İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yeşilçam’ın azınlık ‘öteki’leri (4) 

Mesut Kara

Yeşilçam’ın azınlık “öteki” oyuncularını yazmayı sürdürmeye başlamadan önce bir sergiden, o sergide adı geçenlerden söz edeceğim. “TÜRVAK’ta İstanbul’un Rum Sinemacıları Sergisi” başlığıyla yayımlanan bültende, “TÜRVAK Sinema-Tiyatro Müzesi’nde TÜRVAK ve Sula Bozis arşivi katkılarıyla hazırlanan ‘İstanbul’un Rum Sinemacıları’ sergisinden bahsediliyordu. “Beyoğlu’daki halka açık ilk sinema gösteriminden Yeşilçam’ın altın çağına uzanan süreçte sinemaya emek vermiş ‘İstanbul’un Rum Sinemacıları’na” odaklandığı belirtilen sergi için şu ifadeler kullanılıyordu: “Türk Sineması’nın 100. yılı kapsamında, TÜRVAK Sinema-Tiyatro Müzesi tarafından hazırlanan sergi, TÜRVAK Müzesi ve Sula Bozis arşivinden 100’ü aşkın belge, fotoğraf ve film afişini bir araya getiriyor.”

Serginin içeriği şu bilgilerle duyuruluyordu: “Sergide, ‘Sinema Salonu Sahipleri ve İşletmecileri’, ‘Yapımcılar ve Film İthalatçıları’, ‘Oyuncular’ ve ‘Görüntü-Ses-Kurgu Yönetmenleri’ olmak üzere 50’ye yakın isim yer alıyor: ‘Balkanların ilk sinemacısı’ Fenerli Dimitris Meravidis; Sponek Birahanesi’nin sahipleri Dimitris Panuryas ve Dimitris Alataris; Odeon Tiyatrosu’nda film gösterimleri gerçekleştiren Petrakis Raftopulos; Concordia Tiyatrosu’nun işletmecileri Andreas Livadas ve Andreas Ksenatos; film şirketi sahipleri Antoni Apostolu (Ceylan Film) ve Yorgo Saris (Elektra Film); Cici Berber (1933), Milyoner Avcıları (1934) ve Leblebici Horhor Ağa (1934) filmlerinde rol alan Zozo Dalmas; Şarlo İstanbul’da (1954) filminin başrol oyuncusu Kimon Spathopulos; sinemamızın ilk vamp kadınlarından Pola Morelli ve Luiza Nor; Pera Güzeli’nin (L’Orea Tou Peran, 1953) yönetmeni Orestis Laskos; görüntü yönetmenleri İoakim Filmeridis, Manasi Filmeridis, Kriton İliadis ve Kosta Psaras; kurgu yönetmenleri Diamandi Filmediris ve Alekos Aleksandru; ses mühendisleri Yorgo İliadis ve Marko Buduris, beyazperdenin İstanbul’daki serüvenine tanıklık etmiş diğer birçok isimle birlikte bu özel sergide sinemaseverlerle buluşuyor.”

SİNEMAMIZIN AZINLIKTAN OYUNCULARI

Yeşilçam’ın azınlık “öteki” oyuncularını yazmayı geçen hafta kaldığımız yerden sürdürelim… “Deniz Kızı Eftelya, Zozo Dalmas, Luiza Nor, Pola Morelli, Rula Papa, Türk filmlerinde oynayan Rum kadın oyunculardı. Atina Miloharakti Ayla Karaca ismiyle Türk sinemasında 1941-1951 yıllarında beş filmde, ayrıca 2004’te “Yabancı Damat” dizisinde yer alır.”1

Zozo Dalmas: Zozo Dalmas’ın doğum tarihi bazı kaynaklarda 1905, bazılarında 1914 olarak geçer, İstanbul doğumludur. Asıl adı Zoe Stavridu olan Zozo Dalmas 1924’te 10 yaşındayken ailesiyle birlikte Selanik’e yerleşir. 13 yaşında Greku Konservatuvarında piyano ve şan dersleri alır. Elsa Engel Tiyatrosunda “Leblebici Horhor Ağa” operetinin koro ve balesinde ilk kez sahneye adım atar. Sonrasında pek çok operette primadonna olarak yer alır. Çalıştığı operet gruplarının Kahire’deki gösterilerinde Mısır Kralı Fuat’ın onu izleyip saraya davet ettiği, değerli mücevherlere boğduğu ve bir süre birlikte yaşadığı yazılır. (a.g.y.)

1933’te Samarcı tiyatro grubuyla İstanbul’a gelip Beyoğlu’da tiyatrolarda sahne alır.

Bu dönemde İpek Film’in çektiği iki filmin başrolündedir. Bunlar “Cici Berber” (1933, Muhsin Ertuğrul) ve “Milyon Avcıları” (1934, Muhsin Ertuğrul) filmleriydi. Ayrıca 1934 yılında yine Muhsin Ertuğrul’un yönettiği “Leblebici Horhor Ağa” filminde de oynar. Zozo Dalmas Türkiye’de başladığı sinema hayatını Yunanistan’da da sürdürür.

Zozo Dalmas’ın yaşam öyküsündeki en ilginç bilgi ise Atatürk’le yaşadıkları “duygusal birliktelik.” “Paris’ten Pera’ya Sinema ve Rum Sinemacılar” adlı kitapta da başka birçok kaynakta da gazetecilerin köşe yazılarında da bu birlikteliğe dair bilgiler, yorumlar yer alır.

“Şuh, vamp ve çalımlı oyuncu, Atatürk’ü cezbederek Tokatlıyan Otelinde onun tarafından ağırlandı. İstiklal Caddesi’ndeki Meşhur Kuyumcu Frangulis’ten Atatürk’ün ona yolladığı hediyeler ve Zozo Dalmas’ın Tokatlıyan salonlarında Atatürk’e atfen söylediği şarkılar eski İstanbulluların sohbetlerinde yıllarca anılırdı.” (a.g.y.)

1935 ve 1938 yılları arasında Atatürk’ün yakın korumalığını yapan, Atatürk’ün özel hizmetinde çalışan Nazım Canca, “Hayatım ve Hatırlarımda Atatürk” adlı kitabında yaşadıkları bir geceyi şöyle anlatır:

“Bir kış seyahati esnasında Dolmabahçe Sarayı’ndayız. Her zaman olduğu gibi yine sofrada yirmi beş otuz kişi, aralarında zamanın meşhur Yunan film ve ses sanatçısı Zozo Dalmas da yanında gitarist bir bayanla birlikte hazır bulunmakta. Ayrıca saz takımı da yerlerini almış hafiften sanatlarını icra ediyorlardı. Zozo Dalmas’ın gitaristi gitarını eline aldığı zaman, bizim saz takımı sustu ve Zozo Dalmas gitar eşliğinde şarkılarına başladı. Bir taraftan şarkı söylerken diğer taraftan dans ediyordu.”

Yine Mine G. Kırıkkanat Radikal’de yayımlanan “Provokasyon” başlıklı yazısında (02/11/2002) Zozo Dalmas’la ilgili şu bilgileri verir:  “Zozo Dalmas, Yunanistan’da Anadolu havaları söyleyen en tanınmış rebetiko şarkıcısıdır. Kurtuluş Savaşı’ndan yıllar sonra bile, doğru ya da yanlış, kendisinin bir zamanlar İzmir’de Mustafa Kemal’in sevgilisi olduğu anlatılmaktadır. Ölümünden bir süre önce, Atina’da Zozo Dalmas’la röportaj yapan bir gazeteci, şarkıcıya bu ilişki hakkında terbiyesizce bir soru yöneltir. Bıçkın Rum dilberi Zozo, cevabı yapıştırır: ‘Evet, İzmir yanarken ben Kemal’in koynundaydım. Zaten İzmir’i de benim yüzümden geri aldı! Var mı diyeceğiniz!”

Zozo Dalmas, 1984 yılında Atina’da büyük bir yokluk içinde ve unutulmuş biri olarak yapayalnız ayrılır bu hayattan.

Haftaya diğer azınlıktan oyuncularla sürdüreceğiz yazımızı…

(1) Paris’ten Pera’ya Sinema ve Rum Sinemacılar, Yorgo Bazis-Sula Bazis. Yapı Kredi Yayınları, 2014.

https://www.evrensel.net/yazi/90966/yesilcamin-azinlik-otekileri-4

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın