‘Ermeni soykırımı yoktur’ diyenlere ceza yolu açan yasa tasarısının oylandığı 12 Ekim 2016’da Fransa Parlamentosu’ndaydım. Tasarı 19’a karşılık 106 oyla kabul edilmiş ve ‘Soykırım yoktur’ diyene 1 yıl hapis cezasının önü açılmıştı. 1 yıl sonra Türk Dışişlerinin girişimi ile yasa Anayasa Mahkemesi’nden döndü. Ama bu kez de 2019’da iç siyasette başı ne zaman sıkışsa ‘Ermeni meselesi’ne sarılan Fransa Cumhurbaşkanı Macron, 24 Nisan’ı “Ermeni soykırımı anma günü” ilan etti. Peki, Fransızların 1919-1920-1921’de Gaziantep’te Türk soykırımı yaptığını kaç kişi biliyor? İşte hem savaş günlerini anlatan hem de soykırım iddialarını çürütecek bir müze açıldı: ‘Gaziantep Panorama 25 Aralık Müzesi.’ ‘Soykırım yoktur’ diyenler belgeleri ile görmek üzere müzeye davet edildi.
‘SOYKIRIM VAR’ DİYEN, OLMADIĞINI GÖRMEK İÇİN MÜZEMİZE GELSİN
Hürriyet gazetesi yazarları ile 2 günlüğüne Gaziantep’teydik. En son dört yıl önce gitmişim. Bu kadar mı değişir bir şehir? Değişmiş. Özellikle de açılan müzeler ve merkezler ile şehir ‘kebap ve baklavanın başkenti’ olmaktan öteye geçmiş durumda. Beni en çok etkileyen ise ‘25 Aralık Gaziantep Savunması Kahramanlık Panoraması ve Müzesi’ oldu.
Fotoğraf: Murat ŞAKA
PANDEMİ KURBANI
2 yıl önce açılan -sanırım pandemi sebebi ile duymadık- müzedeki eserlerin (750 adet) çoğu, gazi ve şehit yakınları tarafından bağışlanmış. Belgeler ise ‘düşman’ arşivlerinden alınma. Müze fikrini ortaya atan, dönemin Gaziantep Mimarlar Odası Başkanı Bekir Sıtkı Severoğlu anlatımı ile gezdik müzeyi. Fikir ortaya atıldığı 2005’ten bugüne kurulan ‘Araştırma Komisyonu’ öncülüğünde düşmana ait işgal komutanlığı günlüklerinden istihbarat raporlarına kadar tüm belgeleri tek tek taradıklarını söylüyor ve diyor ki: “Bu topraklarda okuma alışkanlığı pek yoktur. Dolayısı ile dilden dile anlatımlar bir süre sonra hamasi nutuklara dönüşür, gerçekten uzaklaşılır. Bu sebeple müze bizim için bir okul. O yüzden de müzedeki her eserin gerçek belge ve bilgiye dayanması önemliydi.”
BİNLERCE BELGE TARANDI
Paris Silahlı Kuvvetler Ataşesi Albay Yücel Özel’in müzeye belge toplamak için 2 yıl gönüllü çalıştığını, Fransız Genel Kurmay arşivlerinin, resmi ücretleri ödenerek açıldığı ve Fransız Birliklerin 1919-1920-1921 yılında yaptığı kuşatma, katliam ve savaş ihlallerini gösteren tüm belgelerin satır satır tercüme edildiğini de belirten Severoğlu, “Amaç tarih kitaplarımızda anlatılan hikâyeleri ‘düşman’ ağzından da onaylatmaktı. Böylelikle, Prof. Dr. Ayhan Öztürk’ün ‘Milli Mücadelede Gaziantep’ ve yine Antep savunması anılarını kaleme alan Mitat Enç’in kitaplarında anlatılan hikâyeler Fransız arşivlerinden çıkan belgelerle doğrulanmış oldu. Dahası, tarih kitaplarımızda yer almayan kahramanlık hikâyeleri de ortaya çıktı” diyor.
Bekir Sıtkı Severoğlu
ÖNCE MÜZE SONRA KEBAP VE BAKLAVA
Kendisi de gazi torunu olan Severoğlu, Fransızların Gaziantep’te tarihte eşine az rastlanır bir Türk soykırımına imza attığı (resmi rakamlara göre 7 bin, resmi olmayan kayıtlara göre 15 binden fazla sivil hayatını kaybetti) ve savaş suçu işlediğini de belirterek, şöyle devam ediyor: “Fransa ve kışkırtması ile Ermeni diasporasının son 100 yılda yaptığı ‘soykırım’ propagandası sebebi ile Ermeni meselesi, hele de Türkiye’de, öylebir noktaya geldi ki bazı aydınlarımız bile ‘Yeteri kadar belge yok’ yalanından etkilendi. Dolayısıyla Fransız arşivlerinden bulup onaylattığımız o belgelerin kapı açtığı başka özel arşivlerden de elde edilen tüm belge ve bilgi ile müzede ‘doğruları’ ortaya koyuyoruz. Burası sadece Gaziantep’in değil Türkiye’nin müzesi. Gaziantep’e sadece kebap ya da baklava için değil öncelikle bu müzeyi görmeye gelinmeli.”
Aleksander Samsonov, Fatma Şahin
SAVAŞ DEĞİL ARTIK BARIŞIN TARİHİ YAZILMALI
Antep Savunması’nın gelecek nesillere ‘doğru’ aktarılması istenilen müzenin hayata geçirilmesinde şüphesiz Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin’in rolü büyük. Zira müze için bin 586 metrekarelik özel alan tahsis etmiş. Ayrıca müzede ünlü Rus ressam Aleksander Samsonov’a ait 17 kahramanlık tablosu da var.
PUTİN’E RAĞMEN
Başkan Şahin, ünlü Rus ressamı tam da Rusya ile Türkiye arasında uçak krizi yaşandığı 24 Kasım 2015 günü ikna etmiş: “Zor oldu! ‘Putin’ dedi ‘Hassasiyetler’ dedi ama sonunda Türk kahramanlık hikâyelerini resmetmeye ikna ettim” diyor. Peki, müzenin önemi ne? Şöyle yanıtlıyor: “Cumhuriyet’in 100. yılında nereden nereye geldik? İkinci yüzyılda nereye gidiyoruz? Bu soruları cevaplamak için önce geçmişi iyi analiz etmek lazım. Ki geleceğimizi doğru yönetelim. Müzecilik de tarih bilincinin genç kuşaklara aktarılması noktasında çok önemli. Buraya gelecek, görecek, okuyacak ve yüreğinde hissedecekler o günleri. Ayrıca savaşın nefreti ile de yoğrulmamalılar. Dersler alınmalı. Savaş değil barışın tarihi yazılmalı artık. O sebeple müzeden çıkışta barış güvercinlerini göreceksiniz.”
İlk yorum yapan siz olun