İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

M.K ATATÜRK, FENER RUM PATRİKHANESİ FESAT YUVASIDIR. (1)

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

Yazar Vedat Çalık

Ruhban Okulu Bahane Hedef; Lozan’ı Delmektir.!

M.S. 37 yılında Havarilerden Apostol Andrea tarafından ilk olarak Piskoposluk statüsünde kurulan ve Yunanca’da Constantinopolis Ekümenik Patrikhanesi olarak geçen Fener Rum Patrikhanesi, günümüzde gayri resmi olarak 250 milyon Ortodoks Hristiyan’ın dini merkezi olarak görülmesi istenmektedir.

 381 senesinde, İmparator Büyük Theodosios’un önerisiyle ülkedeki tüm kiliselerin denetiminin kolaylaştırılması ve siyasi denetimin sağlanması amacıyla İstanbul Piskoposluğu’na patrikhane unvanı verilmesi kararlaştırılmıştır.

1395 senesinde Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu’nun ayrılması ile Konstantinapol
 Bizans İmparatorluğu’nun başkenti olmuş ve önem kazanmıştır.

 İstanbul’daki patrikhaneye de bu tarihten itibaren “ekümeniklik” sıfatı verilmiştir. Ekümeniklik statüsü, Katolik Hıristiyanların Papalık, Müslümanların ise, Halifelik makamının Rum-Ortodoks Hıristiyanlara mahsus hâli olarak nitelendirilmektedir.

Ekümeniklik ile birlikte, dünya Rum-Ortodokslarının egemen bulunduğu yer İstanbul ilân edilmiştir. Bu statü ile birlikte Patrikhane, Hıristiyan misyonerliğin de temsilcisi olmuştur.
İstanbul’un Latinler tarafından istila edilmesinden 1261’de istilanın sonbulmasına kadar patrikhane ve şehir baskı ve eziyet yaşamıştır

İstanbul’un 1453 senesinde Osmanlı Devleti’nin eline geçmesi ile Doğu Roma İmparatorluğu son bulmuş, Fener Rum Patrikhanesi de, Osmanlı Devleti himayesine geçmiştir.

 Osmanlı Devleti’ndeki “millet sistemi” esasında, Patrikhane ülkedeki Rum-Ortodoksların yetkili mercisi olup, dinden maliyeye Rum-Ortodoks tebaanın tüm hak ve sorumluluğu da yine Patrikhane’ye aittir.

 1821 senesinde Yunanlılar’ın Mora İsyanı patlak vermiştir. Bu isyanda Fener Rum Patrikhanesi de destek vermiştir. Bu desteğin cezası olarak, Patrik Grigorios, İzmit, Ahyolu ve Efes metropolitleri Patrikhane’nin önünde idam edilmişlerdir (Meşhur Patrikhane Orta Kapısı Olayı). Bu idamların ardından Terkos, Edirne ve Selanik metropolitleri de idam edilmişlerdir

M.K ATATÜRK, FENER RUM PATRİKHANESİ FESAT YUVASIDIR. (1)

1850’li yıllara gelindiğinde, Yunanistan’ın Osmanlı Devleti’ne karşı faaliyetleri ve bağımsızlığı ile o güne değin süren Rum-Ortodoks tebaa ve Patrikhane’nin üstünlüğü son bulmuştur. Bulgarlar ile Yunanlar arasında yaşanan egzarhane sorunundan, Yunanistan’ın Osmanlı Devleti ile bir devlet olarak yaşadıklarına kadar Patrikhane sorun teşkil eden bir kurum olmamıştır.

M.K ATATÜRK, FENER RUM PATRİKHANESİ FESAT YUVASIDIR..

1912-22 döneminde Yunanistan’ın Osmanlı Devleti ile yaşadığı sorunlarda Patrikhane’nin Mustafa Kemal Paşa’nın tabiri ile “fesat yuvası” haline gelmesi, bu konunun Lozan’da da tartışılmasına sebep olmuştur.

 Mustafa Kemal Paşa’nın kendi kaleminden dönemin ahval ve şeraitini dile getirdiği Nutuk eserinde de, Patrikhane’ye olan düşüncelerine rastlanmaktadır. Eserde, Patrikhane’nin zararlı cemiyetlerle olan işbirliği şu şekilde açıklanmıştır:

 ”İstanbul Rum Patrikhanesinde teşekkül eden Mavri Mira heyeti, vilâyetler dâhilinde çeteler teşkil ve idare etmek, mitingler ve propagandalar yaptırmakla meşgul. Yunan Salibiahmeri, resmî muhacirin komisyonu; Mavri Mira heyetinin teshili mesaisine hâdim. Mavri Mira heyeti tarafından idare olunan Rum mekteplerinin izci teşkilâtları, yirmi yaşını mütecaviz gençler de dahil olmak üzere heryerde ikmal olunuyor. Sonradan elde edilen güvenilir bilgi ve belgelerle belirlendi ki, İstanbul Rum Patrikhanesi’nde oluşan “Mavri Mira” kurulu illerde çeteler kurmak ve yönetmek, mitingler ve propagandalar yaptırmakla meşgul. Yunan Kızıl Haçı, resmî göçmenler komisyonu;”Mavri Mira” kurulunun çalışmalarını kolaylaştırmaya hizmet ediyor. “Mavri Mira” kurulu tarafından yönetilen Rum okullarının izci örgütleri, yirmi yaşını aşan gençler de dâhil olmak üzere her yerde tamamlanıyor”

25 Aralık 1922’de Mustafa Kemal, Le Journal Gazetesi’ne verdiği röportajda ise Patrikhane için;

“Bir fesat ve ihanet ocağı olan, ülkede ayrılık ve uyuşmazlık tohumları saçan, Hıristiyan vatandaşlarımızın huzur ve refahı için de uğursuzluk ve felâket simgesi olan Rum Patrikhanesi’ni artık topraklarımızda barındıramayız”ifadelerini kullanmıştır.


                                                                                                    ( Devam Edecek )

https://www.ilkekocaeli.com/makale/21436136/vedat-calik/mk-ataturk-fener-rum-patrikhanesi-fesat-yuvasidir-1

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın