Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi, 200 yıllık köklü geçmişiyle Napolyo’ndan II. Abdülhamid’in doktorlarına kadar birçok hekimi yetiştirmiş bir okul. Şimdi de yapay zeka ile çalışan son teknolojik cihazlarla şifa dağıtıyor. Sağlık turizminin gözdesi olan hastane hakkında Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu, “Burası yıkılmaya yüz tutmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde yeniden ayağa kalktı” dedi
Osmanlı’dan bugüne 200 yıllık bir geçmişi barındırıyor Yedikule’deki Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi. ‘Surp Pırgiç’ ‘Aziz Kurtarıcı’ demek. Geçmişte olduğu gibi şimdi de şifanın adresi. Ermeni Vakıflar Birliği (ERVAB) ve Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı Başkanı 72 yaşındaki Bedros Şirinoğlu ile bir araya gelip, kentin göbeğinde tarih kokan bu hastaneyi gezdik. Başkan Şirinoğlu, hastanenin kuruluş hikayesini şöyle anlatıyor: “5 Ocak 1832’de Ermeni cemaatinin önde gelenleri Darphane Emini Kazaz Artin Bezciyan’ın yeni ve büyük bir hastane kuracağız kararıyla, Surp Pırgiç (Aziz Kurtarıcı) hastanesi kuruluyor. Ermeni hayırseverler kolları sıvıyor. Sultan II. Mahmud inşaat ve vakfiye iznini veriyor. Hastanemiz, 31 Mayıs 1834’te, ihtişamlı bir törenle açılıyor.”
MAZHAR OSMAN STAJINI BURADA YAPTI
“Hastanemiz herkese kucak açan bir hastanedir” diyen Başkan Şirinoğlu şunları söyledi: “Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin kurucusu Mazhar Osman bile bizim hastanemizde ilk stajını yapmıştır. Doktorlarımız, Napolyon’un da II. Abdülhamit’in de doktoru olmuştur.

SAĞLIK TURİZMİNİN DE GÖZDESİ
Hastane Başhekimi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Maksut Ahbap, 33 yıldır burada çalışan bir hekim ve üç yıldır başhekim olarak görev yapıyor. Onun da odasının duvarı hastaneye hizmet eden 36 eski başhekimin fotoğraflarıyla dolu. 20 bin metrekare üzerine kurulu ve tarihi dokusunu koruyan hastanede, günde 300-350 hastaya poliklinik hizmeti veriliyor. 21 branşta 51 hekim görev yapıyor. 6 ameliyathene var ve günde 30-35 ameliyat yapılıyor. 200 yataklı servisleri var. Dr. Ahbap, “Ben üniversite olarak Çapa kökenliyim. Doktorlarımızın çoğu ya Çapa ya da Cerrahpaşa kökenlidir. Ünlü Dermatoloji Profesörü Kolsuz Agop diye tanınan Agop Kotoğyan hocamızın öğrencilerinin de hastanemizde görev yapması nedeniyle cildiye alanında hastanemiz çok ilgi görüyor. Herkesi kucaklayan bir hastaneyiz. İnsanlar burayı evi olarak görüyor” ifadelerini kullandı.
ŞÖHRETİ YURT DIŞINA YAYILDI
Dr. Ahbap, hastaların yüzde 35’inin yurtdışından geldiğini belirterek, “Portekiz, İspanya, Arap ülkeleri, Bulgaristan, Romanya, Hollanda’dan çok sayıda hastamız geliyor. Hastalarımızın yakınlarının konaklayacağı bir de otelimiz var. Hastalar duydukları memnuniyeti yakınlarına anlatıyor. Bu sayede de ünümüz yurtdışına kadar yayıldı” diye konuştu. Radyoloji Uzmanı Mert Gençtürk de “Hastanemizde çekilen MR’lar, yapay zeka ile çalışıyor. Son teknolojik cihazlarımızla hizmet ettiğimiz hastanemizde, yapay zekalı sistemlerle hastalıklar anında taranıyor” dedi.

ADINI, DÜNYA TARİHİNE YAZDIRAN DOKTORLAR BU HASTANEDEYDİ
Surp Pırgiç’te görev yapan hekimlerin kimi Napolyon’un, kimi II. Abdülhamid’in doktoruydu. İşte o adını dünya tarihine yazdıran doktorlar:DR. MİKAYEL EFENDİ HORASANCİYAN (1835-1903): Tıp eğitimini 1859’da Paris’te tamamladı. Mekteb-i Tıbbiye’de iç hastalıkları hocası olarak ders verdi. II. Abdülhamid’in doktoru olan Horasanciyan, Surp Pırgiç’te başhekimlik yaptı.DR. DİKRAN PAŞA PEŞTİMALCİYAN (1838-1894): Paris Tıp Fakültesi’nden mezun olup, İstanbul’a döndükten sonra Cemiyet-i Tıbbiye-i Şahane’ye üye oldu. 1880-1881 arasında Surp Pırgiç’in başhekimliğini üstlendi. 1884’te Sultan Abdülhamid’in tıbbi müsteşarı oldu. DR. ZAKAR TARVER (1894-1960): Hastane’nin Radyoloji Kliniği’ni yöneten ve bir dönem başhekimlik de yapan Dr. Tarver, Türkiye’nin ilk radyologlarından biridir. Radyoloji biliminin kurucu ve Nobel ödüllerinin sahibi olan Madam Marie Curie’nin yanında asistanlık yaptı. İstanbul’a ilk radyoloji cihazını getirdi.

BAĞIŞÇILAR ONURLANDIRILIYOR
Hastanenin bağışçıları her şekilde onurlandırılıyor. Daha hastaneye ilk girişte duvarlarda bağışçıların isimleri ve fotoğrafları yer alıyor. Örneğin, Nıvart-Mıgırdıç Sancakyan çifti, ikisi de Surp Pırgiç Yetimhanesi’nde büyümüş. Yıllar sonar Amerika’ya gitmişler ve orada kader onları bir araya getirmiş ve büyük bir aşkla evlenmişler. Onların hikayesini büyük bir gururla anlatan Başkan Şirinoğlu, “Tüm mülklerini hastanemize bağışladılar. Yetimhanede başlayan hayatları ABD son bulsa da onlar, onlara kucak açan Türkiye’yi ve bizi unutmadılar, tüm bağışçılarımız gibi. Allah onlardan da razı olsun” diyor.
İlk yorum yapan siz olun