Lanetli meyveler

Yusuf Ziya Cömert

İncil’i yakar mısınız? Ya da yakmayı düşünür müsünüz? Bir Hristiyan’ın ya da birçok Hristiyan’ın davranışlarına öfkelenip?

Ya da Tevrat’ı, bir Musevi’nin, mesela Netanyahu’nun yaptıklarına kızıp?

Yok. Ruh ve beden sağlığı yerinde olan hiçbir insanın aklına gelmez böyle bir şey.

Hinduların, Budistlerin, Çinlilerin, Japonların kitaplarını da yakmazsınız.

Aynı tasnife girsin girmesin, Das Kapital’i bile yakmazsınız.

Ya hastasınızdır, manyaksınızdır, ya da kullanılmaya müsait bir sapık.

Danimarka’nın aşırı sağ partisi Stram Kurs’un (Doğru İstikamet) lideri Rasmus Paludan Stocholm’de, Türkiye Büyükelçiliğinin önünde İsveç polisinin nezareti altında Kur’an-ı Kerim yaktı.

Bunun bir nefret suçu olması lazım.

Nefret suçu Müslümanlara karşı işlendiği zaman müsamaha mı görüyor Avrupa’da?

Yeryüzünün dört bir tarafında yaşayan bir milyardan fazla Müslüman’ın iman ettiği kutlu kitabımız, Kur’an-ı Kerim’imiz.

Elbette öfkeleniriz, elbette lanetleriz.

Acaba nasıl bir adam? Akıllı mı, deli mi? Merak ettim.

Wikipedia’da bazı bilgiler buldum.

Danimarka vatandaşı. Babası İsveçli olduğu için yakın zamanlarda İsveç vatandaşlığına kabul edilmiş.

Kopenhag Üniversitesi hukuk fakültesinde ders de vermiş.

Babasının söylediğine göre Paludan bisikletle gezerken araba çarpıp bir beyin ameliyatı geçirdiği için araştırmalarına ara vermiş.

‘Kafası kırık’ denilebilir böyle durumlarda.

Wikipedia’da 2022 itibariyle Kopenhag Üniversitesi’nde ilahiyat okuduğu da yazılı.

Yakmaya hevesli olduğu kutsal kitaplarda ne yazdığını öğrenmek için mi acaba!

Sayısız ırkçı gösteriye katılmış. Genellikle Müslümanların yoğun olduğu muhitlerde yapılan gösterilerde İslam karşıtı, göçmen karşıtı, ırkçı konuşmalar yapıyormuş.

Ülkelerine dönemeyen göçmenlerin Grölland’ın kuzey-doğusunda kurulacak toplama kamplarına gönderilmesini istiyormuş.

2014’te Almanya’da kurulan ve kısa sürede bütün Avrupa’ya yayılan Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar örgütü Pegida’nın müdavimi.

24 yaşındaki bir genci ısrarla (ya da saplantılı bir şekilde) takip etmesinden dolayı hakkında kısıtlama emri verilmiş.

Sosyal medyada ‘chat’ servisi sağlayan bir ağ üzerindeki hesabından 13-17 yaş arasındaki çocuklarla aşırı cinsel içerikli sohbet yaptığı Danimarka basınına yansımış. Paludan iddiaları reddetmemiş.

Konuştuğu insanların yaşlarını bilmediğini, eğer sohbet sınırları ihlal ediyorsa moderatörlerin bunu engellemesi gerektiğini söylemiş.

Yani, aslında kapıya bacaya yaklaştırılacak bir adam değil.

Pis herifin biri.

Nasıl olmuş bu hadise? Yani Kur’an-ı Kerim’i yakma eylemi?

İsveç devlet televizyonu SVT’nin haberine göre Paludan’a Türk Büyükelçiliğinin önünde Kur’an-ı Kerim yakma teklifini İsveçli gazeteci Chang Frick götürmüş.

O da zaten hevesli, kabul etmiş.

Frick, Paludan’ın yapacağı ‘gösteri’ izninin parasını polise kendisinin ödediğini söylüyor. Demek İsveç’te gösteri izni parayla. İlginç.

(Haber yapmak diye ben buna derim! Herif yazmayı planladığı haberin organizasyonunu da yapıyor! Böyle gazeteci yangın haberi yapmak için yangın çıkarır!)

Daha önce de birkaç defa Kur’an-ı Kerim yakmış Paludan.

Her defasında protesto edilmiş.

Hatta bu eylemleri sebebiyle İsveç’e girmesi de yasaklanmış. Fakat vatandaşlığa kabul edildikten sonra İsveç’e girip çıkmaya devam etmiş.

Neden bu defa Türkiye Büyükelçiliği’nin önünde yaktı Kur’an-ı Kerim’i?

Şu anda İsveç Nato’ya girmek için Türkiye’nin onayına muhtaç olduğu için olabilir mi?

Olabilir.

Komplo teorisyenleri çalışsa bu vakadan çok hikâye çıkarır.

“İsveç’in Nato’ya girmesini istemeyenler kimse, onlar yaptı.”

“Nato karşıtı İsveçliler, ya da Nato’ya girmemek için bahane arayan İsveçliler…”

“İsveç’in ya da başka bir ülkenin asla Nato’ya girmesini istemeyen Rusya…”

Bizim ilk bakışta göremeyeceğimiz başka ‘meyve’lerini de bulabilirler teorisyenler.

Lanetli meyveler.

Eğer Paludan’ın ya da onu kullananların maksadı Türkleri öfkelendirip İsveç’in Nato’ya girişine mâni olmaksa ciddi mesafe kat ettiler.