İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Azeri-Ermeni çatışması ve Türkiye

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

Sabri Balaman

Azerbaycan-Ermenistan gerilimi yeniden hortladı. Geçen hafta Karabağ bölgesinden oldukça uzak ve dağlık bir bölgede gerçekleşen çatışma kendi içerisinde birçok senaryoyu da beraberinde getiriyor. Yaklaşık 30 yıldır işgal altında bulunan ‘Dağlık Karabağ’ meselesine de yeni bir boyut katıyor.

Öncelikle tane tane ‘olgular’ üzerinden meseleye yaklaşalım. Ermenistan’da bir şey üretilmediği için para dışarıdan 3 yoldan giriyor. Birincisi Fransa’daki Ermeni diasporasından; ikincisi ABD’deki Ermenilerden; üçüncüsü ise en züğürt desteğin geldiği Türkiye’den kaçak çalışan Ermenilerden geliyor. Ermenistan’ın şimdiki başbakanı Paşinyan, eski Londra büyükelçisi ve Rus karşıtıdır. İngiliz BP ve Amerikan Bank of America’nın Kafkasya danışmanıdır.

Buraya kadar Ermenilerin fotoğraflarını çektik. Şimdi ise Tovoz iline bakalım. Çatışmanın gerçekleştiği Tovoz şehri Azerbaycan’ın % 20’sinin işgal edildiği bölgeden uzak ve Rusların Azerbaycan’da Azerilerin de Rusya’da güçlü yatırımları var. Haliyle Azeri işadamlarının Rusya ile girift ilişkileri söz konusu. Boru hatları zarar görürse iş dünyası da büyük darbe alır.

Üstelik çatışmanın gerçekleştiği yerde şehit düşen General Polad Haşimov ve İlgar Mirzayev Türkiye’ye yakın komutanlardı. Dolayısıyla saldırının gerçekleştiği lokasyon ve şehit düşen askerlerin Türkiye’ye yakın olması çok net bir şekilde Türkiye’ye net bir mesaj niteliği taşıyor. Ermenistan’ın Azerbaycan’a savaş açacak gücü yok. Ermenistan’da ekonomi hep kötüydü; şimdi ise çok daha kötü durumda.

Uluslararası İlişkilerde ‘dondurulmuş sorun’ olarak kabul edilen ‘Dağlık Karabağ’ bölgesi yani Azerbaycan’ın % 20’si Ermenilerin işgali altındadır. Ancak bu kadim çatışma bölgesinin dışında Tovuz şehri ve bölgesi stratejik öneme de sahiptir. TANAP gaz boru hattı, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı ve Bakü-Tiflis-Kars demiryolu bu şehirden geçiyor. Ayrıca Azerbaycan’ın Gürcistan ve Türkiye’ye açılan tek karayolu da bu dağlık bölgedeki vadiden geçmektedir. Bölge dağlık olduğu için alternatif güzergâhları imkansız ve maliyetli kılıyor. Üstelik Ermenistan’a da çok yakın geçiyor. Dolayısıyla burada yapılacak bir saldırı direk Türkiye ve Azerbaycan’ı ciddi bir ekonomik türbülansa sokacak.

Çatışmanın çıktığı Tovuz bölgesi üzerinden Rusları hedef göstermek doğru değil; çünkü cinayet mahallinde husumetli birinin geçmesini görüp hemen ‘katil buldum’ gibi atlamamak lazım. Evet, Rusları zanlı gösteren Libya, Suriye, Doğu Akdeniz meselelerinde Türkiye ile görüş ayrılıklarını hemen sayabiliriz. Ayrıca Türkiye 2019’dan beri yaklaşık % 70 civarında Rus gaz alımını azaltarak, yerine Azeri ve çeşitli ülkelerden gaz ithal ederek çeşitliliğini arttırdı. Haliyle Ruslar ciddi bir ekonomik kayıp yaşıyor. Ancak Ermenileri, Türk-Azeri stratejik ve ekonomik koridoruna saldırtması için yürek yediren Ruslar değil; Fransızlar ve Atlantikçilerdir.

Fransa, Ermenistan sınırlarını Karadeniz’e kadar büyütmek istiyor

Fransa, Libya meselesiyle güneyden komşu ve ulusal tehdit gördüğü Türkiye’ye karşı önce Akdeniz’de bir ittifak kurdu. Ardından da Türkiye’nin doğusundan çevreleyerek, Fransız TOTAL şirketinin Kafkasya ve Hazar denizindeki enerji kazanımlarını genişletmek istemektedir. Fransızlar Libya meselesinden ötürü Mısır, Suudi Arabistan, BAE, Yunanistan ve Rum kesimiyle bir blok şimdiden oluşturmuş durumda. Bu bağlamda Kafkasya’da da bir İran, Ermenistan ve Gürcistan üzerinden bir ittifak kurmak istemektedir. Bu yüzden Türkiye’yi doğudan çevreleyerek Amerikan, İngiliz ve İsrail enerji şirketlerinin Azeri-Gürcistan-Türkiye hatlarından geçen petrol ve doğalgaz hatlarına sabotajlarla tehdit ediyor.

Sadece Türkiye’yi doğudan çevrelemek peşinde olmayan Fransızlar, Gürcistan’daki azınlık Ermeni toplumu(Samtshe-Cavaheti Ermenileri) üzerinden bir kışkırtma çıkartarak Ermenistan’ın topraklarını Karadeniz’e kadar genişletmek istemektedir. Fransa ve TOTAL şirketi, Hazar havzasının enerji kaynaklarını Karadeniz üzerinden Avrupa’ya taşımak istemektedir. İşte tam olarak burada iki unsur devreye giriyor. Birincisi İngiliz ve Amerikalı enerji şirketlerinin danışmanlığını yapan Ermeni Başbakan Sarkisyan, diğeri de Gürcistan’daki ermeni toplumunu kışkırtarak Gürcistan’ı parçalayacak bir savaşa sokacak olan NATO’cu Gürcü subaylar. Dolayısıyla Gürcistan’ı bir dönem işgal etmiş olan Ruslar, Batı’nın Gürcistan’a çökmesinden rahatsız. Ermeni Başbakan’dan da rahatsız. Elbette kadim rakibi Türkiye’nin ekonomik açıdan sıkıntıya düşmesi Rusları üzmez ama Ruslar ulusal güvenliğini Batı’dan korumak için Türkiye’yi kalkan görüyor.

Bu bağlamda Türkiye’yi petrol ve doğal gaz boru hatları planlarından çıkarmak isteyen Azeri gazının ortakları İsrail, İngiliz ve Amerikalı ortaklarda alternatif güzergahlardan rahatsız olmazlar. Ancak ticaret aksayacağından bu plana destek vermeyecekleri kısa ve orta vadede kesin. Elbette Rusya da kendi kazanımlarını maksimize etmek ister ama bu kadar ucuz bir şekilde değil. Çünkü Ruslar Türkiye’nin belli bir ölçekte güçlü olmasını ister; ancak batı ittifakına kaptırmamak için 3 cephede düşük yoğunlukla çatıştığı Türkiye ile dördüncü bir cephe açmak istemez. Nitekim son çatışma haberi geldikten sonra Ruslar, 150.000 kişilik askeri birliği ‘tatbikat’ adı altında bölgeye göndererek gözdağı verdi.

Ancak bu gözdağı, Türkiye veya Azerbaycan’a değil, NATO’nun üslerinin bulunduğu, Afganistan’da BM misyonunda görev yapan Gürcü askerlere ve Ermeni Başbakan Sarkisyan’aydı.

Nitekim Ermenistan dün itibariyle Rus TV kanallarının yayınını engelledi ve Ulusal TV ve Radyo Komisyonuna göre “Rus kanalları Ermenistan’ın ulusal güvenliğini tehdit ediyor’’ diye kısıtlandı. Eğer bu provokasyonu Ruslar yapsaydı; birçok Rus boru hattını da ‘emsal teşkil’ ederdi ki; Ruslar böyle bir riski satın almazdı.

Toparlayacak olursak Kafkasya’da yaşanan gerilimin bir savaşa dönüşmesi mümkün gözükmüyor. ABD’nin Karadeniz açılma planı, Gürcistan’ın NATO’ya üyeliği, Fransa’nın Ermenistan topraklarını Karadeniz’e kadar genişletmek düşüncesine Türkiye ve Rusya asla müsaade etmez. Hatta Ruslar, Türkiye’den daha agresif tavır alabilir. Nitekim 150.000 askerin tatbikatı boşuna değildi. Bu bağlamda Türkiye ve Rusya arasında Libya ve Suriye meselelerinde de bir yakınlaşma görebiliriz. Son tahlilde Türkiye’de Kafkasya’ya çalışan uzmanların Rus nefreti/sevgisi bölge dışı aktörlerin planlarını göz ardı etmemize neden olduğu için bu gerilimin faili olarak Rusları hedef göstermek doğru değildi. Elbette Ruslar da sütten çıkmış ak kaşık değil; halen İdlib şehitlerimizi unutmuş değiliz, ancak olaylara soğukkanlı bir perspektiften bakarak anlamak lazım.

https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/sabri-balaman/azeri-ermeni-catismasi-ve-turkiye-32939.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın