Önümüzdeki dönemin en önemli konularından biri Yunanistan’la ilişkilerin nasıl olacağı. Seçimlerden sonra Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin düzelip düzelmeyeceği merak konusu. Aslında millet olarak dostluğa ve barışa önem veren bir ulus olduğumuz için Yunanlıları komşu, Yunanistan’ı da dost bir devlet olarak görmek istiyoruz. Geçmişteki sorunları unutup başta turizm olmak üzere ortak çıkarlarımızı geliştirmek, bir kahve içimi uzaklıktaki karşı kıyının insanlarıyla samimi ilişkiler kurmak dileğindeyiz. 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremden sonra başlayan yumuşamanın kalıcı dostluğa dönüşmesi hepimizin arzusu.
Ama bu isteğimiz ne kadar mümkün? Maalesef çok mümkün değil. Yunanistan, GKRY ve Ermenistan emperyalist küresel güçler tarafından Türkiye’nin kontrol edilmesi için suni olarak oluşturulmuş karakol devletlerdir. Dakika bir gol bir. Bu tarihsel gerçeği dikkate aldığımızda her üç devletin de kendilerine ait bir devlet aklına sahip olmadığını, özellikle dış politikada küresel güçlerin yönlendirmeleriyle hareket ettiklerini görmekteyiz. Hal böyle olunca Türkiye ile Yunanistan arasında suni olarak yaratılmış sorunların sadece iki ülke arasındaki diplomasiyle çözüleceğini düşünmek hata olur. Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkileri belirleyen asıl dinamik Türkiye’nin ABD ve Avrupa ilişkileridir. Türkiye’nin artan milli güç kapasitesi ve buna uygun olarak güncelleyeceği yeni dış politikası Türk-Yunan ilişkilerinin bugüne kadarki seyrini değiştirebilir. O yüzden kısa süre içerisinde mevcut sorunların çözülmesi söz konusu olamayacağı gibi Yunanistan’ın bugüne kadarki Türk düşmanlığı üzerine kurulu politikasının da değişmesi söz konusu değildir. Tek yapmamız gereken hayal kurmak yerine ülkemizin milli güç kapasitesini sürekli artırarak Yunanistan konusunda ABD ve Avrupa ülkeleriyle denge sağlayacak noktaya bir an önce ulaşmak olmalıdır. Çünkü uluslararası ilişkiler duygusal değil reel gerçekler üzerinden yürütülür. Ve güç uluslararası ilişkileri belirleyen birincil faktördür.
Bunun bir örneği var, Ermenistan. Ermenistan’ın bize karşı tarihi düşmanlığı dikkat edilirse son dönemlerde azalmaya başladı ve daha rasyonel bir eksene oturdu. Tahmin edileceği üzere bunun sebebi Türkiye’nin Rusya’yla olan ilişkilerindeki ağırlık payının artması ve can Azerbaycan’la ilişkilerimizin daha güçlü hale gelmesidir. Bu sayede Ermenistan üzerinde geçmişe göre daha etkili olunması normalleşmenin de önünü açmış görünüyor. Ancak Yunanistan’la olan ilişkiler üzerindeki dış aktörlerin farklı olması sürecin henüz olumlu bir seyre dönüşmesinin önündeki en büyük engel. Ancak bunu aşacak güç kapasitesine ulaştığımızda Yunanistan’la ilişkilerin normalleşmesinden söz edilebilir. Yoksa bazılarının dediği gibi iki liderin oturup baş başa sorunları çözmek için çaba sarf etmesi yeterli olmayacaktır.
Fransa’daki olaylara da bakacak olursak, Cezayir asıllı bir gencin polis tarafından öldürülmesinin ardından patlak veren olaylar aslında Avrupa sosyolojisinde birikmiş yabancı öfkesinin ne kadar büyük olduğunu göstermektedir. Halen daha bu olayların önlenememesi bundan sonraki sürecin de ne kadar kırılgan olabileceğini ifade etmektedir. Böylece Avrupa’daki yabancılara karşı yapılan haksızlıkların, adaletsizliklerin, ötekileştirmelerin sosyolojik tepkilerinin ne kadar güçlü olabileceğini de görmüş olduk. Muhtemelen bundan sonraki süreçte haklarını almak isteyen yabancı kökenli insanların diğer Avrupa ülkelerinde de yapacakları eylemlere şahit olacağız. Ayrıca güç kullanılarak bu eylemler bastırılsa bile artık devrimsel kolektif hareketlerin önü açıldığı için sosyolojik dinamikler düşünülmediği müddetçe daha güçlü ve daha şiddet içerikli eylemlerin yeniden çıkma hassasiyeti her zaman mevcut olacaktır.
İsveç’te Kuran-ı Kerime karşı yapılan alçakça saldırıya Türkiye’den sonra ilk diplomatik tepki Fas’tan geldi. Fas istişarelerde bulunmak üzere büyük elçisini geri çekti. Ardından İran ve Arabistan’da protesto gösterileri düzenlendi. Nihayet Müslüman toplumlar harekete geçmeye başladı. Tepki gösteren sağduyulu insanlara selam olsun.
https://www.aksam.com.tr/yazarlar/dr-eray-gucluer/yunanistan-ermenistanlasir-mi/haber-1379372
İlk yorum yapan siz olun