***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***
|
Yaşar Süngü
Dünyadaki büyük değişim aslında 2019 yılının Kasım ayında başladı. Çin’in Wuhan şehrinde laboratuvardan ‘kaçırılan bir mikrop’ 7 ay içinde dünyanın öte yakasına kadar ulaştı. Muhtemelen Afrika toz bulutlarının gelmesi gibi yukarıdan ilaçladılar dünyayı. Önce devletleri esir aldılar sonra doktorları. Aşı olmayanı, karşı çıkanı itibarsızlaştırdılar. Adına covid19 denilen bu virüs yakaladığını öldürdü. Dünya genelinde covid19 ile öldürülen insan sayısı 7 milyonu geçti. 2019 yılının kasım ayında bir akıllı, “Laboratuvarda üretilen bir virüs dünyaya kısa sürede dağılacak ve milyonlarca insanı öldürecek” deseydi kimse inanmazdı. Virüsün etkisi ile milyonlarca şirket battı, milyonlarcası da doğdu. Durumdan en çok kazanan ilaç sektörü oldu. Pandeminin etkisi ile üretim tüketim dengesizliği ve gelir dağılımı daha da beter oldu. Küresel ekonomide taşların yeri değişti. ** Pandemi yeni varyasyonlarla devam ettirilirken küreselleşerek küçültülen dünyada ikinci büyük değişimin merkezi Gazze oldu. 15 bin çocuğu öldürürken bir kadarını da sakat öksüz ve yetim bıraktı. Şehirleri yerle bir ederek yaşanmaz hale getirdi. Özellikle kadın ve çocukların sığındığı okul, hastane ve camileri hedef aldı. “Çocukları öldür arkandayız” diyen devletler ve küresel şirketler konuşurken tüm dünya sustu. Susanların çoğu soykırımın parasal destekçileri olan devletler ve hamburgerci colacı, kahveci, deterjancı ve silah üreticisi şirketlerin en önemli müşterileri de öldürdükleri insanların din kardeşleriydi. 7 ay önce biri bize bunları söyleseydi, “komplocusun bu kadar hayalperest olma” derdik. Hepsi gerçekti. Hayal ötesi yaşanan bir zaman dilimindeyiz sanki. ** Dünya gemisi pusulasını kaybetmiş gibi fırtınaya yakalanmış ve nereye sürüklendiğini bilmiyor. Kimsenin hayal edemeyeceği şeyler tam bitti derken yine hayal edemeyeceğimiz şeyler olmaya başladı. 57 İslam ülkesi arasında en fakiri olan Yemen, İsrail’e ve ABD’ye meydan okudu, savaş ilan etti. Ve kıyısından geçen soykırımcı ülkelerin gemilerini vurdu. 57 İslam ülkesi dururken Hristiyan bir ülke Güney Afrika “Gazze’de soykırım var” diye bağırdı ve uluslararası mahkemede yargılanması için başvuruda bulundu. Soykırım suçundan yargılanacak olması israilin dünyadaki mağduriyet maskesini yırttı. Uyanamayanlar da desteklerini çekmeye başladı. İsraile destek veren şirketlerin ürünlerine yapılan boykot tüm dünyaya yayılırken caddeler de eylemler sürekli arttı. Bazıları desteklerini geri çekmek zorunda bırakıldı. Siyonist küresel çete her alanda geri adım atmak zorunda bırakıldı. Bu çeteyi çıldırtan son eylem üniversitelerden geldi. Küresel çete yani örgütlü kötülüğün adamları devletin polis gücünü devreye sokunca iş daha da çığırından çıktı. Üstelik öğrenciler artık yalnız da değildi. Üniversite hocaları da öğrencilerinin yanında yer aldılar. Hocaların birçoğunun ters kelepçe ile polis tarafından nasıl gözaltına alındığını sosyal medyada yayınlanan videolarda gördük. Onların sertleşmesi yenildiklerinin farkına vardıklarından dolayıdır. Sertleşen her cisim çabuk kırılır. Hayal ötesi yaşanan bir zaman dilimindeyiz. Bundan sonra şaşırma yok. Önümüzdeki günlerde ekonomide, siyasette, sosyal hayatta muhtemelen hayal bile edemeyeceğimiz şeyler yaşayacağız. İyi ve kötünün mücadelesi küreselleşti ve sertleşti. İyi olacak. |
Yorumlar kapatıldı.