan Papazyan (Goms) seçildi. Böylece 3. Dönem Meclis-i Mebusanı’nda 15 Ermeni mebus yer aldı. Bu sayı İTC’nin Ermenilere verdiği sözden bir eksikti.” http://turksandarmenians.marmara.edu.tr/tr/1914-meclis-i-mebusan-secimlerinde-ermeniler/

[2] (   *   ) yılları arasında Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’nde çeşitli fen grubu dersleri vermiş Türkiye’nin ilk kadın doktoru Zaruhi Kavalcıyan hakkında bu sitede yayımlanmış yazılar için bkz. LINK  ve LINK

[3] Dr. Verjin Döşemeciyan’ın biyografisi için bkz LINK

[4] Becidyan’ın anlattığına göre Dr. Günzberg önemli bir hastası geldiği zaman kendilerini frak giymiş olarak karşılardı

[5] Surp Pırgiç Ermeni Hastanesinin gönüllü kadınlar kolu. İstanbul Ermenileri’nin seçkin ailelerinin kadınları Mavi Meleklerde gönüllü çalışırlardı.

3 Yorum

Bir Cevap Yazın