İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Müslümanın gözüyle filenin sultanları

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

İdris Günaydın

Müslüman, Allah’a teslim olana, Kur’an’a teslim olana, Sünnete teslim olana denir. Ölçüsü Allah’tır/Kur’an’dır. O, Kur’an’a aykırı olan hiçbir şeyi alkışlayamaz, takdir edemez, benimseyemez.

Müslüman Türk Milleti tarihi itibariyle adaletin, hakkaniyetin ve İslam’a bağlılığın temsilcisi olmuş, kadınların bir meta gibi sere serpe uryan hale gelmesine izin vermemiş, Selçuklu veya Osmanlı, kadını “Haseki, Haseki Sultan” yaparak ona hak ettiği itibarı vermiştir.

Kırsalda da kadın, şartlar gereği çileli bir hayat sürse de asla kimseye ezdirilmemiş, ezmek, horlamak isteyen Şeriatın adalet dağıtan hükümleri sayesinde engellenmiştir.

Boşanırken bile adil, müşfik ve insani davranılmıştır kadına. Rahmetli dedem, evlendiği ikinci  hanımını boşamak zorunda kalınca,  babasının evine göndereceği gün yeni elbise ile donatmış, yeni ayakkabı almış, yeni bir şemsiye almış, mihrini eline vermiş ve at çağırarak ata bindirip baba evine öyle göndermişti.

O günün şartlarında imkan böyleydi.

Yani, boşarken bile Şeriatın tavsiyelerine uyacak ve güzelce boşayacaksın.

Cumhuriyetten sonra ilk yıkılmaya çalışılan müessese aile müessesesi ve ilk yıkılan abide kadın oldu.

Hatta öyle ki; 1932’de Belçika’nın Spa kentinde yapılan güzellik yarışmasına Türkiye’den bir şeyhülislam torunu olan Keriman Halis’i iştirak ettirdiler. Yanlış okumadınız: Bir şeyhülislam torunu?!

Tarihçi yazar Mustafa Armağan refikimizin 07/11/2021 tarihli makalesinde yazdığına göre Keriman Halis bir şeyhülislam torunudur. Şeyhülislam Hasan Fehmi Efendi (1795/1881) torunu Keriman Halis….

Ailesi şiddetle karşı çıkar kızlarının bu yarışmaya katılmasına… Defalarca gidilir gelinir. Çünkü işin içinde Türk kadınını asıl kimliğinden soyup Hristiyan Levanten kadınlara benzetmek isteyen  o günün mevkutesi Cumhuriyet vardır.

Aile şiddetle karşı çıkar ama kız yani Keriman Halis: “Ne münasebet? Ben Hristiyan mıyım? Ben Müslüman bir Türk kızıyım. Bir daha bu kapıda işinizi yok…” demez, diyemez.

Çünkü eğitim ha bire şeytanın değirmenine, küfrün ateşine genç taşımaktadır.

Keriman’ların kafaları çoktan değiştirilmiştir. Rotaları çoktan Hristiyanların burçlarına, tonozlarına çevrilmiştir.

Ailenin karşı çıkış sebepleri ise kıytırık bir mazerettir: “Kızımızın adı çıkar. Adı çıkarsa kocaya veremeyiz.”

O gün erkeklerin önünde soyunup muza dönmek kadının adını kötüye çıkarıyorsa bugün o hakikat değişti mi?!!

Nihayet ikna edilir ve hemen birinci yapılır. Çünkü müracaat eden otuz bin adaydan gerçekten en uygunu Keriman Halis olduğu için değil, bir şeyhülislamın torunu dolayısıyla İslam’dan intikam alınmak istendiği içindir ki; birinci yapılır.

Yani içeride İslam’dan ve Müslüman kadından intikam almak isteyen birçok şenaat temsilcisi vardır.

Bir ay sonraki yarışma daha da ilginçtir. Belçika’da jüri başkanı oylamaya geçilmesine izin vermeden Keriman Halis’i sahneye çıkarır ve emekli öğretmen Halit Turhan Beyin, daha sonra hiçbir kaynaktan da yalanlanmayan hatırasına göre jüriye ve halka şöyle hitap eder: “Sayın jüri üyeleri! Bugün Avrupa’nın ve Hristiyanlığın zaferini kutluyoruz.1400 senedir dünya üzerinde hakimiyetini sürdüren İslamiyet artık bitmiştir. Onu Avrupa bitirmiştir. Bir zamanlar sokağı bile pencere arkasından seyredebilen Müslüman kadınların temsilcisi Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır. Bu kızı zaferimizin tacı kabul edeceğiz. Onu kraliçe seçeceğiz.”

“…Kerimanı birinci ilan edeceğiz. Onu zaferimizin tacı, zevkimizin mezesi yapacağız…”

Üstadın: “Üç katlı ahşap evin her katı ayrı alem!

Üst kat: Tesbihiyle ağlıyor babaannem.

Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve aşıkları,

Alt at: Kızkardeşimin(Tamtam) da çığlıkları.

Bir kurtlu peynir gibi ortasından kestiğim;

Buyrun ve maktaından seyredin, işte evim!

Bu ne hazin ağaçtır, bütün ufkumu tutmuş!

Kökü iffet, dalları taklit, meyvesi fuhuş…” dediği…

“Utanırdı burnunu göstermekten süt ninem…” diye anlattığı Müslüman Türk kadını, Hristiyanlığın zaferinin tacı, eğlencesinin mezesi oluyor.

O günden bugüne çok şey değişti tabii. Nice şeyhülislamlar, nice şeyhler, hocalar, başörtülü anneler, niceler, İmam Hatipliler ve İlahiyatçılar… devrilen tâk’ın, savrulan imanın, kavrulan itikadın külleri oldular.

Bugün benim kafada olmak hem yürek istiyor hem de çok geri kafalılar grubunu temsil etmekle suçlanıyoruz.

Alay ediliyoruz.

Lakin;

Ne yaman eserse essin rüzgâr, ne yana dönerse dönsün fırıldak; gerçekler o gün de değişmez bu gün de… Nasıl olsa bütün amellerin ve niyetlerin en adil şekilde hesaplanacağı gün gelecek.

Şimdi sormak gerekir bu Keriman Halis giyimlilere: Filenin sultanı olsanız ne, potanın aslanı olsanız ne?

Sizler iffetin, hayanın, İslam’ın Fatma’ları, Zeynep’leri olmadıktan sonra.

Aldığınız kupa emeğinizin karşılığı olarak hakkınızdır lakin içinizde bir tane olsun: “Ben eğer yüzmede dünya çapında bir yeteneksem kendi kıyafetimle yüzerim. Ben eğer voleybolda uluslararası bir yeteneksem, Müslüman kimliğimle oynarım. Basketbolda sınırlar ötesi bir yeteneksem cepheye silah taşıyan Elif gibi, Mustafa Kemal’i doğuran Zübeyde gibi giyinirim…” diyeniniz çıkmadığı sürece, ha isminiz Suzan olmuş ha Suarez…

Mavs oynayan annenin aşıklarından tamtamda çığlık atan kızlar olmasını istemiyoruz neslimizin.

Bunu başarabilmemiz için önce “Müslümanım” diyenlerin kendine gelmesi gerekir.

Başörtülü annenin yanında bir kız. Burnuna eşek nalı takmış. Sorsan, “Eh!. Şimdiki zamanda gençler böyle…”

Babasıyla işyerinde çalışan bir arkadaşa rastladım. Oğlunun kulağında beş yerde küpe… Sorsan “Eh! Şimdiki zamanda gençler böyle…”

Asıl hastalık sizin kalbinizde de çocuğunuz vasıtasıyla dışa vuruyor, vesselam. 

https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/idris-gunaydin/muslumanin-gozuyle-filenin-sultanlari-43056.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın