Ersin Çelik
Geçtiğimiz hafta Bakü’deydim. Türk Devletleri Teşkilatı’nın tarım ve hayvancılık alanlarındaki işbirlikleri için düzenlediği toplantıları takip ettim. Kulislerin ve genel olarak Bakü’nün gündemi Karabağ’daki terör operasyon-larının etkileriydi. Ermenistan bir kez daha ve 24 saat içindepes etmişti. ‘Bundan sonra neler olur?’ sorusuna yanıt aradım. Bakü’de temkinli bir hava vardı.
Şunu açıkça ifade etmek istiyorum; her kesimden görüştüğüm tüm Azerbaycanlılar, intikam duygusuyla değil de aklıselimle konuşuyorlardı. Hankendi’deki Ermenilerin göç etmesini izliyorlardı. Bir taksici, 30 yıl önceki Hocalı katliamına dahli olanlar hariç sivil halka üzüldüğünü söyledi. Yerinden yurdundan olmayı en iyi de 1992’de Hocalı’dan tehcir edilen 1 milyon Azerbaycanlı ve onların çocukları, torunları bilir zaten. Taksici, “Onların bize yaptıklarını asla unutmayacağız. Ama onlar gibi de yapmayacağız. Bizim dinimiz de milliyetimiz de buna izin vermiyor” dedi.
Gözler bir yandan da Nahçıvan’daki Erdoğan-Aliyev zirvesindeydi. İki lider, Iğdır-Nahçıvan Doğal Gaz Boru Hattı’nın temelini attılar ama aslında bu görüşme dünyaya verilen bir mesajdı. Neyin mesajı olduğunu ise şu günlerde daha net anlamış olduk.
Nahçıvan dönüşü verdiği röportajda Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güney Kafkasya’da istikrar, barış ve refahın tesis edilmesi için Azerbaycan’la birlikte çalışmayı sürdüreceğiz” dedi.
Türkiye’nin tavrı, duruşu, iradesi ortada… Bölgeye barış ve huzuru sadece Azerbaycan’ın getirmesi mümkün değil. Erdoğan bir süredir, Ermenistan’ı Azerbaycan ile masaya oturtmaya ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ı “prangalarından” kurtulmaya zorluyordu.
Aslında Azerbaycan’ın son antiterör harekâtı da Paşinyan’ın elini güçlendirecek ve otorite kuramadığı çeteci Ermenileri bölgeden temizleyen bir hamleydi.
Ancak Batı dünyası, Paşinyan’ın siyaset yapmasına, kendi diplomasisini geliştirmesine ve Ermenistan’ın gerçekten bağımsız bir devlet olmasına bir kez daha müsaade etmedi. Hem Paşinyan’a yeni ve çok sıkı prangalar takıldı hem de bölgeyi uzun yıllar kaosa mahkûm edecek yeni bir terör örgütü hamlesiyle karşı karşıyayız.
Fransa, ASALA’dan sonra Ermenistan’a yeni bir terör örgütü kuruyor. Hedefleri ise Karabağ. Azerbaycan’ın geri aldığı topraklarda Ermeni terör devleti kurarak Güney Kafkasya’yı coğrafyanın yeni Kuzey Irak’ı, Suriye’si yapmanın peşindeler. Belli ki, Türk dünyasını birleştirecek toprakları çatışma alanlarına çevirerek Zengezur Koridoru’nun açılmasını önlemek istiyorlar. Tüm dünya ve başta da Erivan artık kabullenmeli ki, böyle bir oyunbozanlık için en kullanışlı millet Ermeniler.
Ünlü giyim markası Gucci’nin “dünyanın en çirkin mankeni” olarak dünyaya akredite ettiği Ermeni manken Armine Harutyunyan’ın yeni kurulan terör örgütü VoMa’ya katılması ve aldığı silahlı eğitim görüntülerinin servis edilmesi magazin malzemesi haline getirilmek isteniyor. Bu tuzağa asla düşmemeliyiz.
Ermenistan’a gidip sosyal medyasından Ağrı Dağı fotoğrafı paylaşan Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna niyetlerini açıkça beyan etti. Türkiye karşıtlığının ve teröristlere verilen desteğin yanına bir de Ermenistan’a silah vereceklerini söyledi. Fransa, Ermenilere destek konusunda yeni bir süreç başlatıyor. Anlaşılıyor ki Ermeni çeteleri ve kurdurulan yeni terör örgütü VoMa, Paris’ten yönetilecek. Karabağ’da, Fransa özelinde Batı’nın ‘yeni ileri karakolu’ vazifesi görecek terör yapılanmasının hedefi sadece Azerbaycan olmayacaktır. PKK’yı, DEAŞ’ı sınırlarından uzaklaştıran, terörden arındırılmış bölgelere hem istikrar getiren hem de ekonomik kalkınma hamleleri yapan Türkiye’nin enerjisini harcayacak yeni bir terör örgütü oluşturuluyor.
Artık herkes biliyor ki Azerbaycan politik olarak Türkiye’den ayrı düşünülemez. Üç yıl önceki Karabağ zaferiyle birlikte “iki devlet tek millet” söyleminin ötesine geçildi birçok alanda. “Tek devlet aklı” devreye sokuldu. Azerbaycan’ın politik olarak güçlenmesi, Türkiye’nin iradesini yansıtıyor. Bu irade ise KKTC’nin tanınmasının önünü açıyor. Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye yapılan ve bayrağı toplantılarda dalgalanan KKTC için de yeni bir dönem başlıyor. MHP lideri Devlet Bahçeli bu işareti verdi. Bahçeli’nin “KKTC yerine ‘Kıbrıs Devleti’ deyin” çıkışı tarihi bir çağrı olarak kayıtlara geçti ve bundan sonra uygulama aşamasına geçilecek. KKTC’nin ‘Kıbrıs Devleti’ olarak ilan edilmesi ve tanınması için de Batı’nın Fransa eliyle hedef aldığı Türk Devletleri Teşkilatı’nın irade göstermesi gerekiyor.
Bu yüzden Güney Kafkasya’daki her gelişme, her hamle Türkiye’yi doğrudan ilgilendiriyor. Doğru teşhislerde bulunmalıyız. Fransa dolaylı olarak Türkiye’yi düşman ülke ilan ediyor. Ermenistan üzerinden Azerbaycan topraklarında başlatılmak istenen yeni çete savaşlarına karşı hazırlıklı olmalıyız. Karabağ’ın yeniden inşası, şehirlere yerleşecek nüfus ve hem asayiş hem de sınır güvenliğine kadar Türkiye aleni müdahil olmalı. Karabağ’daki hedef Türkiye’dir ve Karabağ Azerbaycan kadar artık Türkiye’dir…
https://www.yenisafak.com/yazarlar/ersin-celik/guccinin-teroristi-ve-yeni-savasin-sinyalleri-4565221
İlk yorum yapan siz olun