İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Murat Ağırel: Gayrimüslimlerin tapuları üzerinden dönen yolsuzluk

Murat Ağırel

Öğrendim ki 100 yıl önce İstanbul vb. yerlerde yaşamış gayrimüslim vatandaşlarımızın eski arazileri ve evleri üzerinden büyük bir “organizasyon” dönüyor.

Özellikle Hazine’yi ve maliyeyi zarara uğratan işlemler yapılıyor. Üstelik iddialara göre bu organizasyona bürokrasinin içerisinden isimler de katılıyor.

Bakın benzer konudan açılmış bir davada geçen bilirkişi raporunda, mahkemeye delil diye sunulan bir fotoğraftaki kişinin “keskin bakışları”, 1890 doğumlu arazi sahibinin fotoğrafına benziyor diye 50 milyon dolarlık değeri olan bir tapu kaydı hakkında devir teslim işlemi yapmak istiyorlar.

Anlatayım.

Almanya’da yaşayan Pavlo Kiprof ve Vasiliki Kiprof, aile büyükleri Todori kızı Atina hakkında haksız ve hukuka aykırı şekilde gaiplik kararı verildiğini söyledi. Bu karar sonucunda Kadıköy Bostancı Mahallesi’ndeki ailelerine ait taşınmazın tapusunun iptal edilerek Hazine’ye devredildiğini iddia etti. Bu sebeple tapunun iptali ve tazminat talebiyle Kadıköy Tapu Müdürlüğü ve Hazine aleyhine dava açtılar.

Avukatları Ali Elbeyoğlu vasıtası ile de Kadıköy Tapu Müdürlüğü ve Hazine aleyhine dava açmışlar.

Todori kızı Atina denilen vatandaşımız, Manastır 29 Kasım 1890 doğumlu. Yani mahkemeye sunulan tapu kütük belgelerinde “Atina Todori kızı” dışında bilgi yok. Yapılan araştırmada Todori kızı Atina’nın dul ve çocuklu olarak vefat etmiş.

Davacı tarafın iddiası şöyle:

“Todori kızı Atina Kiprof’un dul ve çocuklu olarak vefatından sonra geriye yasal mirasçı olarak Todori Kiprop’u bıraktı, Todori Kiprof 09.10.2005 tarihinde dul ve çocuklu olarak vefatı ile geriye yasal mirasçı olarak kendisinden önce 23.10.2003 tarihinde vefat eden Krinka Kiprof’tan olma çocukları davacı Vasiliki Kiprof ve Pavlo Kiprof’u bıraktığını…”

Mahkeme Todori kızı Atina ile davacıların bahsettiği Atina Kiprof’un aynı kişi olup olmadığının tespit edilmesini istemiş.

Avukat Ali Elbeyoğlu dava dosyasına fotokopi bir resimli ikametgâh il muhaberi ve Atina Kiprof’a ait olduğu iddia edilen bazı fotoğraflar sunmuş.

Bunun üzerine bilirkişiden analiz yapılması istenilmiş.

Bilirkişi 14 Ocak 1933 tarihli fotokopi suret ilmühaber üzerinden ve dosyaya sunulan diğer fotoğraflar üzerinden analiz yapmış.

Bakın rapordaki kısmı aynen aktarıyorum:

“İlmühaber üzerindeki fotoğrafın fotokopi olması nedeniyle teşhis ve tespit bakımından belirgin kısımların örnek fotoğraflar üzerindeki Todori kızı Atina Kiprof’a ait resimlerdeki morfolojik incelemesinde;

  • Çehre profili,

  • Göz ve kaş yapısı,

  • Burun şekli,

  • Dudak yapısı,

  • Gözlerin benzerliği ve bakış keskinliği,

  • Boyun yapısı,

  • Ağız ve çene yapısı ile genel hatlarıyla yüz yapısı ve morfolojik özellikler yönünden benzer karakteristik özellikleri ihtiva ettiği,

Diğer bir ifadeyle inceleme konusunu oluşturan 14.01.1933 tarihli fotokopi ilmühaber üzerinde yer alan resim ile Atina Kiprof’un morfolojik özellikler bakımından aynı kişi olduğu…”

Aynen böyle yazıyor bilirkişi raporunda.

Tabii davalar, duruşmalar devam etmiş.

En son bir tane vatandaş artık dayanamamış ve CİMER’e yazmış dava hakkında.

O yazıda “Dava dosyasına özellikle 16866 nolu fiş Osmanlıca evrak dava dosyasına sunulmuyor ve Türkçe tercümesi yapılmıyor. Bu belgede tapunun maliki Kasap Todori’nin kızı Atina’nın eşinin Filyos ve doğum tarihi 1882 Fatih Kemanakeş Karamustafa Paşa 50 hanede kayıtlı olduğu iddiası ortada iken, Atina Kiprof ise 1898 doğumlu ve eşi de Pando olup nüfusa kayıtlı olduğu yerde Eminönü ve Beyoğlu’dur” ifadeleri kullanılmış.

Yani ihbarda 1933 yılında çekilen bir fotoğraf ile 35 yaşındaki kadının siyah beyaz muğlak il muhaberesi fotokopisindeki foto ile 60 yaşındaki kadının fotonun karşılaştırılması sonucu Mahkeme aleyhine karar verdi.

Bakın bu yerin değerinin 50 milyon dolar olduğu iddia ediliyor.

O belgeyi de sunmuşlar.

Yani aslında doğum tarihi, kocasının adı tamamen farklı. Taşınmazdaki adres ile nüfus kaydındaki adreste farklı. Mesleği de tutmuyor. Yani göz göre göre Kadıköy Tapu Müdürlüğü’nde bulunan belge mahkemeye sunulmamış Hazine ve Maliye zarara uğratılıyor.

Kimin ne hakkı var ise mutlaka almalı.

Ancak hakkı olmadığı halde hak talep eden kişilere de engel olunmalı.

Bu sadece bir örnektir dedim ama kaynağım ile konuştuğumda bunun ilk olmadığını ve Hazine’nin bu tür davalar ile sözde miras kaldığı iddiası ile büyük bir yolsuzluk döndüğünü anlattılar.

Dedim ya gözlerinizdeki “keskinlik” ileride kimlerin işine yarar belli olmaz.

İpin ucunu tuttum. Devam edeceğim…


Cumhuriyet Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.