Neredeyse yüz yıla yaklaşan bir süredir kullandığımız takvim gereğince bu gece yeni yıla gireceğiz. Bu gecenin sanılanın ve söylenenin aksine Hristiyan kültürü ile herhangi bir alakası yoktur, bu nedenle keyfinize bakın, bazı aklıevvellerin önerilerini dikkate almayın
İnsanlık varoluşundan beri bazı günleri kutsal kabul etmiş ve bu günlerde bir araya gelerek çoğunlukla eğlenmiştir. Bugünlerden biri de elbette yeni yıl kutlamasıdır. Bu gece saat 24.00’de yeni bir yıla giriyoruz. Ancak bu tarih subjektif bir tarih olup insanoğlu tarafından yapılan bir düzenlemedir. İnsanlık çeşitli tarihlerde çok sayıda takvim kullanmış, her defasında da yeni düzenlemelerle güvenilir bir takvim elde etmeye çalışmıştır. Türkler her on iki yıla bir hayvanın adı verilerek oluşturulan “On iki hayvanlı Türk takvimi” ile başlayıp sonrasında sırasıyla “Hicri, Celâlî, İlhanlı, Rumi, Takvim-i Garbi” ve son olarak da “Miladi ya da Gregoryen” takvim sistemlerini kullanmışlardır.
On iki hayvanlı Türk takvimi
On iki hayvanlı Türk takvimi güneş yılını esas alır. Bir gün 12+12 şeklinde ikiye bölünmüş olup günümüzdeki gibi 24 saat esas alınmıştır. Bu takvimde hafta kavramı yoktur. Ay isimleri birinci ay, ikinci ay olarak sıralanır. Her yıl bir hayvan ismi ile adlandırılmış olup “Fare, sığır, pars, tavşan, balık, yılan, at, koyun, maymun, tavuk, köpek ve domuz” yılları olarak adlandırılmıştır. Bu isimler sırasıyla tekrar edilir. Bu takvimde yılbaşı “Nevruz (Yenigün)” adıyla bilinen 21 Mart’tır. 12 hayvanlı Türk takviminde Gök-Tanrı inancının ve Şaman kültürünün etkili olduğu kabul edilir. Üzerinden yüz yıllar geçmesine karşın günümüzde hâlâ Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Kazakistan’da yaşayan Türk asıllı topluluklarda geleneksel olarak varlığını sürdürmektedir.
Hicri takvim
İslami, Müslüman ya da Arap takvimi olarak da bilinen Hicri takvim yılı 354 ya da 355 gün ve on iki kameri aydan oluşur. Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye göç etmesini başlangıç yılı kabul eden ve Ay’ın Dünya’nın çevresindeki dolanımını esas alan bir takvim sistemidir. Hicri takvim, Hicri Kameri ve Hicri Şemsi takvim olarak ikiye ayrılır. Ayın dolanımı, güneş döngüsünden yaklaşık on gün kısadır. Bu da yıllar geçtikçe Hicri takvimin farklı mevsimlere rast gelmesine neden olur. Hicri takvimin Hz. Ömer’in halifeliği sırasında hicretten on yedi yıl sonra Miladi 639 yılında toplanan bir meclis tarafından Hz. Ali’nin önerisiyle hicretin gerçekleştiği yıl esas alınarak oluşturulduğu ileri sürülmektedir. Hicri takvimde İslam öncesi Arap toplumunda kabul edilen haram (savaşmanın yasak olduğu) aylar (zilkade, zilhicce, muharrem ve recep) aynen korunmuştur.
Hicri Kameri takvim
Başlangıcı 16 Temmuz 622 olan ve Ay’ın Dünya çevresindeki dolanımını esas alan bu takvim çoğunlukla Hicri takvim olarak kabul edilmiştir. Bu takvim güneş esaslı takvime göre farklı olup yaklaşık her otuz beş yılda bir yıllık fark ortaya çıkmaktadır.
Hicri Şemsi takvim
Miladi 20 Eylül 622 olan ve Dünya’nın Güneş etrafındaki dolanımını esas alan bir takvimdir. Osmanlı İmparatorluğu’nda bu takvime “Rumi takvim” adı verilmiştir.
Celâlî takvim
Türklerin Müslümanlığı kabulü ile Hicri takvim kullanılmaya başlanmış, daha sonra Büyük Selçuklu döneminde bir süre Celâlî takvime geçilmiştir. Güneş yılı esasına dayanan matematikçi ve astronom Ömer Hayyam’ın başkanlığında bir kurul tarafından düzenlenen Celâlî takvimi, Sultan Melikşah (1072-1092) döneminde 1079 yılından itibaren kullanılmaya başlanır. Yılbaşının 9 Ramazan 471/15 Mart 1079 olarak kabul edildiği bu takvimde de hicret yılı başlangıç olarak kabul edilmiştir. Selçuklu Devleti’nin yanı sıra Babür İmparatorluğu’nda da bu takvim kullanılmıştır. Celâlî takviminde bir yıl 365 gün 6 saat olarak kabul edilir. Detaylı gözlemlere dayanan astronomik hesaplar kullanıldığı için ilkbahar ekinoksunun başlangıç tarihi Gregoryen takvimine göre daha doğrudur.
Rumi takvim
Rumi takvim, Jülyen takvimini esas kabul eder. Jülyen takvim Romalıların kullandığı bir takvim olduğu için, biz de bu takvime “Roma’ya-Romalıya ait olan” manasına gelen “Rumi” ismini vermişizdir. Dünya’nın Güneş etrafındaki dolanımını esas alan bu takvim uyarınca, 13 Mart 1840/1 Mart 1256 günü başlangıç olarak kabul edilir. Rumi takvim Batı dünyasının kullandığı Gregoryen takvimine göre 13 gün geridedir. 1256 ile 1287 (1870) yılları arasında Hicri takvim ile Rumi takvim birlikte kullanılır. 1870 yılında devlet dairelerinde Hicri takvim kullanımına son verilir.
Takvim-i Garbi
1917 yılında 125 sayılı kanun ile “Takvim-i Garbi” adı altında Gregoryen takvim sistemi uygulamaya konur. Bu takvimin başlangıcı olarak da hicret esas alınır. Gerek devam etmekte olan savaş gerekse hicretin başlangıç yılı olarak kabul edilmesi de yaygın olarak kullanıma geçilmesine mâni olur.
Miladi takvim
Miladi takvim ya da Gregoryen takvimi, Roma İmparatoru Gaius Julius Caesar (Jül Sezar) tarafından kabul edilen Jülyen takvimi yerine Papa XIII. Gregorius tarafından hazırlatılır ve Hz. İsa’nın doğduğu yılı milat olarak kabul eder. 4 Ekim 1582 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan bu takvim de Dünya’nın Güneş etrafındaki dönüş süresi olan 365 gün 6 saat bir yıl olarak kabul edilir. Gregoryen takvimi, günümüzde kullanılan takvimler içinde en az hata içerendir. Günümüzde ekinoks yılı 365.242375365 gündür. Gregoryen takviminde ortalama yıl 365.2425 gün olup gerçek ekinoks yılı uzunluğuna oldukça yakındır. Bu nedenle her dört yılda bir şubat ayının son gününe bir gün eklenerek bu hata en aza indirgenmeye çalışılır.
26 Aralık 1925 günü kabul edilen “Takvimde Tarih Mebdeinin (Başlangıcı) Değiştirilmesi Hakkında Kanun” gereğince 1 Ocak 1926 tarihinden itibaren neredeyse tüm dünyanın kullandığı Gregoryen takvim uygulanmaya başlanır. Yılbaşını 1 Ocak olarak kabul eden bu takvimin yanı sıra, günü 12 saat gündüz, 12 saat gece dilimlerine ayıran saat sistemi yerine 24 saatlik zaman dilimi kabul edilir. Bu düzenlemeye karşın 1983 yılına kadar mali yılbaşı uygulaması eskiden kalan bir alışkanlık uyarınca 1 Mart kabul edilirdi. Bu arada dikkatinizi çekmek istediğim bir husus da günümüzde Afganistan ve İran dışında tüm Arap ülkelerinin de miladi takvimi kullanmakta oldukları gerçeğidir.
Neredeyse yüz yıla yaklaşan bir süredir kullandığımız takvim gereğince bu gece yeni yıla gireceğiz. Bu gecenin sanılanın ve söylenenin aksine Hristiyan kültürü ile herhangi bir alakası yoktur, bu nedenle keyfinize bakın, bazı aklıevvellerin önerilerini dikkate almayın. Bazı kişiler insanların mutlu olmasını kıskanır, haset duyguları onları bağlar ve akıl almaz şeyler uydururlar, gerçek olmayan bu saçmalıklara aldırmayın ve yaşama dilediğiniz gibi devam edin. Tüm okurlarımın yeni yılını kutlar, sağlık ve mutluluk dolu nice yeni yıllar dilerim. Hoşgeldin 2023…
İlk yorum yapan siz olun