İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Aris Nalcı: Türkiye nasıl Ermeni Soykırımı’nı tanıma taleplerine kulak tıkadıysa şimdi de Aliyev rejimi aynısını yapacaktır

Azerbaycan’ın Laçin Koridoru’nu (Berdzor) abluka altına alması sonucu Artsakh’ta (Dağlık Karabağ’da) meydana gelen insani kriz ve Artsakh çevresindeki durum ile ilgili Ermenihaber.am Ermeni gazeteci Aris Nalcı ile bir röportaj yaptı. 

Aris Nalcı Agos Gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğü görevini yürüttü. ARTI Tv’de yayınlanan Gamurç programını yapıyor.

– Azerbaycan’ın Laçin Koridoru’nu abluka altına alması sonucu Artsakh’ta meydana gelen insani krizi nasıl buluyorsunuz ve bu yönde uluslararası kamuoyunun tepkilerini, Koridorun açılması için Azerbaycan’a baskı yapmaması ve eylemsizliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

– Çok katmanlı bir soru. Öncelikle bu durumun kabul edilebilir herhangi bir yanı yok. İlk aşamada Paşinyan’ın ve Ermenistan hükümetinin sözlü olarak Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıdığı söylemine karşılık olarak Azerbaycan kendinde Laçin Koridorunu kapatmak ve burada kendi ‘sınırları’ içerisinde kontrol gerçekleştirebileceğini düşünüyor. Pratiğe bakıldığında bu mümkün olabilir ancak Rusya Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki üçlü anlaşmanın kurallarına uyulmadığını gösterir. Çünkü insanların hareket özgürlükleri konusunda verilen sözler tutulmamış oluyor. Azerbaycan her zaman yapılan ‘anlaşmalar’ı kendisine yarar sağlayacak şekilde eğip büküyor ki bu da metinde yer alan muğlak kısımları kullanmasını sağlıyor.

Öte yandan Azerbaycan Ermenilerle iligli bugüne kadar hangi uluslrarası anlaşmaya sadık kalmış ki şimdi bu son anlaşmaya sadık kalacağını düşünüyoruz. Aynı şekilde imzalanacak herhangi bir barış anlaşmasının da Aliyev rejimi için herhangi bir bağlayıcılığı olmaycaktır.

Şunu görmemiz gerekiyor Karabağ Savaşı’nı Ermeniler kaybetti. Sadece Ermensitan değil tüm Ermeniler’i kast ediyorum. Bu savaşın kazananı olarak Azerbaycan her anlamda daha güçlü bir konum inşa ediyor. Ukrayna savaşı sebebiyle Rusya’nın, Azerbaycan’a ve Türkiye’ye ihtiyacının artması da Azerbaycan’a ihtiyacı olan konjoktürü sağlıyor. Uluslararası tepkileri yetersiz görüyorum. Bu tepkiler belki ancak şu ana kadar Azerbaycan’ın bir önceki savaşta olduğu gibi sınıra Suriyeli paralı askerleri yığamamasını sağlamıştır. Onun dışında Azerbaycan uluslararası arenadan kendisine gelen sözleri görmezden gelmektedir.

Aliyev rejiminin büyük ağabeyi Türkiye nasıl yıllarca soykırımla ilgili inkar politikası üretip dünyadaki diğer ülkelerden gelen Ermeni Soykırımı’nı tanıma taleplerine kulak tıkadı ise şimdi de Aliyev rejimi aynısını yapacaktır.

Öte yandan şu anda Batı’nın Ermenistan’a yardım ediyormuş gibi gözükmesi ileride başlayacak olan bir savaş sırasında Ermenistan’dan doğrudan batılı diplomatlar aracılığı ile bilgi alabilmektir. Batı Ukrayna’ya da milyonlarca dolar yardım yaptı, bir sürü silah desteği verdi ancak bu Ukrayna halkının kaderini şimdiye kadar değiştirmiş değil. Batı’nın Ermensitan’a bakışı Ukrayna’ya bakışından daha da farklı olmayacaktır. Daha fazlasını beklemiyorum.

– Azerbaycan’ın arkasında Türkiye’den başka hangi güçler var?

– Azerbaycan’ın arkasında özellikle belirtilecek bir güç yok. Azerbaycan’ın arkasındaki güç parasıdır. Konjöktürü iyi okuyabilme yeteneğine sahip diplomat bir kişi Aliyev. Ve şu anda girdiği savaşlara çok önceden hazırlandı. 30 yıl boyunca toplumu militarize etti ve hazırladı. 1991’de Şuşi’de geçen bir savaş oyunu (under the ocupation) tasarımına destek olup bunu okullarda o zamanın liseli gençlerine oynatmak ilerideki savaşa asker hazırlatmaktır. 91’de çocuk olanlar şimdi asker. Türkiye de Azebaycan’ın arkasında para akışı ve ekonomik ilişlilerinin sınırı kadar vardır. Aliyev rejimi 30 yıl boyunca Türkiye’de derin bağlantılar yarattı. Bu bağlantılar Erdoğan’dan bile derin. Erdoğan’ın bile haberdar olmadığı ekonomik ilişkiler kuruldu. Bu da Aliyev rejiminin Türkiye’deki iç politiakada dahi etkin olmasını sağlıyor. Örneğin son seçimlerde küçük de olsa belirleyici bir aday olan Cumhurbaşkanlığı adayı Sinan Oğan Aliyev rejimi desteği ile bugünlere geldi. Şimdi Türkiye’de yeniden şekillenen milliyetçi akım yine Aliyev rejimi ile bağlantılıdır.

Öte yandan İsrail ve Pakistan da bu denklemde Aliyev’in yanındadır. Her ülke kendi çıkarlarını düşünmekte. Doğal olarak Rusya ve diğer CTSO (KGAÖ) ülkeleri de Ermenistan’dan çok Aliyev rejiminin yanındalar. Tüm bu ülkelerde yıllarca Azerbaycan’ın yaptığı yatırımlar artık kemikleşmiş bağlar kurmasını sağlıyor.

Bu anlamda Ermenistan’ın bölgede sadece iki krutarıcısı olabileceğine inanıyorum. İran ve Rusya. Rusya şu anda Azerbaycan’a daha yakın.

– Laçin Koridoru’nun açılması ihtimali gündemde. Siz böyle bir ihtimal görüyor musunuz?

– Umarım açılır. Ancak Azerbaycan’ın Laçin koridorunun açılmasını Ağdam’a bağlaması bu bağlantıda Azerbaycan’ın sürekli sorun çıkaracağını gösteriyor. Açılsa dahi tekrar kapatmak için Aliyev rejimi bir bahane bulacaktır.

– Bölgede gerilim sürerken bir yandan Ermenistan ve ABD arasında tatbikat yapılıyor. Öte yandan Azerbaycan ile sınır boyunca AB gözlemcileri devriye geziyorlar. Sizce bölgedeki gerilim savaşa dönüşür mu?

– Umarım dönüşmez ancak yukarıda belirttiğim konjektürel sebepler nedeniyle Aliyev’in yıl sonundan önce bir savaş çıkarma ihtmalinin yüksek olduğunu düşünüyorum. Bu savaş İran sınırına kadar gitmeyebilir. Ancak Ermenistan’ın kuzeyi ve İran sınırından uzak tutularak kontrollü olabilir. Çünkü İran uluslararası sınırların değişimine ihtmal verecek bir saldırıda harekete geçeceğini duyurdu. Karabağ herhangi bir ülke tarafından tanınmadığından pratik olarak uluslar arası sınır sayılmıyor. Bu sırada da Aliyev rejimi Karabağ’ın tam kontrolünü ele geçirecektir. Batı bu durumda ancak gözlemci olacaktır. ABD’den birkaç askerin Ermenitanla tatbikat yapması bir gösteridir. Ancak ABD bence Ermenistan’a bir savaş durumunda barış gücü göndermez. Aliyev de bunun farkında. Bu yüzden de savaşı tercih edecektir.

Umarım yanılırım.

https://www.ermenihaber.am/tr/news/2023/09/13/Aris-Nalcı-Azerbaycan-Karabağ-Artsakh-Laçin-Türkiye/256439

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın