İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Fisandon Kilise – Camii (Karaman)

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

Mükremin Kızılca

Burada “Müslümanın Kızılelma’sı” gerçekleşmiştir. 

Burada Nâsih ve Mensuhun[1] aslını görmek mümkündür.[2]

Burada; Allah’ın, miadını dolduran bir önceki dinin görevlisi Keşişin dinin son şekli olan İslam’ın din görevlisi İmama mihrabı terk ettiğinin resmi vardır. 

Burada 1500 yıldır ayakta duran bir yapıyı yapan ve vakfını gerçekleştirenlerin rahat uyuduğu bir durum söz konusudur. Çünkü amaç gerçekleşmiş, bina maksadına uygun kullanılmaktadır. 

Karaman merkez kuzey – doğu istikamette merkeze yedi km mesafede, adı gibi (Dereköy) bir dere içinde yerleşen köydeki Fisandon Kilise – Camiini görmem gerektiğini söylediklerinde çok meraklandım ve hemen yola koyuldum.

Burada hafif bir tepeye inşa edilen kilisenin hiç yere gömülme ve yıpranma olmadan 1400 yıldır ayakta durduğu görülüyor. Bu kilise de Ayasofya ile yaşıt olarak son derece sağlam bir yapıdadır. 

İbadete çağırma aracı Çan Kulesi yerine Ezan-ı Muhammedi okunması için mimariye uygum güdük bir minare ve tepesine alem yerleştirilerek tadilata uğramıştır. 

Sağlam, dev köşe taşlarıyla yapılan ve bir köye göre yaklaşık on çarpı on ebadında ve kendine göre kubbesi ve çan kulesiyle dizayn edilen kilise 16. yüz yılda Sinan Paşa tarafından camiye tahvil edilmiştir. 

Camiye Tahvil meselesi Allah’ın iradesine uygun bir uygulamadır. Zira Allah birdir ve evrendeki akıllı canlılara kendisini tanıtmak için insanlardan seçtikleriyle tebliğ ettirdiği bir din koymuştur, bu dinin adı 7000 yıldır İslam’dır. [3]

Allah cc, insanlar için kendisini tanıtmak maksadıyla bir din koymak irade edince Hz Âdemi topraktan yaratarak yere indirmiş ve ilk peygamberliği de ona vererek İslam adlı dini tebliğ etmesini istemiştir. 

İkinci Âdem olarak bilinen Hz Nuh tarafından yapılan Gemi inananlarla inanmayanları seçen bir gemidir ve kıyamete kadar da bu gemi var olacaktır: bu geminin adı İslam’dır. [4]

Bu tek dinin kabul veya reddinde Hz Musa’nın zamanına kadar bir sıkıntı olmadı yani insanlar ya inanırlar ya da inanmazlardı. Ama bu tarihten sonra Allah tarafından zamanın şartlarına göre dinde değişiklikler yaparak tebliğ ettirdiği peygamberlere karşı eski halin takipçileri karşı çıkmaya, sonra gelen hak dini reddetmeye başladılar. Bunu ilk yapanlar Yahudiler ikinci yapanlar da Hristiyanlar oldu. Yani çoğunluk olarak Yahudiler Hristiyanlığı, Hristiyanlar da Hz Muhammed’in (sav) tebliğ ettiği dini kabule yanaşmadılar. İkisi birden de yani Ehl-i kitap ise beraberce Allah’ın son tebliğ ettiği İslam’ı reddedip mensuh dine tabi olmaya devam ettiler. İşte buna dinde ihtilaf denmektedir. [5]

Bu durumda kesin olarak deriz ki Kur’an-ı kerimdeki Mekki ayetlerdeki “fırkalara ve parçalara ayrılma” konuları Müslümanların kendi içlerindeki ayrışmalardan daha önce tek din olan İslam’dan yapılan ayrışmalar ve sapmaları ele almaktadır. 

Din tektir ve adı İslam’dır.  Bunun dışında Yahudilik ve Hristiyanlık İslam Dininin Hz Muhammed’den önceki iki büyük peygamber tarafından tebliğ edilen şeklidir. Yahudi ve Hristiyanların Hz Muhammed’e (sav) ve tebligatına iman etmemeleri Kur’an’da sık sık vurgulanan “dinde ihtilaf” hadisesidir. 

Şimdi 6. Dipnottaki tefrikadan bahseden ayet-i kerimeye bakalım, Mekke’de inen bir surede geçen ayette “Şu dinlerini parça parça edenler” den bahsediyor, Mekke’de zaten sayıları yüzü bulmayan Müslümanlar hakkında böyle bir ayet inebilir mi? Ve Allah bu bir avuç Müslüman için “(senin) onlarla hiçbir ilişiğin yoktur” buyurur mu? [6]

Ya Rum suresindeki ayet, çoğumuz tarafından iç bölünmelere delil getirerek uyarılarda bulunduğumuz bu ayet de dinde bölünmeyi konu almakta ve Mekke’de inen bu ayet-i kerimede de İslam’dan ayrı hareket eden Yahudi ve Hristiyan gibi sözde dinlere açıkça atıfta bulunulmaktadır. Bu ayete göre, sayıları yüzlerle ifade edilen Mekkeli ilk Müslümanlar birbirine karşı “dinlerini darmadağınık edip grup grup olan” Müslümanlar mıydı? Ve ya bu bir avuç Müslüman “kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir” sözüne layık kişiler miydi? [7]

Mekke döneminde nazil olan ve “dinde tefrikadan” bahseden bütün ayetler son ilahi mesaj olan İslam’ı kabul etmeyen müşrikler ve Ehl-i kitap adı verilen mensuh Tevrat ve İncil’e sahip Yahudi ve Hristiyanlardır. 

Özetin özetini alttaki, yine Mekke’de inen ayet-i kerime vermektedir: 

“Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!” diye Nûh’a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhim’e, Mûsâ’ya ve İsâ’ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey (İslâm dini), Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah, ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır. (Şura 13 DİB Meali) 

Bu hakikate göre Müslümanlardan başka tüm din mensupları tefrikaya düşmüş ve kurtuluşu olmayan bir yola sapmışlardır. Allah hidayet nasip etsin Âmin.


[1] Nâsih nesheden, yürürlükten kaldıran, Mensuh neshedilen yürürlükten kaldırılan

[2] Biz herhangi bir âyetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturur (ya da ertelersek), yerine daha hayırlısını veya mislini getiririz. Allah’ın gücünün her şeye hakkıyla yettiğini bilmez misin? (BAKARA 106 / DİB Meali)

[3] Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın âyetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.(Ali İmran 19 DİB Meali)

… Bugün kâfirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim.[144] Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse, şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. (Maide 3 DİB Meali)

[4]  “Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!” diye Nûh’a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhim’e, Mûsâ’ya ve İsâ’ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey (İslâm dini), Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah, ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır.” Şura/13DİB Meali)

[5] Onlara de ki: “Allah hakkında mı bizimle tartışıp duruyorsunuz? Hâlbuki O, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz size aittir. Biz O’na gönülden bağlanmış kimseleriz.” (Bakara 139 DİB Meali)

[6] “Şu dinlerini parça parça edenler ve kendileri de grup grup ayrılmış olanlar var ya, (senin) onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra (O), yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir.” (En’am/159) 

[7] “Allah’a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, O’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini darmadağınık edip grup grup olan kimselerden olmayın. (Ki onlardan) her bir grup kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir”. (Rum/31-32)

https://www.karamandan.com/Mukremin_Kizilca-Fisandon_Kilise__Camii_Karaman-k78603.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın