İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Suriye’ye müdahale helaldir

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

İbrahim Karataş / Yeni Akit

Günlerdir Amerika’nın Suriye’den çekilme ihtimalini ve bundan sonra olacakları konuşuyoruz. Trump her ne kadar son kararı verecek yetkiye sahip olsa da karşısındaki güçlü bürokrasi, medya ve lobilerle baş etmesi zor görünüyor. Bu yüzdendir ki çekilme takvimini “süresiz” olarak yeniden değiştirdi. Bakarsınız zaman içinde gelebilecek diğer baskılarla birlikte hiç çekilmeyebilir de. 

Amerika ve diğer koalisyon ülkeleri sözde DAEŞ’i yok etmek için Suriye’deler. Ancak yedi yıldır yeri yurdu belli olan bir örgütü yenmediler. Çünkü istemediler. Bu sayededir ki müttefikleri YPG’yi koruma altına alma bahanesi buldular. Kullandıkları dile dikkat edin. Eskiden SDG maskeli YPG’yi DAEŞ’ten koruyacaklarını söylerken şimdi YPG’yi Türkiye’den korumak için orada olmaları gerektiğini utanmadan söylüyorlar. Hatta Amerika’nın Dışişleri Bakanı Pompeo, “Türklerin Kürtleri katletmemesi” için orada olmaları gerektiğini söyleyecek kadar ileri gitti. Bugüne kadar Türkler terör örgütü mensupları hariç kimi öldürdü acaba? Afrin’de sivillerin kendilerini bırakın, evlerine bile dokunmadılar. Yağma yapan ÖSO mensupları oldu ve fakat hepsinin cezası verildi. Ayrıca ısrarla PKK yerine “Kürt” kelimesini kullanmaları dikkat çekiyor. Böylelikle Suriye’de kalmaları için meşru bir zemin oluşturmuş olacaklar. 

Sahada ve dildeki bu kadar kelime oyununda bahsi geçmeyen bir şey var ki üzerinde durulmadan geçilirse ABD, YPG, Rus, Esad, İran ve diğerlerinin politikalarındaki vicdansızlık fark edilemez. Şöyle ki; Suriye ile ilgili söylenen hiçbir söz ve eylemde Suriyelilerin adı geçmiyor. Milyonlarca yerinden edilmiş Suriyeli komşu ülkelerde yaşıyor. Bunların 3,5 milyonu, yani en büyük porsiyon Türkiye’de yaşıyor. Zikrettiğimiz tarafların tamamı mülteci akınlarının baş sorumlularıdırlar. Gelin görün ki mültecileri kabul etmeyenler de onlar. Bugün Amerika, Rusya veya İran’da kaç Suriyeli mülteci vardır? Ya da Esad tarafında muhalif insanların yaşama hakkı var mıdır? 

Buna rağmen Suriyelilerin geride bıraktıkları toprakların paylaşımını ve kimin yöneteceğine Türkiye gibi bağrını açan ülkeler değil onları kovanlar karar vermeye çalışıyor. Hiçbirinin gelecek planında kaçan mültecilerin geri dönüp nerede nasıl yaşayacağına dair yer yok. YPG Kuzeydoğu ve Doğu Suriye’yi alacak, Esad Şam’ı, Halep’i ve gücü yeterse İdlib’i alacak, ama eskiden orada yaşayanlar Türkiye’de kalacak ve masraflarını Türk hükümeti karşılayacak. Türkiye konuştuğu veya Suriye’de müdahil olduğu zaman da işgalci ve katliamcı olacak (!). 

İnsanda merhamet ve vicdan olmayınca demek böyle acımasız bir Darwinist anlayışa sahip olabiliyor. Türkiye 3,5 milyon insana sahip çıksın, ama yine de onu katliam yapmakla suçla. Ya da bu kadar Suriyeliye sahip çıkan bir ülke Suriye’ye müdahale edince işgalci de. Üstüne bir de terör örgütünün adını yeri geldiğinde SDG yap, olmadı Kürtler deyip yükün en ağırını taşıyan ülkeye karşı koru. 

İkiyüzlülük bununla da sınırlı değil. 1915’te bir milyon civarında Ermeni kendi güvenlikleri için bugün YPG işgali altındaki Deyr Zor’a sürülmüşlerdi. Deyr Zor Suriye petrollerinin çıkarıldığı önemli bir bölge.  Tıpkı diğer birçok yerleşim yeri gibi orada da Kürt yok ama yine de YPG’nin kontrolünde. Ancak yerli kimse de pek kalmadı. Çünkü ya Ürdün, ya Lübnan ya da Türkiye’ye gittiler. İşte 1915’teki Ermeni sürgünü için hâlâ Türkiye suçlanırken, daha birkaç yıl önce yerinden edilen Türkiye’deki ve diğer ülkelerdeki milyonlarca Suriyeli için kimsenin sesi çıkmıyor. Demek ki sürülen Ermeni olunca asırlık kan davası güdülüyor, Müslüman Arap olunca kimsenin sesi çıkmıyor. 

Türkiye vahşi hayvanların güdüsüyle hareket eden vicdansızlara karşı direnmeye devam etmeli. Aksi bir şey söyleyene, barındırdığı mültecileri göstermeli. Bu kadar çok mülteci olduğu sürece Türkiye’nin Suriye’de söz sahibi olması ve gerekirse müdahale etmesi Esad’dan bile daha çok hakkıdır ve tabiri caizse helaldir. 


https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ibrahim-karatas/suriyeye-mudahale-helaldir-27050.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın