İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Diaspora Ermenileri

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

Mustafa Akgün

Büyük devletlerin derin yapılanmaları Diaspora Ermenilerini hep kullanagelmişlerdir.

ABD, Kanada, Fransa, İngiltere, Rusya, Ermenileri hep yönlendirmişler, hep kışkırtmışlardır.

19. asrın başlarına kadar Ermeniler, Osmanlı’nın ‘teba-yı sadıka’sıydı. Ancak bu tarihten sonra Ermenileri kışkırtma faaliyetleri başlamıştır. Bunun için Osmanlı zamanında olsun, bugün olsun yerli hainler kullanıldığı gibi dışarıda da pek çok teşkilatlar kurulmuştur. Bu teşkilatlar Osmanlı Devletine pek çok zararlar vermiştir. 

Devletler olsun, terör teşkilatları olsun, Osmanlıyı şunun için hedefe koymuşlardır.

Devlet-i Aliye-i Osmanî, dünya siyasi tarihinde kaydedilen en büyük devletlerinden biridir. İnsan eksenli bir mefkûresi vardı. Müslim, gayrimüslim herkese adaletle hükmediyordu. Bunun için Osmanlı, vahşî kapitalizmin karşısında çok ciddi bir engeldi. Bundan dolayı vahşi kapitalistler Osmanlıya şiddetle karşıydılar. Hâlâ da karşıdırlar.

Bazı devletler, Osmanlıya devlet olarak bizzat karşı oldukları gibi bazı azınlıkları da Osmanlıya karşı kullanıp kışkırttılar.

Ermeni terör teşkilatı olan HINÇAKLAR, 19. yüzyılda Osmanlı devletinin başına çok gaileler açtılar.

Bir diğer terör teşkilatı olan TAŞNAKLAR da usul ve hedef yönünden Hınçaklarla aynıydı. 

Aralarındaki fark, bazı ufak tefek görüş ayrılıklarından ibaretti. 

Hepsinin de gayesi Osmanlıya zarar vermek, onu çökertmekti.

20. yüzyılın ikinci yarısında, bir diğer terör teşkilatı olan ASALA sahne aldı, devreye sokuldu. ASALA Diaspora Ermenilerinin kurduğu bir terör teşkilatı idi. Avrupa’da olsun, Amerika’da olsun konsolosluklarda ve diğer bazı kuruluşlarda pek çok Türk vazifelisini şehid etmişledir.

Bugün ASALA, PKK’ya iblağ edilmiştir. Ölü olarak ele geçirilen PKK mensupları içinde pek çok sünnetsiz kişinin bulunması bunun en önemli delillerinden biridir.

Diaspora Ermenilerinin, teşkilat olarak yaptığı pek çok şey vardır.

Bunun yanı sıra Diaspora Ermenileri mensuplarının kişi olarak da pek çok bozgunculuk yaptığı görülmektedir.

Birinci ve İkinci Meşrutiyet meclislerinde pek çok Ermeni mebus vardı. Bunlar Osmanlı mebusu oldukları halde Osmanlı aleyhine pervasızca çalışırlardı.

Hamparsum Boyacıyan terör teşkilatı yöneticisi bir Ermeni’dir. 1895 yılında Siirt-Sason’da devlete karşı isyan çıkarmış fakat başaramamıştır. İdama mahkûm olmuştur. Ancak emrinde çalıştığı İngiliz gizli servisinin yardımıyla idamdan kurtulmuştur. Bu da yetmemiş Osmanlı ‘Meclis-i Mebusan’ına mebus olarak girmiştir. 1915 hadiselerinin elebaşlarından biridir. 1915 yılında Osmanlı devletine karşı bir ihanete yeltenilmiş, devlet de tedbirini almış ihanet edenleri dağıtmıştır. Hamparsum Boyacıyan ve adamlarının ihanet ve devlete karşı oluş suçları sabit görülerek idam edilmiştir. Diaspora Ermenilerinin 1915 yılındaki bu hadiselerden dolayı kuyruk acıları bundandır.

Agop Dilaçar Martayan da İngiliz gizli servisiyle çalışan Ermenilerdendir. Osmanlıya ve Türkiye’ye karşı pek çok suç işlemiş, suçları da sabit görülmüştür. İnce hikmet, sonradan bu kişi Türk Dil Kurumunda etkin yerlere getirilmiştir. Güzel Türkçemize kargacık burgacık kelimler sokarak dilimizin güzellik ve sağlamlığını bozma çalışmalarında bulunmuştur. Uydurma, türetilmiş pek çok kelimenin Türkçeye yerleştirilmesine zemin hazırlamıştır. Mezarı Şişli’deki Ermeni Mezarlığında bulunmaktadır.

Emin Oktay, bir zamanlar okullarda okutulan tarih kitaplarını yazanlardan biriydi. Kendisine, “Emin, sen tarihçi değilsin, niye tarih yazıyorsun” denildiğinde şu cevabı vermiştir:

“Bana yaz dediler, yazıyorum.” 

Fransız Akademisi üyesi tarihçi Albert Vandal, Abdülhamid Han için ‘Le Sultan Rouge’ deyimini kullanmıştı. Yani ‘Kızıl Sultan’ demekti bu. Emin Oktay da bu iftirayı ders kitaplarına taşımıştır.

Bazı araştırmacıların Emin Oktay hakkındaki değerlendirmeleri şöyledir:

‘Emin Oktay tek merkezden yazdırılan emperyalist sömürü düzeninin sadece Türkiye acentesiymiş. Her ülkede bir yed-i emin adamları varmış. Ders kitaplarına ezber metinlerini bunlar yazmaktadır.’

Diaspora Ermenileri, günümüz Türkiye’sinde de pek çok şey yapmaktadır. Yaptıkları bazı çalışmalar biraz yakından ele alınacak olursa çok şey görülür.

Kadın politikacıların bazıları çok iyi rol yapmaktadırlar. Lana Turner, Marilyn Monroe, Liz Taylor, Brigitte Bardo, Claude Cardinal kadar olmasa da iyi rol yapmaktadırlar. Görülen yüzlerinin ardında başka yüzleri vardır. Bu yüzlerini göstermemeye çalışmaktadırlar.

Yazımızı son günlerin trajikomik bir hadisesini tekrarlayarak bitirelim.

Meral Akşener, Hatay Defne Devlet Hastanesinin temelinin atılması sırasında çok usta rol yaptı. İşin aslını bilmeyenler ona kolayca kandılar. Daha doğrusu kanmak istediler.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hastane temeli atılmasıyla alakalı şunları söylemişti:

“Bu fevkalade parlak, bir o kadar da cüretkâr arkadaşlarımız boş araziye beton döküp ‘Hastane temeli atıyoruz’ diye Türkiye’ye yutturmaya kalktılar.”

Tabiî bu, yalan ve iftiradan başka bir şey değildi.

Defne Hastanesi rekor denilecek bir sürede yapılıp dikiliverdi. 

Bu Türkiye için gurur, iftira atanlar için zilletti.

https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/mustafa-akgun/diaspora-ermenileri-42147.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın