Bu sene…
ABD’li David Baker, Nobel kimya ödülünü aldı.
İngiliz Demis Hassabis, Nobel kimya ödülünü aldı.
ABD’li Victor Ambros Nobel tıp ödülünü aldı.
ABD’li Gary Ruvkun Nobel tıp ödülünü aldı.
Uzatmayayım. Bu yıl Nobel ödülü alanlar tanıtılırken ülkeleri yazıldı.
Ama… Daron Acemoğlu Nobel ekonomi ödülü alınca Türkiye’de kimi çevreler“Ermeni uyruğunu” öne çıkardı. Hatta kimi “soykırımdan şimdi özür dileyecek misiniz” diye yazdı!
Arkadaş! Nobel ödülü alan Baker’ın Yahudi, Hassabis’in Kıbrıslı Rum, Anbros’un Polonya, Ruvkun’un Yahudi kökeni olduğunu dünyada kimseler konu etmedi. Kimse Hassabis için “ABD’li Kıbrıslı Rum” demedi…
Türkiye’de ise etnik kimliği dışında Daron Acemoğlu konusunda başka değerlendirme yapılmadı. Niye?
PKK’dan, dincilerden dönek liboş solculara kadar kimi çevreler Türkiye’yi son kırk yılda kimlik bataklığına soktu. Etnisite dışında ilgilendikleri konu yok…
Acemoğlu için konuşacağımız sadece “Ermeni kökenli Türk uyruklu ABD vatandaşı” kimliği mi olmalı? Ya entelektüel kimliği? Kimin umurunda; vasatlık boğdu ülkemizi…
****
Ekonomi-politik üzerine çalışan Daron Acemoğlu’nun (beraber Nobel ödülü aldığı James A. Robinson ile birlikte) yazdığı “Ulusların Düşü” ve “Dar Koridor” kitaplarını okudum… (Diğer ödül ortağı Simon Johnson ile “İktidar ve Teknoloji” kitabını yazdı.)
Söylenen: Acemoğlu kitapları değil, makaleleri sebebiyle ödüle layık görüldü.
Nobel ödülü almış biri için şunu yazmak zor; kitapları kamuoyunun anlaması için yüzeysel yazılmış gibi geldi bana! Karmaşık tarihsel süreçleri çok basite indirgemişti. (Hadi ben yazmayayım; gelir dağılımı ve eşitsizlik üzerine çalışan Branko Milanovic’e göre Acemoğlu’nun çalışmalarındaki yaklaşım “vikipedi seviyesi bilgilerle dolu” idi.)
Öte yandan Acemoğlu’nun makaleleri daha akademik, derinlikli. Ki bunlara yapılan 240 bin atıf bir rekor. (“Yeni Keynesyen” Greg Mankiw ve kapitalizme “mirasyediler” diyen -Nobel ödüllü- Paul Krugman’dan sonra dünyada en çok atıf alan ekonomist. Meraklısına not, Mankiw ve Krugman Ukrayna kökenli! Hay Allah’ım neleri konuşuyoruz…)
Acemoğlu’nun sömürgeciliğe bakışını hep tartışmalı bulurum. Eğer sömürgeci gittiği yere kurum/toplumsal düzen inşa etti ise o ülke kalkınmıştı!
Ona göre kurumlar, iktisadi kalkınma ve refahın temel belirleyeni idi. Mesela: Sosyal davranışları değiştiren İngiltere, sömürgesi Hindistan’ı kalkındırmıştı! Kurum götürmeyen Fransa ise, kolonisi Kongo’yu yoksulluğa mahkum etmişti!
****
En iyi kurumların Batı demokrasisinde olduğunu ileri sürüyor Acemoğlu…
Tezini ispatlamak için tarihten “seçmece örnekler” veren çalışma yöntemi, argümanları kimilerine göre sıkıntılı.
Ki zaten Nobel ödülü verenler açıklama metninin satır arasında verilerinin, ölçme tekniklerinin problemli olduğunu belirtiyor…
Evet akademik dünyada Acemoğlu’nun tezleri eleştiriler aldı/alıyor…
Bu eleştirilere rağmen Acemoğlu, dünyada ekonomi politik alanda önde gelen isimlerden biri kuşkusuz.
Eserlerinde minikte olsa Marksist esintiler olmasının sebebi belki babası -Doğan Avcıoğlu ekibinden- Kevork Bey, belki de eski Troçkist Seymour Martin Lipsetgibi solcu hocalarıdır, kim bilir.
Acemoğlu’nun etkilendiği isimler bile ayrı yazı konusudur.
Ne yazık ki:
Daron Acemoğlu sadece bizim ülkemizde etnik kimliğiyle konuşuluyor. Amerikalı komplo teorisyenleri bile “Trump karşıtı olduğu için Nobel verildi” diyerek, bayağılıkta bizim bir adım önümüzde!
Türkiye’den bir ismin Nobel ekonomi ödülü alması moral olarak eminim hepimize iyi gelmiştir.
İlk yorum yapan siz olun