İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hatay’ın acil istekleri var

Abdulkadir Selvi

Adana’dan Hatay’a doğru yola çıktık.

Hava açık. Yolda konteyner yüklü TIR’lar gördüm. Hatay’a doğru gidiyorlardı. Deprem bölgesinde ilk başta arama kurtarma ekibi öncelikli ihtiyaçtı. O devam ediyor. Şimdi çadır ve konteyner öncelikli ihtiyaç haline geldi. Yardım kampanyalarında da çadır ve konteyner öncelikli olmalı. İskenderun Limanı’ndaki konteyner yangını söndürülmüş, denizden yoğun bir soğutma yapılıyor ama duman yükselmeye devam ediyor. Bu arada Hatay’a yaklaştıkça ambulansların yoğunluğu artıyor. Kırıkhan çıkışından itibaren zaman zaman Hatay’a araç girişine izin verilmiyor, sadece görevli olanların geçişine izin veriliyor. Hatay’a geldiğimizi önceden yeşilliğiyle fark ederdik.

Hatay’ın acil istekleri var
Nimet Yolcu/Abdulkadir SELVİ/HATAY

HATAY YIKILMIŞ

Hatay’a geldiğinizi şimdi ise depremin dehşetinden anlıyorsunuz. Bir yola giriyorsunuz, az sonra bir bina çökmüş. Yan taraftan geçeyim diyorsunuz, orada bir bina yan yatmış. Hatay’ın en yüksek yerine çıktım. Bir toz bulutu yükseliyor şehrin üzerinden. Bir de tek bir ses duyuluyor. O da ambulansların sirenlerinin sesi. Şehrin belli noktalarına AFAD çadırları kurulmuş.

DEPREMDEN ÖTE   

Hatay’ı görmediyseniz depremle ilgili şimdiye kadar ki bildiklerinizi unutun. Hatay’daki deprem ötesi bir şey. Yüzyılın afeti. Hatay’ın en yüksek noktasına çıkıp şehri izledim. Enkaz yığınlarının üstünden toz bulutları yükseliyordu. Her zaman cıvıl cıvıl olan Hatay gitmiş, yerine depremin yıkıntıları altında inleyen bir Hatay gelmiş. Şehirde duyulan tek ses ambulansların siren sesi. Hangi Hataylıyla konuştuysam, “Antakya diye bir yer kalmadı” dedi. “Kalbimin yarısı gitti” diyenler oldu. Deli deli akan Asi Nehri bile durgundu.

BU ENKAZDAN SAĞ ÇIKTI

Enkazın başında heyecanlı heyecanlı anlatan kadının adı Nimet Yolcu. Bu binanın enkazından sağ çıkmış. “Giriş katta oturuyordum. Bina üstüme çöktü. Sürünerek kapıya gittim çıkamadım. Üçüncü katın balkonu yere yapışmış. Oradan çıktım” diye anlattı. Yeğeni enkazın altındaymış. Kurtarılmasını bekliyor. Hataylılar arama kurtarma faaliyetlerinin gecikmesinden ve yetersizliğinden şikâyetçi.

Hatay’ın acil istekleri var
Dinleri ayrı ama acıları ortak.

ÜÇ DİNİN MENSUPLARI

Hatay, bütün dinlerin, inançların barış içinde yaşadığı bir şehirdir.

Bu yönüyle model olarak gösterilir. Tarihi valilik binasının tam karşısında İsrail’den gelen arama kurtarma ekibinin çalışmasını izlerken birbirine destek olmaya çalışan Hataylılarla konuştuk. Gözyaşlarını silerek anlattılar. Üç dinin mensupları aynı enkazın altında yatan yakınlarına ağlıyorlardı. Birlikte yaşamışlar, ölüme de birlikte gitmişler.

MÜSLÜMAN, HIRİSTİYAN, YAHUDİ

İsimleri ayrı, dinleri ayrı ama gözyaşları aynı. Azur Azra CenudioğluCan SautoğluElizabeth SautoğluMaritad Rasgil, Edip Çalışkan,Hanna Çalışkan ve Mehmet Şam. 

Annesi enkaz aktında Maritad Rasgil’in, Mehmet Şam’ın kardeşi ve yeğeni, Azur Azra’nın ise abisi ve yengesi.     

GSM HATLARINA TEPKİ   

Azur Bey GSM şirketlerine çok tepkili, “Turkcell ve Vodafone bir gün faturayı ödemesem telefonu kesiyor. Depremde telefonlar çalışmadığı için enkaz altında ulaşılabilecek birçok insan öldü” diyor. GSM hatları çok kötü bir sınav verdi. Hangi şehre gittimse halk telefonların çalışmamasına tepkili.

Hatay’ın acil istekleri var
Üç dinin kutsal mekanı bir arada. Caminin minaresi yıkılmış, havra ve kilise sağlam.

HATAY’IN SİMGESİ

Hatay’a ne zaman gelsem Türkiye ile birleşme kararının alındığı tarihi Meclis binasını ve Hatay modelinin simgesi olan üç dinin aynı meydana çıktığı kilise, cami ve havrayı ziyaret ederim. Caminin minaresi yıkılmış, havra ve kilise sağlam. Eski Meclis binası ise yerle bir olmuş.

BİR GARİP ÖLMÜŞ

Günlerdir Hatay’daki çalışmaları bize aktaran Hürriyet muhabiri Musa Kesler’le eski meclis binasından Kurtuluş Caddesi’ne doğru yürüyorduk. Asi Nehri’nin hemen kenarındaki bir enkazda hareketlilik oldu. İki genç beyaz bir bezin arasına sardıkları bir cenazeyi getirdiler. Asi Nehri’nin kenarına uzattılar. Üzerine de el yazısıyla ismini yazmışlardı. İsmine bakamadım. Yunus Emre’den esinlenerek, “Bir garip ölmüş diyeler. Onu da Asi Nehri’nin suyuyla yuyalar” dedim. Yüreğim burkuldu.

ACİL İHTİYAÇLAR

AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’ın enkaz altındaki abisinin de cansız bedenine ulaşıldı. Yayman depremde abisini, yengesini, ablasını, eniştesini ve yeğenini kaybetti ama o şahsi acısından ziyade Hataylılara yardım etmek için çırpınıyor. Yayman’ın acısını paylaşım. O bana acil ihtiyaçları anlattı. “Hatay asrın en büyük felaketini yaşadı. Acilen çadır, ısıtıcı, jeneratör ve konteyner lazım” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün Hatay’daydı. Yayman, Cumhurbaşkanı’nın, “Yeni şehirler yapacağız. Hatay’ı ayağa kaldıracağız” diye söz verdiğini anlattı.

ERDOĞAN SÖZÜ

Yayman bir de Cumhurbaşkanı ile Hataylı bir depremzede arasında geçen bir diyaloğu aktardı.

Depremzede: Bu sorunu sadece Tayyip Erdoğan çözer.

Erdoğan: Biz bu sorunu çözeceğiz. Size yeni şehirler yapacağız. Tayyip Erdoğan sözü veriyorum.

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/hatayin-acil-istekleri-var-42217751

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın