İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Paylan: Ayasofya tabii ki ibadete açılsın, benim hiçbir itirazım yok, ancak…

HYETERT 

HDP Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, Şirin Payzın’ın yapımcısı ve sunucusu olduğu “Şirin Payzın’la Ne Oluyor?” adlı programda HDP’nin “Adalet ve Özgürlük” yürüyüşü yanısıra, Ayasofya’nın ibadete açılması konusundaki sorulara da yanıt verdi.

9 Haziran tarihindeki programda Paylan kendisine Ayasofya konusundaki tartışmanın gündem değiştirme çabası olup olmadığı konusunda sorulan ilk soruya: “Türkiye’deki ırkçılarla Yunanistan’daki ırkçılar ayni söylemleri kullanıyorlar dikkat ederseniz, yok efendim orada camiyi açamazsınız diğeri diyor ki yok efendim kiliseyi kapattıramazsınız filan. Hamaset üzerine siyaset yapıyorlar, yani ırkçılar ırkçılara destek veriyor, can veriyor. Oysa buna karşı, bunun panzehiri nedir? Ayasofya 1000 yıl canın çaldığı 500 yıl da ezanın okunduğu mabettir, buna hep beraber saygı gösterelim demektir. Yunanistan’da da camiler olsun Türkiye’de de çanlar çalsın demektir. Yunanistan’daki insan hakları savunucuları bunları yapıyorlar. Türkiye’deki insan hakları savunucuları da bu konuda daha fazla cesaret göstermeliler, yani bu hamasi söylemlere yenilmemeliyiz” diyerek yanıt verdi.

 

 

Şirin Payzın’ın Ayasofya ve ırkçılık ile ilgili söylem geliştirenlerinin bırakılmaması ile ilgili takip ve devamındaki “sizce ibadete açılacak mı, bunu Erdogan’ın gerçekten isteyip istemediği” sorusuna ise Paylan önce herhalde seçime doğru gittiğimizi çünkü Erdoğan’ın 5 seçimdir seçime giderken hem Kanal İstanbul’u yapacağım hem de Ayasofya’yı açacağım dediğini söyledikten sonra:

“Bakınız Ayasofya ile Sultan Ahmet Camiyle 200 metre uzaklıktadır, Sultan Ahmet camiine ben çok sık giderim, inanın çok da huzur bulurum orada. Oradaki vakit namazlarında 100 kişi 150 kişi namaz kılar binlerce kişinin namaz kılabileceği bir camide… Cumhurbaşkanı Erdoğan şunu söylemişti “önce Sultanahmet dolsun da sonra Ayasofya’yı açarız böyle polemiklere gerek yok” demişti, demek ki şimdi polemiğe ihtiyaç var. Benim önerim şu aslında: Ayasofya tabii ki ibadete açılsın, benim hiçbir itirazım yok. Şöyle bir formül olabilir belki, illa isteniyorsa, Ayasofya çok büyük bir yer, biliyorsunuz belli bir yerinde namaz kılınıyor, zaten ibadete açık. Belli bir yerinde de kilise olarak biz ibadet edebilelim, biz Hıristiyanlar olarak gidelim orada duamızı edebilelim, Ayasofya’nın belli bölümleri var, orada bir de çan olsun. Düşünün bir yanda ezan okunsun, diğer yanda çan çalsın, orta alan da müze olarak herkesin buluşabileceği, Hıristiyanların buluşabileceği bir barış kilisesine, barış camisine ve barış müzesine dönüşsün. Buna ihtiyacımız var. Çünkü 1000 yıl bakın çan çalmış, 500 yıl ezan okunmus bir mabetten bahsediyoruz. Burası kutuplaşmanın, kamplaşmanın, ötekileştirmenin değil, barışın yeri olabilir. Kuzguncuk’ta saldırıya uğrayan kilise var ya Şirin hanım, orada çan çalıyor, hemen yanında kilisenin bağışladığı arazide bir cami yapılmış, hemen yanında ezan okunuyor. Yani cami ve kilise yan yana, bizim bu deneyimimiz var. Bu deneyimimizi kaybettirmememiz gerekiyor, yani çanın karşısına ezanı koymamalıyız, ezanın karşısına canı koymamalıyız. Bunların bir arada yaşayabildiğini Ayasofya’da gösterebilmeliyiz.” diye yanıt verdi.

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın