İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türksüz Ermenistan 

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

Rufat GÜREL

Çarlık Rusya ile Kaçar devletleri arasında yapılan savaş sonucu 1828 Türkmençay Anlaşması ile İrevan ve Nahçıvan Hanlıkları Rusya’ya bırakıldı. Çar’ın fermanı ile bu hanlıkların arazisinde Ermeni Vilayeti oluşturuldu. Anadolu’dan ve İran’dan Ermeniler bu bölgeye göç ettirildi. Nisan 1829 ile Mayıs 1832 tarihleri arasında Çarlık tarafından, bu yeni oluşturulan Ermeni Vitayeti’nde tahrir çalışmaları yürütüldü. Tahrir çalışmasının ilginç yönü göç ettirilen Ermenilerin nereden ve ne zaman göç ettirtmesine de yer vermesi, dolayısıyla, işgal öncesi bölgenin etnik yapısına da ışık tutmasıdır.

      Ruslar tarafından yapılan tahrir çalışmasına göre, Rus işgali öncesi bölgede yaşayan ahalinin yüzde 85’ini Müslümanlar oluşturmaktaydı. Savaş sırasında ve işgalin ilk yıllarında bölgedeki Müslümanların yaklaşık üçte biri ya ölmüş ya da göç etmek zorunda bırakılmıştı. Ayrıca üç yılda 57 bin Ermeni söz konusu vilayete göç ettirilmişti. Yalnız bundan sonra Ermeniler Kafkasya’da etnik ağırlıkları olan bir bölge oluşturdular. Mevcut Ermenistan Cumhuriyeti’nin çekirdeğini oluşturan bu bölgedeki Türk ve Müslüman ahali çeşitli dönemlerde katliam ve mezalimlere tabii tutuldu ve zorla göç ettirildi. Türkmençay Anlaşması’ndan 196 yıl sonra, uygulanan etnik temizlik politikası sonucunda bölgede bir tek Türk ve Müslüman bırakılmamıştır.

     Çarlık Rusya İmparatorluğunun kadim Türk yurdu Batı Azerbaycan’da kendine bağlı tampon garnizon bir Ermenistan’ın temelini atıyordu. Bunun için Azerbaycan’ı Kuzey ve Güney diye iki kısma bölmüş, sahibi olduğu Kuzey Azerbaycan’ın en stratejik konumu olan İrevan ve Nahçivan Hanlıkları toprakları üzerinde Ermenistan devletini oluşturmaya başlıyordu. Kendine bağlı Hristiyan ve garnizon bir Ermenistan devletini kurmak için çalışmalara başladı. Bölgede yaşayan Türklere baskı yaparak göçe zorladı. Anadolu ve İran’dan göçmen Ermeniler getirip yerleştirerek bölgedeki demografik yapıyı değiştirmeye başladı. Türk ve Müslümanları askere ve memuriyete almadılar.

        1828 yılından başlayıp 1988-1989 yıllarında zirveye ulaşan, “Türksüz Ermenistan” politikası yüzünden, şimdiki Ermenistan sınırlarında 605’ten fazla yerleşim biriminde hiçbir yerde Azerbaycan Türkü kalmamıştır. 2,5 milyondan fazla Azerbaycan Türkü doğduğu toprakları terk etmek zorunda kaldı. 500 binden fazla silahsız Azerbaycan Türkü ve Müslüman öldürüldü. 1905, 1918, 1920 yıllarında Ermeni Taşnak çeteleri bölgede büyük bir soykırım yaptılar.

      Batum Antlaşmasına göre Ermenistan’ın yüzölçümü 8.400 m² olarak kabul edilmiş, başka toprak iddia etmemek şartı ile Ermenistan devleti 28 Mayıs 1918 yılında İrevan vilayetinde kurulmuştu. Buna karşın Azerilerin yaşadıkları toprağın büyüklüğü en az 20 bin m² kadar olmuştur. 1916 yılında Erivan Guberniyasında yaşayan Azeri nüfusu 373.582 kişiden oluşmaktaydı. Günümüzde aynı topraklarda bir tek Azeri kalmamıştır. 1920 yılında Çarlık Rusya’nın yerine Sovyetler Birliği kurulmuş, Sovyet Birliği aynı yıl Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’ı işgal edip Sovyetler Birliğine bağlayıp 15 Cumhuriyete dahil etmiştir.

     Rusya’da rejimler değişir ama siyaset değişmez. Çarlık Rusya’nın güttüğü Ermenistan’ı kollama, Azerbaycan topraklarını parçalayıp pay etme siyaseti aynı şekli ile Sovyetler Birliği zamanında da devam etmiştir. Azerbaycan’ın kurulurken yüzölçümü 114 bin km2 idi. Azerbaycan’dan koparılan yaklaşık 28 bin km2 toprağın büyük bir  kısmı Ruslarca Ermenistan’a verildi. Zengezur koridoru da Ermenilere verilerek Azerbaycan’ın kara bağlantısı Nahçivan ve Türkiye ile kesildi. Karabağ’da özerk bir bölge oluşturarak ileride oluşacak soruna gerekçe yaratıldı.

      Ermenilerin Azerbaycan arazilerine göç ettirilme politikasının çeşitli dönemlerde de aşamalı bir şekilde gerçekleştirildiğini belirtmek gerekmektedir. Şöyle ki, son iki yüzyıl içerisinde söz konusu coğrafyada Ermeni birlikleri tarafından Azerbaycanlılara karşı belli amaca uygun bir şekilde hayata geçirilmiş (1905, 1918, 1948-1953, 1988-1994) etnik temizleme politikası sonucunda Azerbaycan halkı ağır mahrumiyetlere, milli facia ve meşakkatlere maruz kalmıştır. Bölgenin demografik terkibinin Hristiyan Ermenilerin lehine zorla değiştirilmesi süreci kah gizli ve açık tahribatlarla, kah da yapay olarak yapılan milli katliamlar ve savaşlar aracılığıyla yürütülmüştür. Böylesine bir politika sonucunda Azerbaycanlılar, günümüzde Ermenistan olarak adlandırılan araziden bin yıllar boyunca yaşadıkları yurt yuvalarından göç ettirilerek toplu katliam ve kıyımlara maruz kalmış, Azerbaycan Türklerine ait binlerce tarihi, kültürel anıt ve yerleşim yeri yıkılarak yerle bir edilmiştir.

     8.400 km2 kadim Azerbaycan toprakları üzerinde şartlı kurulan Ermenistan, arkasına aldığı Rusya desteği ile bunu 3 katından fazlaya çıkararak, işgal etiği Batı Azerbaycan toprakları ile yüzölçümünü 29.743 km2 çıkarmıştır. Bununla da yetinmemiş Karabağ’a 1988 yılında saldırarak işgal ettiği Azerbaycan topraklarını 40 bin km2 çıkarmıştır. Iğdır ili İrevan vilayetine bağlı bir ilçe idi. 1420 yılında Karakoyunlu devleti tarafından ilçe merkezi yapılıp İrevan vilayetine bağlanmıştı. 500 yıl bu durum devam etmiştir. Bugün kadim Batı Azerbaycan İrevan Hanlığı toprakları içinde elimizde kalan tek yadigar vatan toprağı Iğdır işidir.

     Bugün Türksüz Ermenistan siyaseti ile işgal edilip garnizon Ermenistan devletinin kurulduğu topraklar Iğdır ilinin yaklaşık 8,5 katıdır. Iğdır ilinde 2023 yılında 209 bin kişi yaşıyor. Yaklaşık 200 bin kişi de büyük şehirlere ve yurt dışına göç etmiştir. Bu hesapla Iğdır ilininin göç edenlerle nüfusu yaklaşık 409 bin kişi eder. Bunu Ermenistan’ın işgal ettiği Iğdır ilinin 8,5 katı topraklardaki zorla göçe ve soykırıma uğramış rakamla çarptığımızda 8,5×400 : 3.400.000 kişi eder. Deme ki bugün Ermenistan bu kadim Türk yurdunu işgal edip baskı, soykırım ve zorla göç yapmasa idi şimdiki kadim Türk yurdu Ermenistan topraklarında 3 milyon 400 bin Azerbaycan Türkü yaşayacaktı. Buna Ermenistan’ın Karabağ’ı işgali ile yaşanan binlerce Azerbaycan Türkünün şehit edilip öldürülmesi ve bir milyon Gaçgını eklediğimizde en az 4.500.000 Azerbaycan Türkü Türksüz Ermenistan siyaseti ve onun neticesinde yaşananlar sonucu şehit, sakat olmuş veya yerinden yurdundan gaçın düşmüştür.

      Her insan hayatı önemli insan yaşamı kutsaldır. İnsanların yaşadığı vahşetleri rakamlarla ifade etmek en zor iştir. 1915 Tehciri ile 1,5 milyon Ermeninin soykırıma uğradığını iddia eden Ermeniler 196 yıldır Kafkasya’da 4,5 milyon Azerbaycan Türkü ile 520 bin Anadolu coğrafyasında şehit ve gaçgın ettikleri konusu gerçeğini görmezden gelip yok sayıyor. Üstelik Ermeniler sadece kadim Türk yurdunu işgal edip Türksüz Ermenistan yaratmakla kalmamış, emperyalist güçlerin çıkarları için kullandığı, bölgenin gelişme ve istikrarına, kendi halkının refah, huzur ve mutsuzluğuna sebep oluyor.

     Ermenistan bugün kâğıt üzerinde 3 milyon gözükmesine rağmen Ermenistan’da aslında 1.600.000 kişi yaşıyor. Genç nüfus ülkeyi terk ediyor. Ülke Türk dünyası tarafından kuşatılmış, kapalı, yoksulluk sınırını bir türlü aşamıyor. Ermeniler yüzyıllarca bizim ile beraber barış ve huzur içinde yaşadı. İki kültürde karşılıklı etkilendi. Ermeni soyadlarından, müziğe, yemek kültürüne kadar onca ortak yönlerimiz var. Ermenistan küçük bir ülke ve kaynakları kısıtlı. Ermenilerin aklını çalıştırıp Emperyalist güçlerin ve tuzu kuru diasporanın etkisinden kurtulması lazım. Kafkasya’da 1828 yılından bu yana 196 yıldır istikrar yok. Yeterince savaş, kan ve göz yaşı döküldü.

     Savaş çocuklarını savaşa göndermeyen siyasetçiler ile savaştan beslenen çıkarcı para baronları ile silah tüccarlarının işine geliyor. Artık Kafkasya’ya barış gelsin, silah, kan, acı ve göz yaşı dinsin. Analar ağlamasın, kadınlar dul çocuklar öksüz kalmasın. Zengezur koridoru, sınır kapıları açılsın. İnsanlar bir birini yakından görsün. Bölgeye barış, huzur, refah ve istikrar gelsin. Silahlanmaya ayrılan paralar insanların refahı için harcansın. Kanı kanla yıkayamayız. Zengezur koridoru ile engeller kalksın. Alican köprüsü açılıp dostluk köprüsü kurulsun. Güzel ve barış dolu bir Kafkasya’da yaşamak dileğiyle…

https://www.guvengazetesi.com.tr/yazarlar/rufat-gurel/turksuz-ermenistan/608/

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın