İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hisler niçin Hristiyan kaldı?

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***

YÜCEL KAYIRAN

Tom Holland’ın muhteşem kitabı ‘Dominion – Hristiyanlık Batı’yı ve Dünyayı Nasıl Dönüştürdü?’de “Hristiyanlığın Batı uygarlığının gelişimi üzerindeki tesiri o kadar derin olmuştur ki gözle görülemez hale gelmiştir” diyor. Eşsiz bir yazınsal anlatımı olan Holland, hislerin niçin tamamen Hristiyan kaldığını araştırıyor. Bu oldukça yeni bir sorunsal.

Mağduriyet, nasıl oldu da bir güç kaynağı haline geldi? Kurban olmak, neden bir güç kaynağı oldu? İtaatin bir zafer, alçalmanın bir şan ve ölümün bir yaşam olarak tanımlanması, nasıl olanaklı oldu? Fedakârlık, nasıl oldu da bir erdem oldu? Bir doğuma, bir soya ya da resmi talimatlara dayanmayan bir kimlik nasıl tercih edilebilir oldu? Roma düzenine saldırmaktan dolayı hüküm giymiş başıboş dolanan bir vaizin, bir kölenin çarmıhtaki sıradan ölümü, nasıl tanrısallıkla ıralanır hale gelir? Çünkü… (Bu girizgâhı, Tom Holland’ın muhteşem kitabı ‘Dominion – Hristiyanlık Batı’yı Ve Dünyayı Nasıl Dönüştürdü?’ vesilesiyle yaptım. Bu araya girişi kapatarak tekrar sorunsala dönüyorum.) Tanrı’nın oğlunun, bir kölenin kaderini yaşayıp çarmıhta işkence edilerek öldürülebileceği iddiası, sadece Yahudiler için değil, Romalılar için de aptalca ve tiksinti vericidir. Holland’ın, bir tarihsel devrimi dile getiren ayrıma göre, burada aptalca görülen ya da tiksinç bulunan, insanın tanrısallıkla nitelenmesi değildir. Yunanlar ile Romalılarda da insan tanrısallıkla nitelenmiştir. Sözgelimi Yunan’da Herakles, Roma’da Augustus tanrısallıkla nitelenir. Sorun şuradadır: Tanrısallık nitelemesi, muzafferler, kahramanlar ve krallar içindir. Tanrısallığın ölçütü, kişinin kendi çektiği acılar değil, düşmanlarına çektirdiği acılar, onlara işkence etmekteki, onları bir böceğe çevirmekteki gücüdür. Çarmığa gerilmiş bir kölenin tanrı olarak selamlanması rezil bir şeydir. Holland’a göre, bu tarihsel devrim, düşünsel bir dönüşümü de dile getiriyordu: “Tanrı, güçlüden çok zayıfa, zenginden çok fakire yakındı. Herhangi bir dilenci, herhangi bir suçlu, İsa olabilirdi.”

Hristiyanlık, kılıç zoruyla yayılmadı ama kılıca karşı yayılması nasıl olanaklı oldu? Temelde bir Ortadoğu dini olan Hristiyanlık nasıl oldu da Avrupa’yı anavatanı haline getirdi? Temelde antikçağ tarihçisi olan Holland’ın odaklandığı sorunsal bu. Ve devamla… Hristiyanlığın tarihsel bakımdan ayırıcı özelliği, sadece Yahudiler karşısında değil, temelde Yunanlar ve Romalılar karşısında da başarılı olmasında gizlidir.

Birçok ayrıntılı tarihsel bilgi içeren kitabının bir yerinde Holland, ilk defa ortaya çıkan kimlik meselesine dikkat çekiyor: 177 yılında tutuklanan Viyanalı bir mahkûm, kendisini sorgulayanların her sorusuna “Ben bir Hristiyanım” biçiminde yanıt vermiş. Adını, doğduğu yeri ya da köle mi özgür mü olduğunu söylemiyor, sadece “Mesih’in bir takipçisi” olduğunu dile getiriyor. Holland’a göre, ‘Hristiyanların kendilerini dünyanın tanınır halklarından birini -Romalılara, Yunanlara veya Yahudilere- ait olarak kimliklendirmeyi reddetmeleri tıpkı haydut ve kaçaklar gibi köksüz olarak damgalanmalarına’ yol açıyor. Böylece, Hristiyanların, ‘bu dünyaya ait değillermiş, geçici birer misafirmiş gibi davranmaktan aldıkları zevk, bir utanç sebebi olması gereken bir şeyi bir övünç haline getirmişti’. Onlara göre, ‘vatan yabancı bir ülkedir ve yabancı bir ülke, vatandır’. Hristiyanlığın ortak ethnosu vatandaşlığın gökte olduğunu vurgular. Holland’ın dile getirdiği gibi sadece inançla ıralı bir vatandaşlık, tarihte yeni olan işte budur. 

Benim yetiştiğim dönemde, dine, temelde Hristiyanlığa, bir ‘ortaçağ karanlığı’ biçiminde bakılırdı. Rönesans’ın çocukları olarak yetiştirilmeye özen gösterildik. Ama ben, olumsuz kavramlaştırmalara şüpheyle bakan biri olarak, üstü kapatılan dönemlere yakından bakmayı da severim. Holland’ın da değindiği gibi, “Tanrı, özgürlüğün ve eğlencenin çatık kaşlı düşmanı” olarak yaşamın grileşmesini sağladığı ölçüde, inanç azalmış ise bu kitabı neden okuyalım? Holland’ın yanıtı, hisler için: “Hıristiyanlığın Batı uygarlığının gelişimi üzerindeki tesiri o kadar derin olmuştur ki gözle görülemez hale gelmiştir.” Eşsiz bir yazınsal anlatımı olan Holland, hislerin niçin tamamen Hristiyan kaldığını araştırıyor. Bu oldukça yeni bir sorunsal.

DOMINION – 
HRİSTİYANLIK BATI’YI
VE DÜNYAYI NASIL
DÖNÜŞTÜRDÜ?
Tom Holland
Çeviren: Ilgın Yağmur Eker
Kronik Kitap, 2023
496 sayfa.

https://www.hurriyet.com.tr/kitap-sanat/hisler-nicin-hristiyan-kaldi-42298507

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın