İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Jakoben Fransa ve Fransız

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

Ali Haydar Haksal

Düşünce tarihinde  Fransa kendini bildiği tarihten itibaren İslâm düşmanlığı ile donandı. Bu dönüm tarihi ister Rönesans olsun, ister Fransa İhtilali ya da Aydınlanma olsun fark etmiyor. Sorun, kilise ve onun anlayışı. İslâm’ın gelişmesi karşısında Hıristiyanlık yenilenemeyeceğine göre tedbir alması gerekir. Yenilenme, aşılamayan sorunlarla ilgili. Hazreti İsa’nın tanrı ya da oğul konumunda olması. Bununla ilgili yapılan yorumlar hiçbir zaman tatmin edici olmadı. Bir diğer deyişle teslis sorunu. İslâm düşüncesinde peygamberlerin insan ve kul olması aradaki farkı ortaya koyuyor. O zaman, Batı, Tanrı’yı bile devrede bırakarak hümanizme sarıldı. İnsanı tanrı konumuna çıkardı. Metafiziği kendince devreden çıkardı.

Şu bir gerçek ki bunda istese de başarılı olamadı. Hıristiyan toplumda inanç zayıfladı, farklı düşüncelerin arayışına girdi. Sonuçta bunlar da yeterli olmadı. İdeolojiler, bunların uzantıları da sonuç getirmedi.

Bir amaçları vardı, Müslümanları İslâm’dan uzaklaştırmak. İslâm’ı etkisiz kılmak. Bütün çabası ve yoğunluğunu buna verdi. Fakat bunda başarılı olamadı. Son evrede Müslümanları birbirine düşürerek, iç savaşlar, çatışmaları destekledi. Hatta içten içe başlattı. Şu sıralar yapmakta olduğu, büyük bir cephe oluşturmak. Bu cephede Müslümanlar birbirinden uzaklaştırılarak güç ve zaman kazanma.

Onların kendilerine göre en etkili araçları ırkçılık, mezhep çatışması. Araplar büyük bir yekûn oluşturmalarına karşın aralarındaki bir birlikten söz edilemez. Fransızlar Osmanlı Devleti’ni hedef aldıklarından beri en çok üzerinde durdukları alan Mısır. Mısır’ın koparılmasında başarılı olundu. Önce Osmanlı Devleti’nden sonra da kendi başına bir ada kurmaya yönlendirildi. Napolyon’un Mısır işgalinden beri onlardan yana görünen bir Fransa var. İlerleyen zaman içinde ideolojisini de orada bir dönem etkili kıldı. Arap milliyetçiliği, sosyalizmi gibi. Zamanla bunun etkisi yitti. Bugün Mısır’da bir sosyalizmden söz edilemez.

Osmanlı’dan sonra küçülen ve Anadolu’ya sıkışan  Türkiye üzerinde de benzer bir durum var. Fransız düşüncesinin etkisindeki aydınların ve siyasal yapılanmaların etkisi büyük ölçüde kalıcı oldu. Pozitivizm ve inançsızlık. Fakat halk Müslüman ve bu dalgaya büyük ölçekte katılmadı. Kendisini korudu. Burada da insan merkezli bir oluş. Belli bir yere kadar sonuç alınmış olsa da halkların dönüştürülemeyişi Batı açısından tedirginlik gerektirecek bir durum. İslâm milletinin değerlerine dönmesi, istenen sonucun alınamayışı Batı’yı, özelde de Fransa’yı fazlasıyla tedirgin ediyor. Fransa İslâm’ın etkisine girme konusunda hazır bir bölge. Afrika ile olan zorunlu ilişkiler, siyahîlerin varlığı, Arapların giderek varlık oluşturması başlıca nedenlerden. Fransa şu sıralar görünürde terörizme savaş açıyor gibi görünse de asıl savaşı İslâm ile. Hazreti Peygamber üzerinden başlatılan savaşın amacı da budur. Karikatür olayı sadece bir bahane. Yüzyıllardır istenen sonuçları alamayınca yeniden bir Haçlı zihniyeti ile Papa Urbain konumunda kendini görüyor. Cepheyi hem genişletiyor hem da alanlar açıyor. Zaman zaman yaptıkları açıklamalarla savaşlarının genel anlamda Müslümanlarla olmadığı, İslâm terörü olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Oysaki Arap Baharı diye tanımlanan dalgada Libya söz konusu olunca Fransız hükümeti yeni bir Haçlı Seferi tanımlamasında bulundu. Bu, Batı’nın sık başvurduğu bir yol. Batı’nın birlikte hareket edebilmesinin tek koşulu. Fransa emperyalizm konusunda İngiltere’ye, sonra Abede’ye alanları kaptırınca güç yitirdi. Bir gücü var ki, Fransız düşüncesinin etkisi. Bu, Batı’yı da bir bütün olarak yönlendiriyor.

İslamafobi ve sonuçları onların sarıldığı en önemli alan. Bununla aralarında bir bütünlük sağlayabiliyorlar. Gerek Karabağ, Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Ortadoğu, İran, Türkiye  Azerbaycan hazır ve sıcak gelişmelerin merkezi. Ve tabii bir türlü halledemedikleri İslâm konusu. Fransa, geçmişinin devamı. Macron sadece bir sonuç. Kalkıp öfkeyi sadece ona yöneltmek sonuçları değiştirmiyor. İslâm karşıtlığı onlarda tek amaç. Kim gelirse gelsin sonuç değişmiyor ve değişmeyecek. Belki aralarında sadece bir üslup farkı olabilir.

https://www.milligazete.com.tr/makale/5872657/ali-haydar-haksal/jakoben-fransa-ve-fransiz

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın