İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Aya İrini’nin değişen kimliği: Kiliseden cephaneliğe, cephanelikten müzeye

ULUÇ ALGAN

Alay Meydanı olarak bilinen Topkapı Sarayı’nın birinci avlusunda konumlanan Aya İrini Kilisesi’nin Osmanlı döneminde cephanelik olarak kullanıldığı biliniyor. Yapı, 4. yüzyılda, Roma İmparatoru Konstantin döneminde inşa ediliyor ve Bizans başkentinin ilk büyük kiliselerinden biri olarak dini ve siyasi açıdan önemli bir konuma sahip oluyor. Geçirdiği isyanlar, depremler ve restorasyon süreçleriyle birçok değişikliğe uğruyor. Aya İrini özgün Bizans mimarisinin izlerini taşırken, ikonoklastik dönemi yansıtan etkileyici iç mekânıyla da öne çıkıyor. Günümüzde kilise müzesi olarak korunuyor ve İstanbul’un en önemli tarihî yapıları arasında yer alıyor.

Bugünkü yazımıza konu olan Aya İrini Kilisesi, günümüzde Topkapı Sarayı’nın Alay Meydanı olarak da bilinen birinci avlusunda yer alıyor. Aya İrini, 4. yüzyılda, tam tarihi bilinmemekle birlikte 330’larda, Roma İmparatoru Konstantin döneminde inşa ediliyor ve o dönemde Bizans başkenti olan Konstantinopolis adıyla yeniden inşa edilen bugünkü İstanbul’un en önemli yapılarından biri olarak kabul ediliyor. Üç nefli bazilikal planıyla ana mekân (naos), narteks (giriş) ve atrium (avlu)bölümlerinden oluşuyor. Kilisenin bulunduğu bölgede, Bizans başkenti Konstantinopoliskurulmadanönce de bir ibadet yerinin var olduğu biliniyor, bu da Aya İrini’nin geçmişinin şehrin kuruluşundan daha eskiye dayandığınıgösteriyor.Konstantin döneminde büyütülüp daha görkemli hale getirilen yapı, “İrini” adıyla barışı temsil ediyor. Ayasofya’nın 360 yılındatamamlanmasından önce Aya İrini, şehrin ana kilisesi olarak kullanılıyor ve Bizanslılar tarafından ‘Patrikhane Şapeli’ olarak da biliniyor. Aya İrini, 532 yılında yaşanan Nika İsyanı sırasında ağır hasar görüyor ancak tamamen yıkılmıyor. İmparator Justinianus’un kapsamlı yeniden inşa programı kapsamında, 540’lı yıllarda büyük ölçüde yenileniyor ve Bizans döneminde birçok yapısal değişikliğe uğruyor.

Aya İrini Kilise Müzesi.
Aya İrini Kilise Müzesi. 

563 yılında meydana gelen bir yangın ve 740 yılındaki büyük deprem,yapının yeniden onarılmasını gerektiriyor. İlk inşa edildiğinde kubbeli bazilika planı dikkat çekerken, 740 yılındaki deprem sonrasında yapı çift kubbeli bir bazilika olarak yeniden düzenleniyor. Bu restorasyon sürecinde, İsaurialı III. Leo veya oğlu Konstantinos Kopronimos tarafından yapılan onarımlar yapının bugünkü görünümünü şekillendiriyor ve ikonoklazm anlayışına uygun sade ve figürsüz dekoratif unsurlar ekleniyor. Justinianus döneminde kullanılan kireç taşı ve tuğladan oluşan almaşık duvar yapısı, 8. yüzyıldaki eklemelerle yer yer değişikliğe uğruyor. Bu dönemde, ikonoklazm anlayışı doğrultusunda dini tasvirlerden kaçınılıyor ve yerine sade, figürsüz süslemeler tercih ediliyor. Aya İrini’nin apsisinde, ikonoklastik döneme ait basamaklı bir zemin üzerinde yalın bir haç figüründen oluşan mozaik bulunuyor. Bu tasarım, ikonoklazm yanlısı imparatorların sikkelerinde sıkça görülen sembollerlebenzerlik taşıyor. Geç Bizans döneminde, Aya İrini, Ayasofya ile birlikte şehrin başlıca dini yapılarından biri olarak önemini sürdürüyor. İç mekân, mermer kaplamalar, mozaikler ve fresklerle süsleniyor; ancak bu dekoratif elemanlar zamanla hasar görüyor ve günümüze sınırlı bilgilerle ulaşıyor. Bema kemerini süsleyen geniş mozaik bezeme, yapının en göz alıcı noktalarından biri olarak öne çıkıyor. Zamanla çeşitli onarımlar geçiren bu mozaik, boya ve alçı kullanılarak restore ediliyor.

1912'de Aya İrini.
1912’de Aya İrini. 

Osmanlı döneminde, apsisteki haç figürüne herhangi bir müdahalede bulunulmuyor, bunun yerine üzeri bir bayrakla örtülerek korunuyor. Bu yaklaşım, Osmanlı’nın hoşgörüsünü yansıtan bir örnek olarak değerlendiriliyor. Atrium ve nartekste gerçekleştirilen müdahaleler ise genellikle tamir çalışmalarıyla sınırlı kalıyor. Günümüzdeki Aya İrini, Justinianus döneminden kalan eklemeler ile 8. yüzyıldaki büyük restorasyonların izlerini bir arada taşıyor. Yapı, geçirdiği yapısal değişikliklerle farklı dönemlerin izlerini bünyesinde barındırıyor ve özgün bir Bizans eseri olarak tarihi önemini sürdürüyor1453 yılında İstanbul’un fethi ile Osmanlı hakimiyetine giren Aya İrini, camiye dönüştürülmeyen az sayıdaki kiliseden biri olarak dikkat çekiyor.

Aya İrini Kilise Müzesi, giriş kat planı.
Aya İrini Kilise Müzesi, giriş kat planı. 

Bizans döneminde İstanbul’un önde gelen tören kiliselerinden biri olarak kullanılan Aya İrini,Osmanlı döneminde işlev değiştirerek kullanılmaya devam ediyor ve İmparatorluğun sembolik yapılarından biri olma niteliğinikoruyor. İstanbul’un fethi sonrası, Bizans’tan ele geçirilen savaş ekipmanları ve Hristiyan azizlere ait kutsal emanetler burada muhafaza ediliyor. Kısa sürede resmi bir cephaneliğe dönüştürülerek Cebehane adıyla anılmaya başlanıyor. Topkapı Sarayı inşa edilirken sınırları içinde kalan bu yapı, hem orduya hem de saraya hizmet eden bir destek birimi haline geliyor. Anıtsal ölçeğiyle Osmanlı askeri gücünü simgeleyen konumu, sarayın stratejik önemine katkıda bulunuyor. Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren askeri depo olarak kullanılan yapı, fetihlerden elde edilen ganimetlerin toplandığı bir merkez haline geliyor.

1726 yılında Sultan III. Ahmed’in öncülüğünde belirli bölümleri yenileniyor ve ordunun kullandığı teçhizatlarla birlikte savaşlardan elde edilenler sergilenmeye başlanıyor. Bu sergi, “Dar-ül Esliha” (Silahlar Evi) adıyla halka açılıyor. Aynı dönemde yapıya giriş revakı ekleniyor ve onarım kitabeleriyerleştiriliyor. Sultanın, kendisine ait özel bir koleksiyon niteliği taşıyan bu düzenlemeyi ziyaret edebilmesi için ayrıca bir taht odası ekleniyor. 1740’larda I. Mahmud tarafından yapı restore ediliyor ve ana giriş kapısının önüne, bugün de yerinde duran bir portiko (sütunlarla desteklenen üst örtü yapısı) inşa ediliyor. Ancak ilerleyen yıllarda askeri reformlar ve Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla buradaki koleksiyonun önemi giderek azalıyor. 1744 tarihli kitabe, I. Mahmud döneminde yapılan onarımlar sonrasında yapının tekrar Cebehane olarak kullanıldığını belirtiyor. 19. yüzyılda Harbiye Ambarı adıyla depo işlevi görmeye devam ediyor. 1846 yılında Fethi Ahmed Paşa’nın girişimiyle Osmanlı’da müzecilik faaliyetleri başlıyor ve Aya İrini’de Mecma-i Esliha-i Atika (Eski Silah Koleksiyonu) ile Mecma-i Asar-ı Atika (Eski Eserler Koleksiyonu) olmak üzere iki ayrı sergi oluşturuluyor. Avrupa’da diplomatik görevlerde bulunmuş olan Fethi Ahmed Paşa, müzecilik alanındaki gelişmeleri yakından gözlemleyerek düzenlemelere öncülük ediyor. Yapının atriumunda tarihî askeri ekipmanlar ve arkeolojik eserler karşılıklı olarak sergilenirken, diğer bölümleri depo işlevini sürdürüyor.

Aya İrini Kilise Müzesi, kesit.
Aya İrini Kilise Müzesi, kesit. 

1869 yılına gelindiğinde ise Sadrazam Ali Paşa döneminde Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi) kuruluyor ve Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk müzesi olarak faaliyet göstermeye başlıyor. Ancak Aya İrini’nin fiziki koşulları eserleri korumaya uygun olmadığı için koleksiyonlar, 1875 yılında Çinili Köşk’e taşınıyor ve yapı yeniden depo işlevi görmeye başlıyor. Osmanlı-Rus Savaşı (1877-78) sırasında bina tamamen ziyarete kapatılıyor. 1910’larda yükselen milliyetçilik akımları doğrultusunda askeri koleksiyon yeniden düzenleniyor ve Aya İrini, Osmanlı’nın son dönemlerinde Askeri Müze olarak hizmet vermeye başlıyor. 1940’lara kadarbu kimliğini sürdürüyor. Bu süreçte, atriumun iç koridorları, taht odası ve giriş portikosu gibi mimari unsurlar dönemin mimarisine uygun şekilde tasarlanarak düzenleniyor. Günümüzde Aya İrini, etkileyici akustiği ve tarihi dokusuyla klasik müzik konserlerine ev sahipliği yapıyor ve Ayasofya Müzesi Müdürlüğü’ne bağlı bir birim olarak korunuyor. Bizans mimarlık tarihi açısından tartışmasız büyük bir öneme sahip olan Aya İrini, Osmanlı dönemi boyunca geçirdiği farklı kullanım süreçleriyle oldukça zengin bir geçmiş ortaya koyuyor. Aya İrini Kilisesi, özgün Bizans mimarlığınıngelişiminde önemli bir aşama olarak kabul ediliyor. Saraçhane’deki Polyeuktos Kilisesi’yle devam eden ve Ayasofya’da en belirgin formuna ulaşan Erken Bizans mimari stilinin olgunlaşmasında temel basamaklardan birini oluşturuyor. Ayasofya’nın inşasına kadar şehrin en önemli dini yapısıolarak öne çıkması, kentin tarihinde ayrı bir yer edinmesini sağlıyor.

Aya İrini Kilise Müzesi.
Aya İrini Kilise Müzesi. 
Aya İrini Kilise Müzesi.
Aya İrini Kilise Müzesi. 
Önde Aya İrini, arkada Ayasofya yer alıyor.
Önde Aya İrini, arkada Ayasofya yer alıyor. 
Aya İrini Kilisesi.
Aya İrini Kilisesi. 
 nAya İrini Kilisesi. Fotoğraf: Salt Araştırma Arşivleri n
nAya İrini Kilisesi. Fotoğraf: Salt Araştırma Arşivleri n
Aya İrini Kilisesi. Fotoğraf: Salt Araştırma Arşivleri
Aya İrini Kilisesi. Fotoğraf: Salt Araştırma Arşivleri
Aya İrini Kilisesi. Fotoğraf: Salt Araştırma Arşivleri
Aya İrini Kilisesi. Fotoğraf: Salt Araştırma Arşivleri 
Aya İrini Kilisesi. Fotoğraf: Salt Araştırma Arşivleri
Aya İrini Kilisesi. Fotoğraf: Salt Araştırma Arşivleri 
Aya İrini Kilisesi’nde bir konser. Fotoğraf: Salt Araştırma Arşivleri
Aya İrini Kilisesi’nde bir konser. Fotoğraf: Salt Araştırma Arşivleri

KAYNAK / -HTTPS://WWW.KULTURPORTALİ.GOV.TR/TURKİYE/İSTANBUL/GEZİLECEKYER/AYA-RİNİ-KİLİSESİ-MUZESİ -HTTPS://MUZELER.ORG/AYA-İRİNİ–825788 -HTTP://WWW.FATİH.GOV.TR/AYA-İRİNİ-MUZESİ -HTTPS://MARMARAEAH.SAGLİK.GOV.TR/TR-1145675/AYA-İRİNİ-KİLİSE-MUZESİ.HTML -AR, B. (2020). AYA İRİNİ (İSTANBUL) DEKORASYONUNDA OSMANLI DÖNEMİ DUVAR RESİMLERİ [OTTOMAN ERA MURAL PAİNTİNGS OF HAGİA EİRENE (ISTANBUL)]. SANAT TARİHİ DEFTERLERİ 18, ED. S. ÖGEL, T. SANER, B. AR, EGE YAYINLARI, ISTANBUL. 65-76 . -AR, B. (2013). OSMANLI DÖNEMİNDE AYA İRİNİ VE YAKIN ÇEVRESİ. URL-1 HTTPS://UPLOAD.WİKİMEDİA.ORG/WİKİPEDİA/COMMONS/4/42/HAGİA_IRENE%2C_ISTANBUL_%2852112279404%29_%28CROPPED%29.JPG URL-2 HTTPS://UPLOAD.WİKİMEDİA.ORG/WİKİPEDİA/COMMONS/THUMB/F/F3/HAGİA_EİRENE_CONSTANTİNOPLE_2007.JPG/800PX-HAGİA_EİRENE_CONSTANTİNOPLE_2007.JPG URL-3 HTTPS://UPLOAD.WİKİMEDİA.ORG/WİKİPEDİA/COMMONS/THUMB/D/D9/GURLİTT_HAGHİA_EİRENE_SE.JPG/1280PX-GURLİTT_HAGHİA_EİRENE_SE.JPG URL-4 HTTPS://UPLOAD.WİKİMEDİA.ORG/WİKİPEDİA/COMMONS/5/5D/CONSTANTİNOPLE_HAGİA_EİRENE.PNG URL-5 HTTPS://UPLOAD.WİKİMEDİA.ORG/WİKİPEDİA/COMMONS/THUMB/7/70/MİLLİNGEN_H._EİRENE_SECTİON.JPG/1920PX-MİLLİNGEN_H._EİRENE_SECTİON.JPG URL-6 HTTPS://İSTANBUL.COM/UPLOAD/%D9%84%D9%82%D8%B7%D8%A9-%D8%A7%D9%84%D8%B4%D8%A7%D8%B4%D8%A9-431.PNG URL-7 HTTPS://BLOG.İAE.ORG.TR/WP-CONTENT/UPLOADS/2018/07/OSMANL%C4%B1-D%C3%B6NEMİNDE-AYA-%C4%B0RİNİ.JPG URL-8 HTTPS://UPLOAD.WİKİMEDİA.ORG/WİKİPEDİA/COMMONS/0/07/HAGİA_IRENE_WİTH_HAGİA_SOPHİA_AT_THE_BACK%2C_%C4%B0STANBUL.JPG URL-9 HTTPS://WWW.GEZİRE.COM/WP-CONTENT/UPLOADS/2024/06/AYA-İRİNİ-1.JPG URL-10 HTTPS://ARCHİVES.SALTRESEARCH.ORG/HANDLE/123456789/74898 URL-11 HTTPS://ARCHİVES.SALTRESEARCH.ORG/HANDLE/123456789/83591 URL-12 HTTPS://ARCHİVES.SALTRESEARCH.ORG/HANDLE/123456789/205960 URL-13 HTTPS://ARCHİVES.SALTRESEARCH.ORG/HANDLE/123456789/101562 URL-14 HTTPS://ARCHİVES.SALTRESEARCH.ORG/HANDLE/123456789/206187

https://www.gzt.com/arkitekt/aya-irininin-degisen-kimligi-kiliseden-cephanelige-cephanelikten-muzeye-3792724

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın