İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İsa’nın adı

İsa’nın yaşadığı çevredeki adının Yeşûˁ (יְשֻׁוע) olduğu kabul edilir. Adın bu şekli öldüğü rivayet edilen tarihten yaklaşık 200 yıl sonra Peşitta’da kaydedilmiştir. Çağının avam dili olan Aramicede yaygın bir erkek adıdır. Üst kültür dili olan İbranicede Yehoşuˁa (יְהוֹשֻׁעַ) eşdeğeri olduğu söylenir. Fakat 2. yy tarihçisi Josephus’un Latince metninde diğer iki ayrı İbranice ismin (I Samuel 14:49’da anılan Yişwi ile Genesis 46:17’da adı geçen Yişwah) Iesusolarak aktarılmış olması, adın nihai kaynağına ilişkin tereddütler uyandırmıştır. 

Yunanca Iêsûs Ἰησοῦς Aramice adın tam karşılığıdır. Yunan dilinde /ş/ sesi bulunmadığı için daima /s/ ve daha ender /ss/ ile karşılanır. Yunan dilinde eşdeğeri olmayan ayın sesi yutulur. Yunanca tüm erkek adlarında bulunan (Yoannes, Yiorgos, Andreas, Aleksandros vb.) nominatif eki –s eklenir. Dolayısıyla Yeşûˁ > İêsûs. İlk hecedeki eta (uzun e, η) imparatorluk çağının standart dilinde /i/ olarak söylenir, dolayısıyla önsesteki i ile arasındaki kontrast kalkar, /isus/ telaffuz edilir. Yunanca ad İsa’nın geleneksel ölümünden yaklaşık 60 yıl sonra yazılı kaynaklarda görülür. 

Latinceye Iesus olarak alınmıştır, zira eta harfi Yunanca /i/ olarak söylense de Latinceye daima e olarak aktarılır. Sözcük başındaki konsonant i tüm roman dillerinde mutat değişikliklerden geçer. Fransızcada Ortaçağlardan itibaren bu harf kuyruk eklenerek j şeklinde yazılır, frikatif olarak telaffuz edilir. /u/ sesi modern çağda /ü/ye dönüşür, intervokalik /s/ ötümlüleşir, son sesteki /s/ telaffuz edilmez. Dolayısıyla Fransızca isim Jesus yazılır, /jezü/söylenir.

Aynı yazım İngilizcede (Fransızcadan kopyalanarak) benimsenmiştir. Ancak İngilizcede /j/ sesi kaybolmuş ve her vakada /c/ye dönüşmüştür. 15. yy’daki Büyük Ünlü Kayması (great vocalic shift) sonucu  kısa /e/ i olmuş, vurgusuz /u/ nötralize edilmiştir. Sonses kaybı İngilizcede görülmez. Dolayısıyla Fransızcadaki gibi yazılan isim İngilizcede /cizıs/ okunur.

Önsesteki konsonant /y/ İspanyolcada art damak sızıcısına, İtalyancada ötümlü öndamak lateral (yanal) durağına dönüşür. İspanyolcada sonses erimesi tipiktir, İtalyancada ise hiçbir ad /n/ dışında bir ünsüzle sonlanamaz. Dolayısıyla Hıristiyanlığın kurucusunun adı ilkinde sert bir /h/ ile /hesu/,ikincisinde /cesu/ olarak söylenir. Portekizcede /jesu/ korunmuştur. 

Ermenice isim Yunancadan aktarılmıştır; Ermenicede bir işlevi olmayan final /s/ korunur, eta harfi Yunanca teamüle uygun olarak /i/ okunur. Önseste /y/ sesini belirten harf klasik-sonrası dönemde /h/ sesini hazanmıştır. Dolayısıyla isim Յիսռւս yazılır, klasik dilde /yisus/, modern dilin her iki lehçesinde /hisus/ olarak söylenir.

Modern Süryanicede ilk hecenin ünlüsü önsese asimile edilir, /u/ sesi yuvarlaklaşır, Îşoˁ ܝܫܘܥ elde edilir.

Eski Habeşçe ve Arapça ˁîsâ biçiminde, sanırım Latince –us eril ekinin ya da eril eki olarak yorumlanan Yunanca –ûs hecesinin karşılığı olarak Süryanice –ây tamlanan eki getirilmiştir. Arapça sözcük, yazılı Arapçanın ilk günlerinden kalma bir arkaizmle daima ˁîsî عيسى yazılır, fakat ˁîsâ okunur. Bu dönüşümlerin tatmin edici bir açıklamasını hiçbir yerde bulamadım. Sondaki aynın kaybedilmesi ve başa ayn eklenmesi tuhaftır. Acaba Habeşçenin, ya da Habeşçe ile yakın akraba olan Eski Güney Arapçanın katkısı olabilir mi sorusu geliyor akla.        

http://nisanyan1.blogspot.com/2019/02/isann-ad.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın