İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sayın Başepiskopos Sahak Maşalyan

Srpazan Hayr,

Pandemi sonrasında dayanışma çabalarından biri olarak gördüğüm Mer Hayer grubunun yayınında gelen bir soru üzerine, Patrik Seçimleri hakkında seçimden önce de açıkladığım düşüncemi tekrarladım. Üzülerek gördüm ki, bu görüşüme karşı, bir ruhaniye yakışmayan bir üslupla, şahsımı ve toplumumuzun üyelerini hedef alan bir yazı yayınlamışsınız. 

Geçen yıl yapılan patriklik seçimi için İçişleri Bakanlığı tarafından gönderilen talimatnamenin, daha önce gönderilen; 1961, 1990 ve 1998 seçim talimatnameleriyle ciddi çelişki içinde olduğu, hatta 1863 Nizamnamesi ile uyuşmadığı, patrik adaylıklarını kısıtladığı, dolayısıyla toplumumuzun gelenekleriyle bağdaşmadığı göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Seçim sistemimizin demokratik yapısını ve toplum içi adalet anlayışını tehdit eden 2019 talimatnamesinin, herhangi bir itiraz yapılmadan kabul edilmesi, dolayısıyla diğer 11 doğal adayın hakkının hiçe sayılması pahasına yapılan patriklik seçimi, toplumumuz vicdanında derin bir yara açmış, gelecek seçimleri ise bu çarpık talimatnamenin tahakkümü altında bırakmıştır.

Tabii ki yaşanan süreç, Türkiye’de demokrasi noktasında yaşanan diğer aksaklıkların bir yansımasıdır. 

Siz o dönemde Patriklik Kaymakamı görevindeydiniz ve daha önceki seçimlerde başvurulan itiraz mekanizmasını harekete geçirme yetkinizi maalesef kullanmadınız. “Bu şartlarda yapılacak olan bir seçimin toplum vicdanında yer bulamayacağını, seçilecek patriğin gerekli saygıyı göremeyeceğini” seçim öncesinde size şahsen iletmiştim. Geçen on yıl zarfında “Patrikhane Kayyımı” olarak görev yapan Başepiskopos Aram Ateşyan, geniş bir toplumsal muhalefetin haklı hedefi haline gelmişti. Onunla gireceğiniz bir seçimi “kazanacağınızı” Ateşyan’a yöneltilen tepki oylarını toplayacağınızı çok iyi biliyordunuz. “Koltuk ihtirası” ile geleneklerimizi, ruhani kardeşlerinizin haklarını ayaklar altına almakta bir beis görmediniz. Sonuçta, cemaat üyelerinin büyük oranda “Aram Ateşyan patrik olmasın” diye verdiği oylarla seçimi kazandınız. 

Benim de içinde bulunduğum toplumumuzun önemli bir kısmı, geçen sene yapılan adaletsiz patrik seçimi bağlamındaki fikirlerini, dün olduğu gibi bugün de patriklik kurumuna karşı beslediği derin saygı ve sevgi çerçevesinde, açıkça beyan etmeye çalışıyor. Yapılan muhalefeti kötülük veya düşmanlık olarak algılamamanız gerektiğini düşünüyorum. Nihayet, bu eleştiri ve muhalefeti Türkiye Ermenileri Patrikliği’nin daha kuvvetli ve saygı gören bir kurum olması adına yapmaya gayret etmekteyiz. Endişem; bu karanlık dönemde, devletin bir dayatmasıyla size bahşedilen makamın diyetini ödemenizi isteyecek olmalarıdır. Buna karşı dirayetli olmanızı diliyorum. 

Yazdığınız yazıda, kurucuları arasında yer aldığım ve halen yönetiminde bulunduğum Halkların Demokratik Partisi hakkında doğru olmayan ifadeler kullandınız. HDP, Türkiye’nin tüm halklarının partisidir. HDP’nin başlıca amacı; ülkede demokrasinin, kalıcı barışın, beraber yaşama kültürünün ve toplumsal adaletin tesisidir. Devleti adaletsizce yönetenlerin hedefinde olan partimi, adalet vaaz etmesi gereken sizin de hedefine alması kabul edilemez. Ben ve arkadaşlarım, sizin ihmal ettiğiniz adalet için mücadele etmeye devam edeceğiz. 

Ülkemizde, geçmişte defalarca yaşadığımız gibi vicdansız ve adaletsiz bir iklim hüküm sürmektedir. Büyük toplumdaki bu iklimin tezahürleri, bizim toplumumuzda da yaşanmaktadır. Bu karanlık dönem eninde sonunda bitecektir. Demokratik bir toplumda değişimler demokratik seçimlerle olur. Bu iklimi yakaladığımızda, bizim toplumumuzda da adaletli seçimlerle değişim olması benim umudumdur. O gün geldiğinde, demokratik bir seçimle patrik seçilirseniz, sizi ilk tebrik eden ben olacağım. 

Böyle bir iklimde Ermeni toplumunun ihtiyacı olan en son şey, yıkıcı tartışmalardır. Bu dönemde, bütün gücümüzü, Ermeni toplumunun birikmiş sorunlarının çözümüne harcamayı öneriyorum. 

Saygılarımla,

Garo PAYLAN

https://www.facebook.com/gpaylan/posts/2988154724607757?__tn__=K-R

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın