İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Eren Keskin ve Güllistan Yarkın’ın 301’den yargılanmasına devam edildi

İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) 2021 yılında Ermeni Soykırımı’nın yıldönümünde düzenlediği anma nedeniyle derneğin Eş Genel Başkanı Eren Keskin ile Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon üyesi Güllistan Yarkın hakkında, “devleti aşağılama” (TCK 301. madde) iddiasıyla açılan davaya 26 Mart Salı günü devam edildi.

İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ve İHD Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon üyesi Güllistan Yarkın’ın “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılama” suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.

Esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, Keskin ve Yarkın’ın üzerlerine atılı suçtan cezalandırılmalarını istedi.

Esas hakkındaki mütalaaya karşı söz alan Eren Keskin, “İddianame de mütalaa da uluslararası hukuka ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırıdır. Biz kimseyi tehdit etmiyoruz, hakaret etmiyoruz. 1915’te yaşanan olayların soykırım olduğunu söylüyoruz. Bu çağda düşüncem için kimseye hesap vermeyi kabul etmiyorum. Uluslararası hukuka göre böyle bir ceza verilrmez ortada suç yok” dedi.

Güllistan Yarkın da, “1915’te yaşananların İttihat Terakki tarafından gerçekleştirilen soykırım olduğunu düşünüyorum” dedi.

Keskin ve Yarkın’ın avukatı Özcan Kılıç, müvekkillerinin “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılama” suçlamasıyla yargılandığını hatırlatarak, “Konuşmanın içeriğinde muhatap olarak İttihat ve Terakki Partisi gösterilmiştir. 1915’te Türkiye Cumhuriyeti yoktu, Cumhuriyet 1923’te ilan edildi. Bunların göz önünde bulundurulmasını talep ediyoruz” dedi. Kılıç, mütalaaya karşı beyanda bulunmak için süre talep etti.

Süre talebini kabul eden mahkeme, davayı 2 Mayıs saat 12:00’a erteledi.

Diyarbakır Barosu da benzer bir suçlamayla dört kez yargılanmış ve beraat etmişti.

Son beraat kararın ardından açıklanan gerekçeli kararda, Diyarbakır Barosu’nun yaptığı açıklamada yer alan ve suç teşkil ettiği öne sürülen kavramlar olan “tehcir”, “büyük felaket”, “zorla yerinden edilme”,”jenosid” ve “soykırım” ifadelerinin iç hukuk ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler kapsamında incelendiği; paylaşımlardaki ifadelerle söz konusu kurumları aşağılama kastının bulunmadığı kaydedildi.

Kararda, “(…) yapılan paylaşımın eleştiri kapsamında düşüncenin açıklanması olarak değerlendirildiği, bu itibarla yargılamaya konu paylaşımın düşünce hürriyeti kapsamında düşüncenin açıklanması olarak değerlendirilmiş olmasına istinaden söz konusu paylaşımın yargılamaya konu suçun maddi unsurlarını oluşturmadığı anlaşılmakla (…)” ifadelerine yer verildi.

(P24, Agos)


Agos

Yorumlar kapatıldı.