İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türk-Amerikan ilişkilerini neler bekliyor?

ABD Başkanı Joe Biden, ABD Başkanlığı görevi için seçim yarışından çekildiğini açıklayarak,  Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in adaylığına desteğini dile getirdi. Türkiye, müttefiki ABD’nin başkanlık seçim sürecini yakından takip ediyor ve olası seçim sonuçları öncesinde kendisini belli bir şekilde konumlandırmaya çalışıyor. 

Türk-Amerikan ilişkilerinden neler bekleniyor? Trump yeniden seçilirse Türkiye ABD’den ne bekleyebilir? Her ne kadar Biden yönetimi döneminde Türkiye Cumhurbaşkanı göz ardı edilmiş olsa da Demokratların yeni adayı Türkiye’nin umutlarını haklı çıkarabilecek mi

Ermenihaber.am bu konuları Ermenistan Ulusal Bilimler Akademisi akademisyenlerinden Türkolog Ruben Safrastyan ile görüştü.

– Sayın Safrastyan, ABD Başkanı Joe Biden, ABD Başkanlığı için seçim yarışından çekildiğini açıkladı ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris’i aday olarak onayladığını ve desteklediğini bildirdi. Biden yönetimi sırasında Türkiye ile ilişkileri özetlersek, bu ikili ilişkileri nasıl tanımlarsınız?

-Kısaca tanımlayacak olursam şunu söylerim: Evet, Biden’ın yönetimi sırasında Türkiye ile ABD arasında sorunlar yaşandı. Ama genel olarak bu sorunlar çözülüyor ve çözüldü. İkinci ise Türkiye’nin ABD’nin jeostratejik müttefiki olmaya devam etmesi ve genel stratejisinden sapmamasıdır.

– Eski ABD Başkanı Donald Trump’a yönelik suikast girişiminin ardından Türkiye Cumhurbaşkanı, sosyal medyadan yaptığı paylaşımla olayı kınadı, birkaç gün sonra da Trump’la telefon görüşmesi yaptı. Türkiye hangi sinyalleri veriyor ve hangi adayı destekliyor?

– Erdoğan, Trump’la görüştüğünde o dönemde Demokrat Parti’nin adayı hâlâ Biden’dı ve Biden’ın adaylığından vazgeçip vazgeçmeyeceği de belli değildi. Trump’la konuşan Erdoğan, Trump’ın olası zaferi durumunda Türkiye’nin ABD’den, özellikle Ortadoğu’dan istediği tüm ayrıcalıkları alacağını umuyor. Neden? Trump’ın açıkladığı gibi başkan olması durumunda ABD’nin dünyanın farklı köşelerinde, farklı bölgelerinde, belki de başta Ortadoğu olmak üzere varlığının azalması bekleniyor. ABD Ortadoğu’dan belli bir şekilde çekilecek.

Türkiye, Amerikalıların kendilerine stratejik bir fırsat vereceğini, Amerikalıların çekilmesinden sonra oluşacak serbest boşluğun Türkiye’nin bu boşluğu doldurmasına yardımcı olacağını umuyor. Erdoğan’ın Trump’la bu kadar erken iletişime geçmesinin ana sebebinin bu olduğunu düşünüyorum.

– Trump ve Biden’ın yönetim dönemlerini kıyaslayacak olursak, hangi dönemde Türkiye’ye yönelik politika Türkiye iktidarı açısından daha olumlu ve faydalıydı?

– Genel bir değerlendirme yapıp Trump ve Biden yönetimlerini kiyaslamak istemiyorum. Bu başkanların her ikisi de ABD’nin politikasına yön veriyor. Amerika’nın hem küresel hem de bölgesel stratejisi ve politikası açısından Türkiye’nin rolü çok önemsiyor. Bu hem Türkiye’nin coğrafi konumuyla hem de Türkiye’nin özellikle bölgesel ve askeri yetenekleriyle alakalı. Aslında her iki başkan da Amerikan elitinin Türkiye’ye yönelik genel fikirlerinden yola çıkan bir Türkiye politikası izledi. Demokrat olsun, Cumhuriyetçi olsun Amerikalı elitlerin gözünde Türkiye imajı şu şekilde: Türkiye coğrafi, jeopolitik ve siyasi açıdan çok önemli bir ülke. Bunun için Türkiye’nin genel Amerikan stratejisi çerçevesinde kalması gerekiyor.

İşte bu nedenle Amerikalılar, hem Trump hem de Biden döneminde Türkiye’nin dile getirdiği eleştirilere, hatta Erdoğan’ın ABD liderlerine karşı yaptığı eleştirilere, Rusya ile bazı alanlardaki iş birliğine de göz yumuyor. İhtiyaç duyarlarsa Türkiye üzerindeki baskıyı yoğunlaştırıyorlar. Ve Amerikalıların hoşnutsuzluğuna izin veren Türkiye, politikasını yumuşatıp zayıflatıyor ve Amerikalılarla işbirliği yapmaya başlıyor.

Bunun bir örneğini görüyoruz. Geçtiğimiz yılın sonunda ABD’nin Türkiye bankacılık sistemi üzerindeki baskısını artırması, Türkiye ile Rusya arasındaki ticaretin gerilemesine neden oldu. Türkiye Rusya’dan gaz alımını azalttı. Türkiye ise özellikle Ukrayna savaşından sonra Rusya için önemli bir rol oynadı, çünkü Rusya’nın ABD’nin, özellikle de Batı’nın uyguladığı yaptırımları aşmasına yardımcı oldu. Artık Amerikalılar Türklere, Türk bankacılık sistemine baskıyı yoğunlaştırınca Türkiye, Rusya ile ilişkilerinde daha ölçülü olmaya başladı ve bu da Rusya ile ilişkilerin dondurulmasına yol açtı.

Mesela Putin’in Türkiye ziyaretinin aylardır gerçekleşmediğini görüyoruz. Çünkü bu Amerikan baskısının sonucuydu. Dolayısıyla ABD’de hangi başkan görevde olursa olsun, ABD ihtiyaç gördüğünde baskı yapıyor ya da bu baskıyı arttırıyor ve Türkiye de Amerikalılara boyun eğiyor. Amerika’nın Türkiye politikasının genel paradigması budur. Tekrar edeyim, Türkiye onlar için önemli olduğu için zaman zaman Türkiye’ye sapma yapmasına, Amerikalıları eleştirmesine, Amerikalıların gözünün önünde, Amerikalıların hoşuna gitmeyecek adımlar atmasına izin veriyorlar.

Türkiye, Rusya ile ilişkilerinin yanı sıra İsrail-Gazze çatışmasında da Filistinlileri koruyor.

– Trump seçilirse Ankara’nın bölgesel politikasında ne gibi beklentileri olabilir?

– ABD’nin Güney Kafkasya politikasına gelince, ben bir Amerikan politika uzmanı değilim ama genel değerlendirmem, Amerikalıların Güney Kafkasya’daki politikasını şu anda olduğu gibi yürüttüğü ve Trump yönetiminde de devam edeceği yönünde. Amerikalılar Güney Kafkasya’da çok fazla faaliyet göstermiyor çünkü onlar için bu ikinci planda ve Ukrayna’nın önemli olduğu ya da genel olarak Orta Doğu’nun önemli olduğu aşikar.

Bu politikanın Trump döneminde de devam edeceğine inanıyorum ve Amerika’nın Güney Kafkasya politikasında köklü değişiklikler görmüyoruz. Bence Amerika’nın Avrupa’da olduğu gibi Ortadoğu’daki politikasında da bazı değişiklikler olacak. Örneğin Ukrayna savaşıyla ilgili bu değişikliklerin genel anlamı, Amerikalıların zaten üstlenmiş oldukları yükü hafifletmeye çalışacakları olacaktır. Güney Kafkasya’da ise Amerikalıların çok fazla ilgi göstermedikleri ve ilgilenmedikleri için burada çok ciddi bir değişiklik olacağını düşünmüyorum.

ABD’li yetkililer, kendilerinin de belirttiği gibi, iletişim üzerinde kontrol sahibi olabilmek için, Çin’i Avrupa’ya Rusya ya da İran üzerinden değil Güney Kafkasya üzerinden bağlayacak iletişimle ilgileniyorlar.

Ankara’nın beklentilerine gelince, Amerikalıların Türkiye’ye pek izin vereceğini düşünmüyorum. Geleceğin sorunudur, gerçeklikten uzaktır. Türkiye’nin ABD’den büyük bir şey alması o kadar da sorun değil. Bedeli ABD için o kadar da yüksek değil. Trump seçilirse bile Türkiye’nin ABD’den büyük ayrıcalıklar alacağını düşünmüyorum.

https://www.ermenihaber.am/tr/news/2024/07/23/Türk-ABD-Biden-Erdoğan-Trump/280619

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın