Hilal Kaplan
Türkiye düşmanlığının ete kemiğe bürünmüş hâli olan Bob Menendez için yolun sonu göründü. Yazıya bu cümleyle başlamak bile serotonin salgılamanıza neden olmuş olabilir. Çünkü Menendez, dönemsel bir Türkiye düşmanı değil. O Türkiye düşmanlığını bir varlık sebebi olarak gören ABD’li bir siyasetçi…
Onun Türkiye düşmanlığının en büyük delili, bir zamanlar başkanı olduğu ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu’nun, ülkesinin Dışişleri Bakanı’nı sorguya çektiği konuşma olsa gerek.
Menendez, Türkiye’den neden nefret ettiğini tek tek anlattığı o sorguda ülkemizi Yunanistan’ın hava sahasını ihlal etmekle, Rum Kesimi’nin münhasırekonomik bölgesinde tatbikatlar yapmakla, Rusya’dan S400 almakla, FETÖ ve PKK mensuplarını ayrıca Selahattin Demirtaş‘ı hapse atmakla, Rusya’ya malsatmakla, PKK’ya Suriye ve Irak’ta operasyon düzenlemekle, NATO’nun genişlemesine şerh düşmekle, Kıbrıs’ı işgal etmekle, Fener Rum Patrikliği‘ne ekümenik hakkı vermemekle, Ayasofya’yı camiye çevirmekle suçluyor ve F-16 satışına izin vermeyeceğini ilan ediyordu.
Menendez bu konuşmadan sonra gittiği Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi ziyaretlerinde adeta bir aziz gibi karşılanmış, hatta Rum Kesimi’nde kendisine meşhur soykırımcı III. Makarios adına verilen “Kutsal Haç” ödülü verilmişti.
Menendez’in 1993’te Temsilciler Meclisi‘nde parlamaya başlayan yıldızını 2020 yılında evlendiği Nadine Arslanian söndürdü. Eşi aracılığıyla temasa geçtiği Mısırlı istihbarat yetkilileriyle ABD Senatosu’ndaki gücünü kullanma karşılığı rüşvet aldığı iddia edilen Menendez’in Google’dan “Bir külçe altın kaç dolar eder?” türünden aramalar yaptırdığı ortaya çıktı.
ABD’li yetkililerin rüşvet suçlamasında egzersiz aletinden lüks arabaya kadar pek çok materyalin adı geçiyor. Senato Dış İlişkiler Komisyon Başkanlığı’ndan istifa eden Menendez, yaptığı açıklamada Türkiye’nin adını geçirerek düşmanlığının hakkını bir kez daha verdi.
Bob Menendez‘in başına gelenler, ülkemizin ABD senatosundaki önemli bir düşmanını saf dışı bıraktı, ancak sona erdirmedi. Menendez’in komisyon başkanlığından istifa ettiğini açıklayan Senato çoğunluk lideri Chuck Schumer, bunun en önemli delili. Schumer, 17 Aralık kumpası dâhil çok sayıda olayda Türkiye’nin en büyük düşmanlarından biriydi. Menendez’in “kendini adamış bir kamu görevlisi olduğunu ve her zaman New Jersey halkı için sıkı bir şekilde mücadele ettiğini” söyleyen Schumer, üzüntüsünü gizleyemedi. Öte yandan Menendez’in meslektaşları ise kendisini New Jersey’i temsilden istifaya davet etmeyi sürdürdü.
Menendez’in görevinden ayrılmasına tepki gösteren en güçlü siyasi grup ise beklendiği üzere Ermeni lobisi oldu. Benim anlamadığım, son beş yıldır Menendez’den farklı açıklamalar yapmayan ana muhalefetimizin “güzide” dış ilişkiler kurmaylarının sessizliği… Halbuki onlara yakışan, Menendez ile yaptıkları söylem birlikteliğini devam ettirip yaşanan soruşturmadan da yine Türkiye’yi suçlamalarıydı. İç kavgadan başlarını kaldıramadılarsa demek…
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hilalkaplan/2023/09/26/menendez-icin-game-over
İlk yorum yapan siz olun