Nilay Küçük
Güneydoğu Anadolu’nun mistik atmosferi içinde, taş işçiliğiyle bezenmiş surları ve tarihi yapılarıyla büyüleyici bir şehir olan Mardin, geçmişin izlerini modern zamanla buluşturan eşsiz bir destinasyon.
Mardin Prof. Dr. Aziz Sancar Havalimanı nüfusun en fazla olduğu ilçe olan Kızıltepe’de bulunuyor. Havalimanından, eski Mardin olarak adlandırılan Artuklu ilçesine doğru ilerliyoruz. Bir tepeye kurulan eski Mardin’in büyüleyici manzarasının eşliğinde yaklaşık yarım saat sürüyor yolculuğumuz. Otelimize hızlıca yerleşip soluğu Mardin’in daracık sokaklarında alıyoruz. Bu sokaklar o kadar dar ki burada çöp arabalarının yerini eşekler almış durumda.
SAKIP SABANCI MARDİN KENT MÜZESİ
İlk durağımız Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi oluyor. Mardin’in zengin tarihini ve kültürel mirasını keşfetmek için ideal bir durak olan Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi, bu eski şehrin geçmişine ışık tutan önemli bir merkez. Mardin’in tarihi dokusunu yansıtan bu müze, restore edilmiş bir konakta konumlanmış. Müze Mardin’in tarih öncesi dönemlerinden günümüze kadar uzanan bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Müzenin zengin koleksiyonu, bölgenin tarihini aydınlatan arkeolojik buluntular, etnografik eserler, el yazmaları ve sanat eserlerini içeriyor.
Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’nin giriş ücreti 60 TL. Ancak Müze Kart sahipleri, öğrenci ve öğretmenlere indirimli biletten yararlanabiliyor. Müze çarşamba günleri ise ücretsiz gezilebiliyor.
MARDİN ARKEOLOJİ VE ETNOGRAFYA MÜZESİ
Mardin’in tarihini ve kültürel mirasını keşfetmek isteyenler için, bölgenin zenginliğini gözler önüne seren önemli bir durak olan Mardin Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, geçmişin izlerini taşıyan bir hazine. Mardin Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, sadece sergilediği eserlerle değil, aynı zamanda düzenlediği etkinlikler ve interaktif sergilemelerle de ziyaretçilere katılımcı bir deneyim sunuyor.
Müzede tematik sergilemenin yapıldığı 5 salon, eğitim salonu ve arkeopark yer alıyor. Mardin Müzesi’nde, Eski Tunç, Orta Tunç, Geç Tunç, İlk Demir Çağı, Assur, Urartu, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı devirlerine ait seramikler, damga ve silindir mühürler, sikkeler, kandiller, figürinler, gözyaşı şişeleri, takılar ve vazolar sergileniyor. Kırk Haramiler definesi olduğuna inanılan parçalar, müzenin en ilgi çeken koleksiyonlarından.
Müzeye giriş ücreti 90 lira.
MARDİN YAŞAYAN MÜZE
400 yıllık bir konakta hizmet veren müze, sadece bir binada sergilenen eserlerden daha fazlasını sunuyor. Burada, yaşayan insanlar ve onların geleneksel yaşam tarzları, ziyaretçilere tarihin içinde bir yolculuk yaşatıyor. El sanatlarıyla uğraşan ustaların atölyelerine konuk olmak, geleneksel dokuma, taş işçiliği, bakır işlemeciliği gibi becerileri yerinde izlemek mümkün. Ayrıca, yöresel kıyafetlerle dolaşan insanların günlük yaşamlarına tanıklık etmek, Mardin’in kültürel zenginliğini ve geleneksel yaşamını anlama fırsatı sunuyor.
Yaşayan Müze’ye giriş ücreti 30 lira.
ZİNCİRİYE MEDRESESİ
Zinciriye Medresesi, Mardin’in tarihi ve kültürel mirasını yansıtan önemli yapılarından biri. Zinciriye Medresesi, 1385 yılında Artukoğulları döneminde inşa edilmiş. Medrese, o dönemdeki mimari özelliklerini ve dini eğitim amacını yansıtan bir yapı olarak tasarlanmış. Zinciriye Medresesi, Mardin’in tarihine ve mimari mirasına ışık tutan, şehrin kültürel ve tarihi zenginliğini anlamak isteyen ziyaretçiler için önemli bir durak. Mardin’i tepeden izleyebileceğiniz bu medreseye ulaşmak için çok sayıda merdiven çıkacaksınız.
MOR BEHNAM (KIRKLAR) KİLİSESİ
Kırklar Kilisesi, Süryani Ortodoks cemaati tarafından ibadet ve ayinler için kullanılmakta. Mor Behnam ile kız kardeşi Saro adına yapılan kilise 6’ncı yüzyılın ortalarına ait bir yapı. Çevresinde geleneksel Süryani evlerinin bulunduğu kilise Mardin’in zengin tarihini, dini çeşitliliğini ve kültürel dokusunu keşfetme fırsatı sunuyor.
Bu noktaların hepsi birbirine yürüme mesafesinde bulunuyor.
Mardin’in kültürel zenginliklerini ziyaret ettikten sonra bu zenginliklerin sofraya olan yansımasını görmek için bir restorana gidiyoruz.
MARDİN’DE NE YENİR?
Sokaklarda dolaşırken, Arap, Kürt, Süryani ve diğer kültürel unsurların izlerini görmek mümkün. Tıpkı sokaklarında olduğu gibi yemeklerinde de bu kültürel zenginlik kendini belli ediyor. Yöresel lezzetlerle dolu olan Mardin mutfağı, ziyaretçilerine unutulmaz bir lezzet şöleni sunuyor.
Tercih ettiğimiz restoran da bu yöresel lezzetleri menüsünde bulunduruyor. Başlangıç olarak Mardin’in lezzetlerinden oluşan bir tabak söylüyoruz. Bu tabakta; sembusek (kapalı lahmacun), patlıcan dolması, etli ekmek, ırok ve ikbebet (içli köfte çeşitleri) bulunuyor. Ana yemek olarak ise Mardin’in meşhur lezzeti olan kaburga dolmasını tercih ediyoruz. Mardin, damak tadına düşkün ziyaretçiler için cenneten bir köşe gibi.
Güneydoğu’nun incisi Mardin’i tek bir yazıya sığdırmak olmazdı ve olamadı da. Yazının geri kalanı pazar günkü köşemde olacak.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/nilay-kucuk/kulturlerin-bulusma-noktasi-mardin-2144197
İlk yorum yapan siz olun