Av. Kezban Hatemi
Patrik Bartholomeos’un Hukuk Danışmanı Avukat Kezban Hatemi, son dönemde tekrar gündeme gelen ‘Ekümeniklik’ tartışmaları hakkında Euronews için bir makale kaleme aldı.
Ekümenik ünvanı ruhani bir ünvandan ibarettir.
Ekümeniklik dini ve ruhani bir sıfat olduğuna göre Türkiye açısından hiçbir siyasi veya idari munzam sonucu yoktur ve olamaz.
Kaldı ki, Patrik [Patrik Barthalemeos] de birçok kez basın açıklaması yaparak böyle bir taleplerinin olmadığını, bu ünvanın tamamen dini ve ruhani bir ünvan olduğunu vurgulamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti “laik” bir devlettir ve Patrik’in “Hristiyan müminleri” tarafından kullanılan ünvanlarla meşgul olmaz ve bu konuya müdahale etmez.
Kaldı ki, “Ekümeniklik” sıfatı; ruhani bir unvan olarak Rum Patrikhanesi Nizamnamesinde, açıkça zikredilmektedir.
Patrik’in ruhani sıfatı “Kilisa-i Şarki’nin bir büyük reis-i ruhanisi” şeklinde belirtilmiş, Osmanlı Dönemi’nde Patrikhane’den sadır olan belgeler üzerinde de daima “Ekümenik Patriklik” ibaresi kullanılmıştır.
Patriklik makamının ruhani ve dini yetki ve görevleri Lozan Andlaşması ile daha da pekiştirilmiştir
Lozan 8 Ocak 1923 tarihli rapordan anlaşıldığına göre; Patriklik Makamı “oecumenical Patriarchate” olarak nitelendirilmiştir. (Lozan Barış Konferansı, Tutanaklar/Belgeler, Seha I. Meral YKY 3. Bası, İstanbul 1993)
Lozan Andlaşması’nın 42. Maddesinde de Türk Hükümetinin Müslüman olmayan azınlıkların “Kilise, havra, mezarlık dışındaki din kurumlarına da tam bir koruma sağlamayı üstlendiği” belirtilmektedir.
Bu “öteki kurumları”na Patrikhanelerin de dahil olduğuna tereddüt edilemez.
Bu “établissements religieux”ye (dini kurumlar) her türlü teshilat ve müsaadat (her türlü kolaylık ve müsaadeler), toutes facilités et autorisations (her türlü faaliyet ve izinler) verileceği de aynı maddede belirtildiğine göre, esasen Lozan’a kadar var olan ruhani ünvanların da evleviyetle ve müktesep statüleri muhafaza edilmiştir.
Ayrıca, Vatikan, İstanbul’a gönderdiği din adamlarının rütbeleri Patrik’ten üstün olmayan episkopos statüsündedir. Ekümenik ünvanını kullanan Vatikan, diğer ruhani makam ve kiliseler, birçok İslam ülkesi, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) makamlarıdır.
Patrikhane kendi ruhani sıfatını reddederek bu ünvanın kullanılmasını “veto” edemez
[Patrikhane] böyle bir şey yaparsa Hristiyan Ortodoks müminleri karşısında saygınlığını yitirir. Patrikhane’den böyle bir tutum beklenmesi ve talep edilmesi; “din özgürlüğüne müdahale” anlamını taşır.
(Ekümeniklik) Ecdadımı rahatsız etmediyse beni de etmez
Recep Tayyip Erdoğan
Cumhurbaşkanı
Devlet, bu tarihi ve dini ünvanın kullanılmasına müdahale etmez ve tarafsızlığını korur, müdahale edenlere de gereken hukuki müdahaleyi yapar.
Bizzat Patrikhane de bu ünvanı kullanır çünkü kendisine Vatikan tarafından da kabul gören bu dini ünvanı, kendisinin kabul etmemesi dini bir makamdan bizzat kendi dini itibarına zarar verecek bir davranış beklenmemelidir.
‘Ecdadımı rahatsız etmediğine göre beni de rahatsız etmez’
Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) 2010 yılında kendisine sorulan soru üzerine ; “Ekümenikliğin kendisini rahatsız etmediğini, “Ecdadımı rahatsız etmediğine göre beni de rahatsız etmez” şeklinde ifade ettiği bu ruhani unvanın kullanılmasının devletimize doğrudan doğruya zararına olacak bir sonucu yoktur.
Aksine Ortodoks Kilisesi’nin ruhani reisinin Türkiye’de ve Türk vatandaşı olmasının Ortodoks Kilisesi ve dolayısı ile Hristiyan alemi ile diyaloğu kolaylaştırması, Türkiye’nin din özgürlüğünü güvence altına alan bir ülke olarak Hristiyan aleminde tanınması açısından dolayısı ile yararları vardır.
Kısaca “Ekümeniklik” sıfatının Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğini tehdit eden hiçbir sonucu olmadığı izahtan varestedir (açıklama gerektirmeyecek kadar açıktır).
Diğer yandan bu unvan yüz yıllardır Osmanlı İmparatorluğu’nun hukuk sisteminde koruma altında olan ve Patrik Nizamnamesi ile günümüzde halen de geçerli olan düsturda yer aldığı gibi tüm Ortodoksların ruhani lideridir, merkezleri de Hristiyanlığın ilk kilisesi olan İstanbul Patrikhane kilisesidir.
İstanbul Patriği’nin primus inter pares (eşitler arası birinci) olduğu Nizamnamelerle belirlenmiştir, bunun anlamı Ruhanidir.
Ülkemizde Anadolunun çeşitli yerlerinde, binin üstünde hayri ve dini kültürel varlıklarımız ve Ortodoks Kiliselerinin varlığı aşikardır.
40 adet Metropolitliği, bunlara bağlı binlerce kilise, eğitim ve hayri kurumları ve 300 Milyon Ortodoks mümini vardır. Dini itikat ve ekümeniklik, dini itikat ve düzen konusudur.
“Ekümeniklik” sıfatının, Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğini tehdit eden hiçbir sonucu olmadığı gibi, ABD, AB Makamlarının ve Vatikan’ın bu sıfatı kullanması, ruhani nezaket ünvanlarının kullanılmasından başka hiçbir amacı olmadığı, siyasi ve idari sonuçlar doğurması ihtimalinin de asla varit (gerçekleşme olasılığı) olmadığı apaçık bir gerçektir.
Anayasamızın 24. Maddesinde “Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.” 14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini âyin ve törenler serbesttir. Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.” şeklinde; din ve vicdan hürriyeti hem bir hak olarak tanınmış, hem de koruma altına alınmıştır.
Diğer yandan bilindiği üzere “laiklik” kavramı öz olarak; din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ile din ve vicdan özgürlüğünün güvencisi olup, bu olgu Anayasa Mahkemesi’nin 20.09.2012 Tarih-2012/65 Esas- 2012/128 Sayılı kararında “…Laik bir siyasal sistemde, dinî konulardaki bireysel tercihler ve bunların şekillendirdiği yaşam tarzı devletin müdahalesi dışında ancak, koruması altındadır.* Bu anlamda laiklik ilkesi din ve vicdan özgürlüğünün güvencesidir…”* şeklinde açıklanmıştır.
Dolayısı ile, Patrik mensubu olduğu kilise ve mezhebindeki dindaşları tarafından tanınan bu dini unvanın, toplumda yaşayan tüm vatandaşlardan farklı bir sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki bir statü ya da istem olmaksızın kullanılması tamamen din ve vicdan özgürlüğünü kapsamında olup, esasen buna karşı çıkmak suç teşkil eder.
Ukrayna Barış Zirvesi
Patrik Hazretleri çok uzun süredir Ukrayna’dan gelen yoğun talepler doğrultusunda Rusya Ortodoks Kilisesi’nden ayrılan ve İstanbul Patrikhanesi’ne başvurarak otasefallik (özerklik) talebinde bulunan Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin bağımsızlık talebini kabul etmiştir.
İsviçre’de düzenlenen Ukrayna Barış Zirvesi’nde; Ukrayna, Patrik Hazretlerinin gözlemci olmasını talep etmiş, toplantıya davet İsviçre tarafından yapılmıştır.
Toplantıda imzalanan bir metin yoktur, Patrik’in bir metni imzalaması da asla varit değildir. Vatikan ve Birleşmiş Milletlerin katıldığı toplantıda Sayın Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan da bulunmuştur.
Yeryüzündeki bütün Ortodoks kiliselerine metropolit atama yetkisi Patrik’e aittir
İstanbul Patrikhanesi, Ortodoks dünyasında “eşitler arası birinci”dir,** Fener Rum Patrikhanesi kiliselere bağımsızlık tanıma hakkına sahiptir.
Dolayısı ile, yeryüzündeki bütün Ortodoks kiliselerine metropolit atama yetkisi Patrik’e aittir, bu dini, ruhani ve manevi bir yetkidir.
Bu yetki Fatih [Sultan Mehmet] zamanından itibaren İstanbul Patrikhanesine tanınmıştır.
Öyle ki, Patrikhane tarafından dünyadaki bütün kiliselere dağıtılan kutsal Miron yağı 11. Yüzyıldan beri İstanbul Patrikhanesi’nde 40 gün kaynayan kazanlarda üretilerek Asya, Afrika, Avrupa ve Amerika’daki Ortodoks kiliselerine gönderilir.
Doğumdan ölüme kadar sembolik önemi olan ve şifalı olduğu söylenen bu kültürel ritüel, Patrik Bartholomeos tarafından yönetilen ayinle kutsanarak İstanbul Patrikhanesiyle milyonlarca Ortodoks arasında kıtalar arası bağlar kurulmaktadır.
Bu yağın terkibi Patrikhane’de Rumca/Osmanlıca yazılıdır.
* Kezban Hatemi, azınlık hakları ve kadın hakları üzerine çalışmalarıyla tanınan bir avukattır ve Patrik Bartholomeos’un Hukuk Danışmanı’dır.
https://tr.euronews.com/2024/08/28/ekumeniklik-turkiye-cumhuriyetinin-egemenligini-tehdit-ediyor-mu
İlk yorum yapan siz olun