İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İlk basketbol maçı ne zaman oynandı, basketbol nasıl yayıldı?

1891’de James Naismith’in icat ettiği basketbolun ilk resmi maçı bundan 127 yıl önce oynandı. Peki oyun nasıl ortaya çıktı ve bu kadar sevildi?

Mithat Fabian SÖZMEN

Bundan tam 127 yıl önce ilk resmi basketbol maçı ABD’nin New York eyaletine bağlı Albany’deki YMCA spor salonunda oynandı. Oyunun yalnızca 1 ay önce Kanadalı öğretmen James Naismith tarafından Springfield, Massachusetts’te YMCA öğrencilerine tanıtıldığını düşünürsek çok hızlı bir şekilde yaygınlaştığını söyleyebiliriz. Naismith’in öğrencilerin fazla enerjisini dizginleyecek yeni bir oyun bulmakla görevlendirilmesiyle tohumları atılan basketbolun ilk yıllarına bir göz atalım.

ARKA PLAN: KASLI HRİSTİYANLAR FELSEFESİ VE YMCA

Basketbolun icadı ve yayılışında rol oynayan koşullar, 19. yüzyılda futbol ve olimpik hareketinkiyle epey benzer.

Kapitalizm, sanayileşme ve kentleşmenin yarattığı büyük dönüşümün ortasında “Kaslı Hristiyanlar” felsefesine dayanarak toplumsal tahribat ve yozlaşmanın önüne geçeceğine inanan Viktoryan Dönem İngilteresi, sporu da bu hedefle ele aldı.

1844’te Londra’da nispeten küçük bir çevrede kurulan YMCA (Genç Erkeklerin Hristiyan Birliği) sağlıklı beden, zihin ve ruha sahip olabilmek için Hristiyan değerlerini yaymayı hedefliyordu. YMCA ile kırsal bölgelerden kente çalışmaya gelen ancak korkunç koşullara tabi olan işçilere düşük maliyetli ve daha güvenli odalar sağlanıyor bu sırada yurt yapısı içinde Hristiyan temellerine dayanan belli seviyede bir eğitim verme imkanı da oluşuyordu. İlk olarak kurucusu George Williams’ın iştigal ettiği tuhafiye sektörü çalışanlarına dönük olan kurum, kısa süre içerisinde aralarında Avustralya, ABD, Belçika, Almanya, Fransa, İsviçre’nin de olduğu ülkelere yayıldı. 1865’te yapılan 4. YMCA Dünya Konferansı’nda Kaslı Hristiyanlar felsefesi uyarınca sporun, ruh, zihin ve beden üzerindeki etkisinin önemine dikkat çekildi. YMCA’in dünya çapında etkili olduğu 1870-1930 arası dönemde spor salonları ve yüzme havuzları, kurum binalarının önemli bir çekim alanı olmasını sağladı.

BASKETBOLUN İCADI

Basketbolun mucidi Kanadalı James Naismith’in, Montreal’de teoloji eğitimi aldıktan sonra geldiği Massachusetts eyaletine bağlı Springfield’deki yüksekokul da bir YMCA kuruluşuydu. O dönemki resmi adıyla Hristiyan İşçiler Okulu(1954’te, bölge halkının bildiği isim olan Springfield Koleji adı alındı), kilise okulu yöneticileri, YMCA çalışanları, papazlar, gezgin İncil satıcıları ve dünyanın her yerindeki misyonerlik görevlerinde marangozluk, demircilik, dökümcülük, kitap ciltçiliği, dizgicilik gibi işler yapacak gençler yetiştirmeyi hedefliyordu.

Ancak bir sorun vardı! Çoğu alt sınıflardan gelen gençler düzenli bir eğitim için fazla enerjiklerdi, idarecilere zor anlar yaşatıyorlardı. Eğitmenler karşılarındaki bu uyumsuz, agresif, disiplinsiz grupla baş edemiyordu.

Fakültenin başında ABD’de “Beden Eğitimi”nin babası sayılan Luther Halsey Gulick vardı. 1891 yaz döneminde Gulick, kış döneminde kapalı alanda yapılabilecek yeni bir oyuna ihtiyaç olduğundan bahsetmiş, bu oyunun “Öğrenmesi kolay, kışın yapay ışık altında rahatlıkla oynanabilecek, ilgi çekici bir oyun olması gerektiğini” söylemişti.

Güz dönemi biterken yani bir başka deyişle açık alanda yapılabilecek sporların sayısı azalırken Naismith’in aklında Gulick’in bu sözleri vardı. Tekdüze jimnastiğin dışında öğrencilerin daha eğlenceli vakit geçirmelerini sağlayacak, yer yer istenmeyen sonuçlara varan enerjilerini boşaltmalarına yarayacak yeni bir oyun…

Bu, gençlerin “fazla” enerjisinin yarattığı sorunlar ve yeni bir oyun ihtiyacına dair yapılan toplantıda Naismith, “Sorun gençlerde değil kullandığımız sistemde” diyerek gençlere motivasyon ve ilham verecek bir oyun bulunması gerektiğini söyledi: “Eğlendirici bir doğası olan, oyun içgüdülerine seslenen bir şey…”

Bu sözler üzerine Gulick, Naismith’i bu amacı yerine getirmek üzere özel olarak görevlendirdi.

Bir yandan öğrenmesi ve oynaması kolay diğer yandan ilginç olacak kadar kapsamlı bir oyun tasarlamalıydı. Kapalı mekanlarda da oynanabilmeli ve çok sayıda oyuncuyu içerebilmeliydi. Futbol ve ragbi gibi yaralanmalara yol açacak kadar sert olmamalı ama yeterince enerjinin de atılması sağlanmalıydı.

NAISIMITH’E İLHAM KAYNAĞI OLAN OYUNLAR

Naismith, basketbolun kökeni ve gelişimine dair yazdığı kitapta, basketbolu icat ederken yararlandığı diğer oyun ve sporlardan bahseder. Buna göre pas konusunda Amerikan ragbisinden, hava atışında İngiliz ragbisinden, “pota”nın kullanımında lacrosse’tan ve topun şekliyle büyüklüğü konusunda futboldan esinlenmiştir. Ancak esas ilhamı küçükken Kanada’nın Ontario eyaletindeki Bennie’s Corners’ta arkadaşlarıyla oynadığı “Duck on the rock” oyunundan almıştır. Naismith, uzak mesafeden atışla büyük bir kaya üzerindeki daha küçük taşı vurmaya dayanan oyunda basketbolun ilk konseptlerinden birini keşfeder. Arkadaşları sert, hızlı, paralel atışlarla taşları vurmaya çalışırken o, bombeli atışın hedefi vurma konusunda daha yüksek şans yarattığını fark eder.

Naismith, oyunu kafasında kurgularken “Hedef” olarak kullanılabilecek iki kutu düşündü ve okul hademesiyle görüştü. Hademe kendisine “Şeftali sepeti” olarak bilinen 2 derin, geniş sepetle döndü. Naismith, bunları spor salonunun iki ucundaki, yaklaşık 3 metre yüksekliğindeki balkonlara astı. Her iki balkona topu sepetten çıkaracak ve oyuna sokacak iki kişi yerleştirildi. Sepetlerin altının delinmesi ve böylece 2 kişinin bu “gereksiz” mesaiden kurtulması birkaç yılı bulacaktı.

“İLK BASKETBOL MAÇININ VE SORUNLARIN BİTİŞİNİN BAŞLANGICI”

James Naismith’in almonte’de bulunan heykeli. | Fotoğraf: D. Gordon E. Robertson /Wikimedia Commons (CC BY-SA 3.0)

Naismith daha sonra topla nasıl hareket edileceği ve hangi hareketlerin faul olacağına dair 13 kural belirledi. Ayrıca bir de hakem seçildi. Oyun, 15’er dakikadan iki yarı ve yarıların arasında beşer dakikalık dinlenme periyotları içerecekti. Naismith’in kuralları okulun ilan panosuna asıldı ve bir sonraki beden eğitimi dersinde 3’er pivot, forvet ve guard’dan oluşan 9’arlı takımlar oluşturuldu. İki pivotun kalktığı hava atışıyla müsabaka başladı ve ilk basketbol maçı yapılmış oldu. Naismith, 21 Aralık 1891’deki bu hava atışını “İlk basketbol maçının ve sınıftaki sorunların bitişinin başlangıcı” olarak tanımladı.

Oyun kısa sürede yayıldı. Kurallar üniversitenin dergisinde yayımlandı ve diğer YMCA’lere postalandı. Birkaç hafta içinde öğrenciler YMCA salonlarında basketbol oynamaya başlamıştı. İlk resmi basketbol maçı 127 yıl önce 20 Ocak 1892’de Albany, New York’ta oynandı. Çoğu taşradan gelen gençler, tatillerde evlerine dönüyor ve oyunu memleketlerine yayıyordu. Üniversitenin etkili uluslararası öğrenci ağı sayesinde başka ülkeler de basketboldan haberdar oldu.

KURALLAR YAVAŞ YAVAŞ OTURUYOR

1894’te şeftali sepetlerinin yerini silindirik potalar aldı, 3 yıl sonra takımlar beşer oyuncuya indirildi ve 6 takımlı ilk profesyonel lig (Ulusal Basketbol Ligi) kuruldu.

ABD içerisinde diğer lise ve üniversitelerin de basketbolu benimsemesiyle 1905 itibariyle basketbol, Ulusal Kolej Sporları Birliği tarafından resmen tanınan bir “kış sporu” haline geldi.

19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında Kuzeydoğu ABD’de YMCA’ler halen oyunun bir numaralı mekanıydı. Buralar, çoğunlukla imkanları az olanlara, taşralılara ya da göçmenlere hizmet verdiğinden bu etnik ayrımlar kurulan takımlara da yansıyordu. 1900’lerin başındaki en başarılı takım New York eyaletine bağlı Buffalo’daki Alman kökenlilerin oluşturduğu YMCA’den çıkan Buffalo Germans’tı.

Futbol ve ragbiden farklı olarak fiziksel teması en aza indirmeyi hedefleyen oyun, 1900’lerle birlikte çok daha sert bir hale büründü. Bu yüzden YMCA, oyunun, kurumun genel değerlerine aykırı düştüğünü savunarak basketbolu salonlarında yasakladı. Bu sırada basketbolda kadınlara rastlamak da zorlaşmıştı.

BASKETBOLUN YAYILIŞI

Ancak basketbol, Naismith’in arkadaşları ve öğrencileri Amos Alonzo Stagg, Henry F. Kallenberg ve Ray Kaighn’le kuzeydoğu ve ortabatı ABD’deki üniversitelere yayılmaya devam etti. 1890’ların sonundan itibaren Ivy League’in önceli Intercollegiate League ve Big Ten’in önceli Batı Konferansı okulları düzenli basketbol müsabakaları yapmaya başladı. 1904’te bugünkü ulusal şampiyona benzeri ilk turnuva gerçekleştirildi. Aynı yıl Saint Louis Olimpiyatlarında gösteri maçlarıyla tanıtılan basketbol, 1936 Berlin’den bu yana düzenli olarak yaz olimpiyatlarında yer alıyor.

Farklı bölgelerin ortaya çıkmasıyla, bu bölgelere has oyun tarzları da gelişmeye başladı. Doğuda basketbol daha yavaş, sistemli, al-vere dayalı oynanırken batıda daha hızlı, açık, emprovize bir tarz oluştu. Bu oyun gelenekleri, bugünkü NBA’de dahi etkisini koruyor.

Tabii basketbol için esas hikaye 1920’ler sonrasına dayanan profesyonelleşme hamleleriyle başlıyor. Oyunu YMCA ve üniversitelerin ötesinde ABD’de siyahlara, diğer göçmenlere ve kent merkezlerine, Avrupa ve diğer kıtalara taşıyan bu yıllar için başka bir yazı gerekiyor.

https://www.evrensel.net/haber/371534/ilk-basketbol-maci-ne-zaman-oynandi-basketbol-nasil-yayildi

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın