İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“Fetihleri Anlamak Fatihleri Anmak” sempozyumu

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***

Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Hakkı Atçeken, Tarık bin Ziyad’ın Endülüs’ü fethederken yaşandığı belirtilen gemileri yakma hadisesinin fetihten 4 asır sonraki bir kaynakta geçtiğini belirterek, “Gemilerin tamamının yakıldığını kabul etmek ne aklen ne de mantıken mümkün değildir ama Tarık bin Ziyad’ın askerlerin moralini yükseltmek için sembolik olarak birkaç gemiyi yaktığını ifade etmek daha mantıklı.” dedi.

Okçular Vakfı tarafından düzenlenen “Fetihleri Anlamak Fatihleri Anmak” sempozyumu ikinci gün oturumlarıyla devam ediyor.

İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) konferans salonunda gerçekleştirilen “Endülüs’ün Fethi” oturumunda konuşan Prof. Dr. Atçeken, “Endülüs’ün Fethi’nin İki Büyük Komutanı: Tarık bin Ziyad ve Musa bin Nusayr” konulu sunum yaptı.

Atçeken, Türkiye’de Endülüs’ün fethi konusunda Tarık bin Ziyad’ın isminin öne çıktığını ancak onu görevlendiren Vali ve komutan Musa bin Nusayr’ın geri planda kaldığını ifade etti.

– Gemilerin yakılması olayı

Endülüs’ün fetih sürecinin üç aşamalı olduğunu dile getiren Atçeken, “Tarif bin Marif seriyyesi, Tarık bin Ziyad’ın fetihleri ve Musa bin Nusayr’ın fetihleri olmak üzere üç kategoride incelemek daha doğrudur.” ifadelerini kullandı.

Tarık bin Ziyad’ın Endülüs’e geçmesinden sonra askerlerine yaptığı meşhur konuşması ve gemileri yakma hadisesine de değinen Atçeken, şunları aktardı:

“Gemilerin yakılması hadisesi ilk defa fetihten 4-5 asır sonra Şerif el-İdrisi’nin Nüzhetül-Müştak fi’htiraki’I-Afak” adlı eserinde geçiyor. Öncesinde herhangi bir İslam tarihi kitabı ve kaynakta böyle bir hadise yok. Burada şüpheli bir durum var. Gemilerin tamamının yakıldığını kabul etmek ne aklen ne de mantıken mümkün değildir ama Tarık bin Ziyad’ın askerlerin moralini yükseltmek için sembolik olarak birkaç gemiyi yaktığını ifade etmek daha mantıklı geliyor.”

Atçeken, Musa bin Nusayr’ın ise Hristiyan asıllı olduğunu ve Emeviler döneminde Kuzey Afrika’da önemli görevler aldığını ifade etti. Nusayr’ın Kuzey Afrika Valisi olarak Tarık bin Ziyad’ı Endülüs’ü fetih için görevlendirdiğini dile getiren Atçeken, ardından kendisinin de Endülüs’e geçerek geri kalan toprakların fethini tamamladığını kaydetti.

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özdemir ise İslam tarihi açısından Endülüs devletinin çok önemli olduğunu, buna karşın Türkiye’de Endülüs çalışmalarının çok geç başladığını belirterek, bu konudaki çalışmalar için Arapça, İspanyolca, Latince öğrenmeleri gerektiğini vurguladı.

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nizamettin Parlak da “Endülüs’ün Fethi’ne Giden Süreç, Fetih Öncesi Endülüs” başlıklı bir sunum yaptı.

Müslümanların fethinden önce Endülüs’te ilmi faaliyetlerin bulunmadığını söyleyen Parlak, “Sait el Endelüsi, ‘Fetihten önce Endülüs’te bilim namına bir şey yoktu.’ diyor. İber yarımadasında ilmiyle temayüz etmiş herhangi bir ilim adamına rastlanmıyordu ancak o dönemde bazı bölgelerde kadim tılsım kültürü vardı.” şeklinde konuştu.


http://www.yenihaberden.com/fetihleri-anlamak-fatihleri-anmak-sempozyumu-795910h.htm

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın