İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Adapazarı ve Bahçecikte Kız Evlendirme*

HYETERT  

Hasmig Seropyan Cingöz (Derleyen)

21.12.1969

Bugünkü Sakarya ve İzmit dolaylarında bulunan Bahçecik ve Adapazarı halkının nereden gelip yerleştikleri kesin olarak bilinmemektedir. Söylentilere göre Sıvas dolaylarından gelen bir grup Adapazarda yerleşmişler zamanında o günün Türkiyesinden ileri bir hayat seviyesi sürdürüp yaşamışlardır. Bahçecik  halkının ise Doğu Anadolunun Diyarbakır yöresinden bir grup olduğu sanılmaktadır. Onlarda ileri bir hayat seviyesi yaşamışlar hatta gençlik ilişkilerinde bugünün yadırganan hareketlerini yapabilmişlerdir. Adapazarlıların sekiz sesli korolar düzenleyip konser verdikleri, Bahçeciklilerin ise ufak çapta bir tiyatroya ve lısaran ( Լսարան ) dedikleri bir konser salonuna sahip oldukları bilinmektedir.

Kız-Erkek ilişkileri 1900’ lerdan sonra bugünkü anlamı kazanmaya başlamıştır. Anlatıldığına göre, Bahçecikte bulunan ve Tızug Anar ( Թզուկ Անտառ) diye adlandırılan parkta gençlerin gizli gizli buluştukları ve hatta Adapazarlı kızların Bahçeciği ziyaret ettiklerinde, gördüklerini kendi köylerinde anlattıkları ve parkı da Siro Andar ( Սիրոյ Անտար ) diye niteledikleri bilinmektedir.

Yazımızda, elde edebildiğimiz derlemeler çapında, Adapazarı ve Bahçecik’te “Düğün Şenlikleri”ni anlatmaya çalışacağız.

             Düğün tarihi kız ve erkeğin aileleri tarafından kararlaştırılır. Bu günün Pazar olması gerekir. Düğün Pazardan evvelki Cuma akşamından başlar. Cuma gecesi ‘’Kına Gecesi’’ diye tanımlanır.Kız tarafının yalnız kadınları toplanır. Gelinin arkadaşları yörenin oyunlarını oynarlar. Şarkılar söylerler özellikle, kızı, evden ayrılıyor diye ağlatmak için ne varsa yaparlar ve şu dörtlüğü söylerler.

Աոին դրին վարի տունը

Լցին վրան վարդին ջուրը

Ֆէրմանէին դէրսդին հագնիմ

Հարս առնողին շէմը քաքնիմ

Bunun üzerine kızın yerine arkadaşları şöyle cevap verirler.

Ես չեմ ուզեր վարի տունը

Կ՛ուզեմ հօրս տունը։

Söylenen şarkılardan bazıları şunlardır.

Գինովները վեր ելան

Տեստին պուտ մը ջուր չկայ

Հարս ըլլողին

Հալը հարցնող մը չկայ․․․․

+++

Ալ  չախին տակը պայիր

Աղջիկդ ինծի տայիր

Հէյ կիտի տօմպայ տօնպայ

Հէյ կիտի գօմէշ գօմէշ

+++

Այս ինչ բարսըկէք լեռ է

Ջուրը հիւանդի դեղ է

Սիրածը սիրածին չեն տար

Ասինչ անօրէն գեղ է․․․

+++

Աղաւնիին շալը

Շալվարին աղը

Կանչեցէք աղջիկներ վրայի խաղը

Եանտըմ Աղաւնի ըրէզիլ եղար

Օրդան մնացիր

Աղաւնի պօխչադ առիր

Ելար ու՞ր գացիր

Միւսիւ տօքթօրին հետ պսակուիլ գացիր

Եանտըմ աղաւնի ըրեզիլ եղար

Օրդան մնացիր․․․

            Cumartesi akşamı yine kızın evinde toplanılır. Bu kez damat, kirve ( Կնքահայր ) ve çalgıcılarla gelir, kayınbaba ve kaynana evin dış kapısında kızın ana ve babası tarafından çalgıcıların eşliğinde karşılanır. Eylenti böylece başlar.

            Evin sofrasında toplanan çalgıcılar bir bakır tepsi etrafında oturup çalmaya başlarlar. İçkiler gelir, vakit ilerler, hava ısınır karşılıklı maniler söylenir. Daha çok çalgıcıların ve yetişkin kadınların teşvikiyle genç erkekler gözlerine kestirdikleri kızlara kaş göz ederek oyun oynamaya zorlarlar. Oyun sırasında coşan gençler kızların alınlarına para yapıştırırlar, bunun üzerine çalgıcılar şu beyti atarlar:

                 Ho yolla patagözu yolla (para birimi)

Ho yolla mecidiye fırla

Beyit tesirini gösterir, kızlar paraları toplayarak bakır tepsiye atarlar.

Oyunların Özellikleri: Erkek kız karşılıklı elerini omuz hizasına kadar kaldırıp parmak uçlarını ovuşturarak ileri geri sallarlar, ayaklar ise birbiri ardında sürterek ileri geri hareket ettirilir.

Çalgı aletleri içersinde davul yoktur, ut, keman, zurna gibi enstrümanlar kullanılır.

            Söylenen manilerden bazıları şunlardır:

Լեռները գակած գակած

Նշանածս գիւրք հագած

Նշանծին տուած ոսկին

Կերտանին վրայ կախած․․․

+++

Լուսաղբիւրին ծաոեռը

Հօն թօփ կ՛ըլլան մանչեռը

Նշանածին օր տեսնին

Ծուռ կը դնին ֆէսերը․․․

+++

Պարտէզ պարտէզիս դիմաց

Քեզ տեսայ խելքս գնաց․․․

+++

Պիւլպիւլը վարդին վրայ

Խնձորը ծառին վրայ

Երկու եար կը պտտին 

Աննային բաղդին վռայ

Կաթը խայմախին համար

Աղջիկը տղուն համար

Զատկին, վարի կալերը

Կ՛ ըլլայ աղջկայ պազար․․․

            Dananın kuyruğu Pazar günü kopar, sabah erkenden damadın evinde hareket başlar. Düğünde giyeceği giysiler ‘’Halaf’’ denilen üstü sırma ışlemeli kırmızı kadife bir bohça içersine konur. Bütün hazırlıklar tamamlanınca önde köylüler ve çalgıcılar arkada Halafı bakır bir tepsi içersinde başında taşıyan bir genç, yanında kirve ve en yakın akrabaları bulunan damat, kafile halinde kız evinin yolunu tutarlar. Kız evinde de gelin kendi hazırlıklarını yapmaktadır. Kafile eve varınca damadın ve gelinin giysileri köy papazı tarafından takdis edilir .

            Bu merasimden sonra, damat ayrı bir odada kendi arkadaşları eşliiğinde gelin ise (Կնքամայր) ları tarafından yine evden ayrılacağı hatırlatılıp zorla ağlatılarak giydirilir.

            Hazırlıklar tamamlanınca kafile kiliseye doğru yol alır. Damat önde kirvesi eşliğinde yürür. Ellerinde mumdan yapılmış çiçekler ve tüllerle süslü mumlar bulunur (Կնքամայր) ve kadınlar gelini aralarına alıp damadın arkasından ilerlerler.

            Kiliseye, ilk önce damat kirve’siyle girer. Gelin (Կնքամայր) eşliğinde onları takip eder. Ayinden sonra damadın evine gidilir. Eve girilince kapı eşinde kurban kesilir, kan akıtılması, evliliğin bereket içersinde geçmesi arzusuna dayandırılır.

            Daha sonra düğün şenlikleri başlar. Yine oyunlar oynanır, maniler söylenir. Gelin yerine damadın yanına şaka mahiyetinde başka bir kız oturtulur. Damat kıza para verip yanından uzaklaştırır. Saklanmış olan gelin ortaya çıkar.

            Gelin ilk önce görümcesi, sonra eltisiyle oynar. Daha sonra da yetklilerin teşviki ile kaynana da gelinle aynamayı kabul eder. 

            Oyunlar esnasında söylenen manilerden bazıları şunlardır:

Այսինչ կոճշիկ մոկշիկ է

Ելեր ինկեռ մեր դուռը

Շարէ շապիկ հագեր է

Գդան լանշիկ կապեր է․․․

Բակն արեւով լեցեր է

Մանուկ տղան տեսեր է

Մօրկանը խելքին անցեր է․․․

Aman şeker oğlan

Canım şeker oğlan

Akşam da tez gel

Sana döşek yorgan

+++

Elınde sazı 

Gel bazı bazı

Etme bu nazı

Aman şeker oğlan

+++

Սա դիմացի նոր տունը

Մէջի տէմիրէ դուռը

Ինձ եարիսմէ զատողը

Տիլէնմիշ ըլլայ դուռը։

Անձրեւ կուգայ շաղալէն 

Ուլու լեռը դողալէն

Ես եարիս մէն զատողը 

Տիլէնմիշ ըլլալ դուռը

            Geç saatlere kadar devam eden sazlı sözlü eylenti, davetlilerin ve akrabaların dağılması ile sona erer.

            Ve genç çiftler yörenin verdiği tatlı inanışlar altında beraberliklerini sürdürürler.

Düzeltmeler

Adapazarı 1900 doğumlu Anneannem Nıvart Arzumanyan Moskofyan ve Bahçecik 1895 doğumlu babannem Diruhi Gozgozyan Seropyan ile yaptığım söyleşiler sonunda bu bilgileri derlemiş bulunmaktayım. Her ikisi de 1915 de doğup büyüdükleri şehirlerden ayrılmışlardır.

Yazı SHTYD Kitaplık Kolu tarafından basıldıktan sonra anneannem daha önce hatırlamadığı ayrıntıları da hatırlamış ben de sayının arkasına el yazısıyla not almıştım. Buna göre: Nişanlılık süresi çok ilginçtir. Kız ve erkek daha birbirlerini görmemişlerdir… Kazaen tanışmış olup karşılaştıklarında kız kaçacak delik arar. Anlatıldığına göre, nışanlı kızlardan biri çeşmeden eve su taşırken nışanlısını görünce gelibolularını (bir nevi testi)  fırlatıp saklanmaya çalışır… Yine iki genç oturup konuşurken yoldan iki genç güzel kız geçer. Erkeklerden biri arkadaşına : ‘’Hangisini beğendin’’ diye sorar. Arkadaşı da: Esmer de kırmızı yanaklısını beğendiğini söyler. Arkadaşı da: Akıllı işte o senin nışanlındır der, anneannemin annesi Yevkine.

Çünkü evlilik kilisede kutsanacaktır.

Տէրէն ջուր կը վազէ

Հարցուր նայինք ո՞ւր կ՛երթայ

Մահանա քէնին կ՛ընէ

Իր եարը տեսնել կ՛եռթայ։

+++

Սա դիմացի լեռները

Իրար եկան եարերը

Հէյ կիտի տօնպայ տօնպայ

Հէյ կիտի գօմէշ գօմէշ

+++

Սև հաւը ածեց կարգաւ

Հարս աղջիկը գիւք հագաւ

Մօրը տուած ոսկին

Կերտանին վրայ բակաւ։+++

Foto: Torosyan ve Seropyan aileleri toplu halde. Fotoğrafta görülen gözlüklü yaşlı hanım anneannem Nıvart, yanındaki babaannem Diruhi, ayakta ben Hasmig, koluna girdiğim Diruhi’nin ablası Maritza (çenesinde dövme esir işareti var) ve küçük kız da Eczacı Yüzbaşı Sarkis Torosyan’ın torunu Sosi.

Fotoğraf Yüzbaşının oğlu Melkon Torosyan tarafından çekilmiştir.

Yazıyı Surp Haç Tıbrevank’tan Yetişenler Derneği’nin Kitaplık Kolu Bülteniinden tıpkı basım yapmamız içen dizen Anto Cingöz’e teşekkürlerimizle (HYETERT)

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın