Markar Esayan

Aralık ayında Türkiye Ermenileri 85. Patriğini seçti. Patrik Mesrob II’nin demans hastalığı cemaatte 10 yıllık bir fetret devrine yol açmıştı. En nihayetinde, seçim patriğimizin ölümüyle mümkün olabildi.

***

Buradan herkes dersini çıkarmalı. Cemaatimiz bu yeni dönemi iyi değerlendirmeli. Vakıf seçimleri başta olmak üzere Ermeni cemaatinin ihtiyaç hissettiği idari/yapısal düzenlemeler yapılmalı. Fatih’in 1461’de İstanbul Ermeni Patrikhanesi’ni kurarken gösterdiği stratejik akıl ve özgüven bunu gerektirir.

***

Kıymetinin erken bilinmesi açısından, yeni Patriğin çok değerli bir insan olduğunu belirtmek istiyorum. AK Parti hükümetlerinin ortaya koyduğu reformcu pratikler de ortada. Bu çakışmayı iyi değerlendirmeliyiz. (Mesrob II’nin hep birlikte canına okumuştuk çünkü. Hrant Dink’i koruyamadık. Cumhurbaşkanı’nın başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi.)

***

Patrik Sahak II’nin geçen pazar Hürriyet’e verdiği röportajdan iki önemli konudaki fikirlerini aktarmak istiyorum şimdi.

***

“24 Nisan uzun bir süre tabu olarak görüldü. Düşmanca bir tavır olarak algılandı. O zinciri Sayın Cumhurbaşkanımız kırdı. 2014’te bir taziye mesajı gönderdi. Ve biz ilk kez kiliselerimizde ölmüşlerimizi andık. Dua ettik onlar için. Bu elbette güzel bir gelişme. Her olaya siyasi gözle bakmak zorunda değiliz. Her şeyin bir de insani boyutu var.”

***

“İlerleme dediğimiz şey, hep ilerleme midir? Mesela bazıları aile kurumu çöksün istiyor. Cinsel etiğin alabildiğine göreceli olmasını istiyor. İnsan doğası bunu kaldırır mı? Bizim Anadolu kültürümüzün doğruları yok mu?”

***

Türkiye’de toplumsal fay hatları yaratmak üzere hunharca saldırılar yapılıyor yıllardır. Depremde Alevi kardeşlerimizle ilgili yapılan kışkırtmaları gördünüz. Tek kelimeyle korkunçtu. Ama başarılı olamayacaklar. Çünkü halkımız/devletimiz bu konuda son derece sağduyulu ve tecrübeli. Türkiye Ermenileri de her zaman ülkelerinin iyiliği için emek vermişlerdir.

***

Aynı şekilde aile/evlilik kurumları, erkek/kadın cinsiyeti de saldırı altında… Bu konularda fikrimizi söylemekten korkmamalıyız. Ancak bunu yaparken zücaciye dükkânına giren bir fil gibi davranamayız. Veyahut bu önemli konular yarım yamalak bilgilerle “atar” yaparak tezahürat almaya müsait değildir.

https://www.aksam.com.tr/yazarlar/markar-esayan/turkiye-ermenilerinin-yeni-donemi/haber-1042483