İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dahil edici politika yokluğu

Hüsnü Öndül

Bu coğrafyada bir zamanlar yüz binlerce, milyonlarca Hristiyan yaşardı. Bu coğrafyada sosyolojik anlamda, toplumda çeşitlilik, farklılık, çoğulculuk vardı. Dinde, dilde, etnisitede farklılıkların yan yana, bazen bir arada bulunduğu çoğulcu bir toplumdu. Zenginlikti bu durum. Sonra ne oldu da tekçi bir anlayış hakim oldu?

Tekçi anlayış sildi süpürdü, yok etti bu zenginliği. Nereye gittiler, nerede bu sevgili Hristiyan yurttaşlar? Bir başka özellikleri de sadece dinden kaynaklı farklılıkları değildi. Etnisite farklılığından, mesela Ermenilerden, Rumlardan söz ediyoruz.

Onlar dışlayıcı politikalar nedeniyle terk ettiler bu toprakları. Unutmayalım.

Tarihimizdeki yüzleşemediğimiz katliamları, soykırımları saymıyorum.

Bugün (19 Ocak 2007) bir Ermeni aydınının, Sevgili Hrant Dink’in katledildiği gündür.

Düşünme, anlama, anlamaya çalışma, yüzleşme ve özür dileme günüdür.

Unutmama günüdür.

Çoğunluktan farklı etnik özelliklere, dil ve kültürlere nasıl yaklaşılıyordu da onlar terk ediyordu binlerce yıldır yaşadıkları topraklarını?

Dahil edici politika yokluğu ne demek?

İlk Alman düşünür Jurgen Habermas’tan (“Öteki” olmak, Öteki”yle yaşamak”, çeviri İlknur Aka, yky), (Kamusallığın Yapısal Dönüşümü, İletişim yayınları, çeviri Tanıl Bora, Mithat Sancar) okumuştum.

İHD’nin 14. Olağan Genel Kurulu açılış konuşmamızda (01 Kasım 2008), dahil edici politika konusuna şöyle değinmiştim:

Habermas, “Demokratik hukuk devletleri dahil edici politikalarla azınlık ve kültürel hak sorunlarını çözebilir.” diyordu. Ötekileştirmeden, dahil edici politikalarla… Bu konuda tek tek nelerin yapılması gerektiğini sıralamak bu konuşma çerçevesinde olanaklı değil. Ama genel başlıklar altında, anayasal, yasal, siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel önlemlerle çözülebilir bu sorun. Bunun için çaba göstermeli, talep etmeli, anlamaya çalışmalıyız. Barışı, hak temelli politika ve çalışmalarla inşa edebilir ve sürekliliğini sağlayabiliriz. Bunun için, Godot’yu Beklerken’de Samuel Beckett’in dediği gibi, “Her noktadan başlanabilir.”

Değerli siyaset ve Düşün İnsanı Tarık Ziya Ekinci, Bianet’te 29 Eylül 2015 günü yayımlanan “Kürtler eşit haklı vatandaşlık istiyor, kardeşlik değil” başlıklı yazısında eşitlik ilkesinin ve talebinin temel oluşunu anlatıyordu. Ekinci, “Toplumsal sorunların çözümünde ve insanlığın gelişip ilerlemesinde de belirleyici olan gelişmiş bir demokrasi ve evrensel nitelikli hukuk sistemidir. ‘Kardeşlik’, ‘akrabalık’, ‘ırksal yakınlık’ vb. kavramlar içeriksiz soyut feodal değerlerdir” diyordu.

Son yıllarda Alevi toplumunun temsilcileri de eşit haklı yurttaşlık talebini yüksek sesle dile getiriyorlar.

Eşitlik bir ilkedir. Eşitsizlik ise bir durum. Eşitsizlik demek, ayırımcılık muamelesi ile karşı karşıya kalmak demek. 

Büyük Alevi Kurultayı Alevi Kurumlarının çağrısı ile 25 Aralık 2022 günü, İstanbul’da Yenikapı Kültür Merkezinde düzenlendi. Kurultay sonrası yayımlanan sonuç bildirgesinde talepler 11 madde halinde sıralandı. Evrensel’in 25 Aralık sayısında özet olarak yer alan talepler şöyle:

“Cemevlerinin ibadethane statüsü kabul edilsin

Zorunlu din derslerinden ve eğitimin dinselleştirilmesinden vazgeçilsin

Diyanet İşleri Başkanlığının tasfiyesine dönük adımların atılsın

Kamu kaynaklarının liyakat, adalet ve eşitlik ilkelerine göre dağıtılsın

Madımak utanç müzesi yapılsın

Nefret suçlarının açığa çıkarılması ve önüne geçilmesi için tedbirlerin alınsın

Alevi katliamları ve asimilasyon uygulamalarıyla yüzleşilsin

 Kutsal mekanlara yönelik yağma girişimlerine son verilsin

 Alevi yerleşim yerlerinin değiştirilen isimleri iade edilsin

 Alevi inancında özel yeri olan günler resmi tatil edilsin

 Kamusal yayıncılık ayrımcılıktan arındırılsın”

(https://www.evrensel.net/haber/477912/binler-buyuk-alevi-kurultayinda-laiklik-ve-demokrasi-icin-bulustu)

Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi sorunları çoğulcu demokrasi anlayışı ile çözülebilir. Yurttaşların hak ve özgürlüklerde eşitliği anayasal ve yasal olarak ve pratikte yaşam bulmalıdır. Dahil edici politikalar oluşturulmalı, izlenmeli ve hak sahipliği ile birlikte uygulanmalıdır. Dışlayıcı, ayırımcı politikalar terk edilmelidir. Her yurttaşın kendi olduğu gibi yaşama hakları devletçe kabul ve garanti edilmelidir.

https://www.evrensel.net/yazi/92336/dahil-edici-politika-yoklugu

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın