İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye’nin en zanaatkar köyü! Salgın sonrası dönemde mutlaka uğrayın…

Dünyanın en güzel yürüyüş yollarından biri olan Likya yolu üstünde yer alan tarihi boyunca onlarca uygarlığın yaşadığı ve Fethiye merkezine 13 km uzaklıkta yer alan Kayaköy’ü duymayan yoktur. Hiç görmemiş olanlar bile Louis de Bernieres’in Kanatsız Kuşlar romanından, ‘Büyü’ filminin bazı sahnelerinden ya da Russel Crowe’un, Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan’ın da oynadığı The Water Diviner (Son Umut) filminde Kayaköy’ü hatırlayacaklardır. Bir de Noel Baba’nın (St. Nicholas) evinin de bu bölgede olduğu söyleniyor. Sizin için güzel bir Kayak gezi rehberi hazırladık. Salgın sonrası dönemde keşfetmenizi öneririz…

Duygu ve Merve Yiğit / Hürriyet Seyahat Gezgini | Fotoğraflar: Alamy

Peki 5 bin yıllık tarihinin haricinde Kayaköy’ü bu kadar özel, bu kadar farklı yapan nedir? Kayaköy’e her sene tekrar tekrar gelen insanlar bu köyde ne buluyor? Bize göre bu sorunun cevabı çok basit: köyün DNA’sında olan bazı değerlerin hâlâ yaşıyor, yaşatılıyor olması. Sevgi, saygı, huzur, doğa, sanat, aktivite, eğlence, müzik ve birliktelik… Makus tarihine rağmen hâlâ bozulmamış, hâlâ direnen ender yerlerden Kayaköy…

Levissi’den Kayaköy’e 

Önce biraz tarih… Rumlar tarafından Antik Likya Uygarlığına ait Karmylassos kentinin kalıntılarının üzerine ‘Levissi’ adıyla inşa edilmiş burası. 1922 yılına kadar burada 25 bin kişinin yaşadığı söyleniyor. 1921-1922 yıllarında gerçekleşen Kurtuluş Savaşı’ndan sonra 1923 Lozan Antlaşması ile Türk ve Rum halk arasında nüfus değişimi yani mübadele ile 6500 Rum geri döneceğinden emin, eşyalarını Türk komşularına teslim edip, 8 km’lik liman yolunu ellerinde bavulları ile gitmiş. Yerlerine ise Batı Trakya’dan yaklaşık 200 Türk yerleştirilmiş ve bu topraklar artık ‘Kayaköy’ adı ile anılmaya başlanmış.

Adı ‘Hayalet Şehir’ olarak kalan evlerin hikâyesine gelince… 

Rumlar verimli araziye ev kurmazlarmış. Ekip dikmek için kullanılan arazide tarım yapıp, evlerini yamaçlara ve kayalık alanlara kurarlarmış. Türkler ise tam tersi. Düzlüklerde bağcılık, tütüncülük gibi tarım ve ziraat ile ilgilenen Türkler, yamaçları tarıma elverişli bulmadıkları için, tepelerin önündeki ovalarda ev kurmayı tercih etmişler.

Mübadeleden beş yıl sonra ‘gömü efsanesi’ civara yayılmış. Bölgeye gelen çevre halk ilk yağmayı yapmış… 1957’deki Fethiye depremi ile üçüncü darbe gelmiş köye. Yapıların çoğu hasar görmüş, evsiz kalan Fethiyeliler kapı pencere taşınabilir ne varsa almış gitmiş. Düzlükteki evler tamir edilmiş ama tepedekiler öylece bırakılmış. Rumlar tarafından boşaltılan evler böylece ‘Hayalet Şehir’ olarak anılacak ebedi bir sessizliğine bürünmüş.

Hayalet Şehrin mimarisi 

Bir tepenin yamacında kurulmuş yaklaşık 500 hane, manzaraları birbirini kapatmayacak şekilde inşa edilmiş. Evlerin en genişi 50 metrekare büyüklüğünde ve 60 cm kalınlığında doğal taş kullanılarak yapılmış. Tabanın altındaki sarnıçlarda çatıdaki suyu alan çark sistemi ile yağmur suyu biriktirilirmiş. Günümüze kadar gelmiş çeşmelerden de içme suyu tahsis ediliyormuş.

Kayaköy antik kentinde ilgi çeken freskleriyle ören yerinin girişine yakın Aşağı Kilise (Panayia Pirgiotissa), Kayaköy’ün tepesinde yer alan ve kentin ticaret merkezi olan Yukarı Kilise (Taksiyarhis) olmak üzere iki büyük kilise, 14 şapel (küçük kilise), yer değirmeni, kütüphane, atölyeler, eczane, postane, gümrük binaları, sadece Rumca eğitimin verilen kız ve erkek okulları var. Deniz tarafında bir liman bulunuyormuş.

Nasıl gidilir? 

Evliya Çelebi’nin ‘Seyahatnamesi’nde de bahsedilen Kayaköy, UNESCO tarafından ”Dünya Dostluk ve Barış Köyü” ilan edildi. Bugün, köy muhtarının da büyük katkıları ile hem köy halkı hem de bu köyde yaşamını sürdürmeye karar veren yeni mukimleri arasında sıcak bir dostluk kurulmuş. Bu huzur ve barış havası köye adımınızı attığınız anda hissediliyor. Sanat, kültür, etkinlik iç içe bu topraklarda. Hatta zamanında bölgenin ilk gazetesi Karya isimli gazete yayını yapılmış. Köyün ilk sahibi olan Rumlar terzilik, marangozluk, taş oymacılığı, demircilik gibi zanaat ile ilgilenirmiş… Günümüzde köyde yaşayan büyük bir kesim sanatçı. Resim, heykel, el işi, oymacılık, fotoğrafçılık… Sanki büyük bir açık hava müzesi ya da hobi atölyesinde geziyor hissi yaratıyor.

Kayaköy’den nerelere gidebilirim? 

Salgın sonrası bölgeye geldiğinizde Ölüdeniz, Gemiler, Darboğaz, Soğuksu Koyları ile dağın içine oyulmuş Afkule Manastırı yürüyerek gidebileceğiniz başlıca noktalar. Kayaköy’ün dar ve kıvrımlı yolları hem yürüyüş hem de bisiklet için ideal. Yol üzerinde karşınıza çıkacak deve kuşları ve develer ise özellikle çocuklu ailelerin fotoğraf molaları için birebir.

https://www.hurriyet.com.tr/seyahat/galeri-turkiyenin-en-zanaatkar-koyu-salgin-sonrasi-donemde-mutlaka-ugrayin-41496416/9

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın