Şu anda Halep’teki Surp Asdvadzadzin ve Surp Krikor Lusavoriç kiliselerinde ve diğer kiliselerde ayinler düzenli olarak yerine getiriliyor. Ancak şehirde yaşam zorluklarla dolu. Hâlâ ciddi bir ekonomik kriz var. Enflasyon ve işsizlik devam ediyor, para birimi değer kaybediyor. Bu durum Ermeni diasporasının devreye girerek Suriye’deki Ermenilere destek olmasını gerektiriyor.
ARAZ KOJAYAN
Ermenilerin Halep topraklarıyla olan derin bağları, Ermenilerin Suriye’deki varlığının tarihine bakmamız için bir olanak sunuyor. Suriye’deki Ermeni topluluğunun geçmişten bugüne gelen en önemli simgelerinden biri, tarihi Karasun Manuk Kilisesi’dir. Bu kilise, tarih boyunca, özellikle de son 14 yılda ve hatta son haftalarda yaşanan olayların da dahil olduğu süreçte, şehrin Ermeni nüfusuyla dayanışmaya devam etti.
Yüzyıllara dayanan inişli çıkışlı geçmişiyle günümüze ulaşan bu kilise Suriye’deki savaş sırasında tahrip olmuştu; 31 Mart 2019’da yapılan isim günü kutlaması ve ertesi gün, yeniden kutsama töreninin ardından yapılan pazar ayiniyle tekrar faaliyete geçti. Devam eden kaos ortamında, Kilikya Katolikosu I. Aram’ın himayesinde ve Halep Başpiskoposu Magar Aşciyan’ın önderliğinde, Halep Ermenilerine insani yardım gönderilmiş ve topluluğun ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla acil iletişim hatları kurulmuştu. Katolikos I. Aram Halep Ermenilerine destek mesajı göndermiş, cemaatin yalnız olmadığını vurgulamış ve Suriye-Ermeni topluluğunun, geniş Ermeni diasporasında önemli bir yeri olduğuna dikkat çekmişti.
Ermenilerin Suriye’deki varlığı 14. yüzyıla dayanır. 1500’de episkoposluk katedralin yakınında kurulur. 1616’da Halep’i ziyaret eden Polonyalı Simon, bu episkoposluğun ve Ermeni toplumunun durumunu anlatır, özellikle Ermeni tüccarlara dikkat çeker. Ermeni tarihinden bilindiği üzere, Ermeniler her zaman manastır ve kiliselerinin yanında eğitim merkezleri kurmuşlardır. Bu nedenle, katedralin yanında bir okul inşa edilmiş ve bu okul, sanat ve bilimlerin önemli bir merkezi haline gelmiştir. 16. yüzyılın sonlarında, Sis Makamı geçici olarak Halep’e taşınmış ve burada ruhani ve kültürel faaliyetlerin yanı sıra idari ve iktisadi çalışmalar da yapılmıştır.
Günümüze dönecek olursak: Suriye, şiddet sarmalından kurtuluşunu kutlarken, hükümetin çöküşünün ardından ülke belirsizlikle mücadele etmeye devam ediyor. Halep Episkoposluğun’da görev yapan Armen Kalaciyan, yaptığımız görüşmede, hükümetin çöküşünden bu yana yeni bir gelişmenin olmadığı belirtti. Ülkede kontrolü ele geçiren muhalif grupların liderleri, Ermeni topluluğunun dini ve toplumsal yaşamına devam edeceğini güvence altına aldıkları ifade ettiler. Şu anda Halep’teki Surp Asdvadzadzin ve Surp Krikor Lusavoriç kiliselerinde ve diğer kiliselerde ayinler düzenli olarak yerine getiriliyor. Ancak şehirde yaşam zorluklarla dolu. Hâlâ ciddi bir ekonomik kriz var. Enflasyon ve işsizlik devam ediyor, para birimi değer kaybediyor. Bu durum Ermeni diasporasının devreye girerek Suriye’deki Ermenilere destek olmasını gerektiriyor.
Sonuç olarak, baskıcı ve otoriter rejimlerin çökmesiyle hapishaneler açılacak, on yıllardır sebepsiz yere hapis yatanlar serbest kalacak (Sonunda, Şam yakınlarındaki, insan mezbahası olarak da bilinen, 30.000’den fazla mahkumun yargılanmadan infaz edildiği ve akıl almaz işkencelere maruz kaldığı kötü şöhretli Sednaya hapishanesi çöktü). Değişmeyen tek şey mücadele eden insanlar. Toprakla iç içe geçmiş tarihin güçlü kalması ve bu tarihi canlı tutan diaspora topluluğunun, bu zorlu zamanların bile üstesinden gelme umudunu koruması hayati önem taşıyor. 1915 soykırımından sağ kurtulanlara sığınak görevi gören ve sürgün edilenlere barınak olan Karasun Manuk Kilisesi, Suriye-Ermeni toplumunun dayanıklılığının bir tanığı olarak ayakta kalmaya devam ediyor.
(Tercüme: Parrhessia Kolektifi)
Yorumlar kapatıldı.