Rufat GÜREL
İlkokula 1972 yılında Iğdır İli Karakoyunlu ilçesi Kaçardoğanşalı köyünde başladım. Köyümüz 89 yıl Çarlık Rus İmparatorluğu, 3 yıl Ermeni mezalimi toplam 92 yıl işgal altında kalmış. 92 yıllık işgal döneminde köyde hiç okul yokmuş. Iğdır’ın 1920 yılında işgalden kurtarılmasından sonra 1927 yılında Türkiye’de ayrıntılı nüfus sayımı yapılmış. Iğdır genelinde 356 erkek 17 kadın 373 kişi okur/yazarmış. Iğdır’daki 36.002 kişiden okur- yazar oranı % 1,48 kişiden ibaretmiş. Bunlarında çoğu subay, memur, cami imamlarıdır.
Iğdır’da Rus işgali döneminde kız ve erkeklerin okuduğu 2 okul varmış. Eğitim dili Rusça olup okulda Hristiyanlık dersi verildiğinden Türk ve Müslümanlar bu okullara pek itibar etmezlermiş. Durumu iyi olanlar Erivan, Tiflis, Kars’da yatılı okuyabiliyormuş. Iğdır’da ilk İlkokul 1925, Ortaokul 1932, Lise 1965, Kars Kafkas Üniversitesine bağlı Meslek Yüksek Okulu 1995, Üniversite 2008 yılında açıldı. 1965 yılına kadar lise okumak isteyen az da olsa Iğdırlı gençler Kars, Erzurum, Trabzon’da okumaya gidiyormuş.
Iğdır ilinin işgalden kurtarılmasıyla ülke genelinde olduğu gibi Iğdır’da da okuma- yazma seferberliği başladı. Kaçardoğanşalı köyünde ilk olarak köyün iki camisinde eğitmenler tarafından eğitim verilmeye başlamış, durumu iyi olan aileler çocuğunu Taşburun nahiyesine gönderenler de varmış. Sonran rahmetli Ali Ekber Gürel’in evinin önündeki dükkanda eğitim verilmiş. Köy Muhtarı rahmetlik Mehmet Arslan zamanında vatandaş köylü işbirliği ile 5 derslik okul 1935 yılında eğitime açılmış. Öğrenci fazla olduğundan çift eğitim yapılmış, yetmeyince okulun yanındaki arasaya kerpiç duvar toprak damdan 2 derslik inşa edilmiş.
Köyümüz ilkokulu 87 yıldır bacasız bir fabrika olup, karanlığı aydınlatan, cehalete savaş vererek binlerce vatan evladını yetiştirmiş. Kaçardoğanşalı Ortaokulu 1976 yılında rahmetlik Celal Arslan’ın evinde eğitime başlamış, 1977 yılında vatandaş devlet işbirliği ile şimdiki bina inşa edilerek hizmete açılmıştır. Okulun açılmasında Ali Ekber Özçelik Öğretmenimizin büyük emeği ve katkısı var. 46 yıldır gerek Kaçardoğanşalı köyü gerekse Bayatdoğanşalı, Yukarı, Orta, Aşağı Alican köyleri yüzlerce mezun vermiştir. Bu okuldan yetişenler Vali, Kaymakam, Profesör, Doktor, Veteriner, Öğretmen, Pilot, Subay, Polis, Hemşire ve bir çok devlet kademesinde görev yapmaktadır.
Eskiden imkanlar kısıtlıydı. Şimdiki gibi 180 iş günü okula gitmiyorduk. Köyde iş çok olunca çocuklar bağda, bahçe işlerinde çalışıyor, koyun, kuzu, sığır otlatmaya gidiyorlardı. Günde ders saati 5 olup haftalık 25 saat eğitim vardı. Şimdi seçmeli derslerle 30 saat olmuş. İlkokul 5, Ortaokul 3, Lise 3 yıldı. Okulda servis, kantin, anasınıfı, rehber Öğretmen, lavabo bile yoktu. Okulda ilk girerken Öğrenci Andını okuyorduk. Pazartesi ile Cuma günleri bayrak töreni İstiklal marşı okunurdu. Okulda ısınma soba ile olup tezek yakardık. Yakılan tezekleri öğrenciler evden getiriyordu.
Okuyana, okula, öğretmene büyük bir değer ve önem verilirdi. Siyah önlük, beyaz yaka takardık. Saç tırnak kontrolü yapılırdı. Uzun saçları olana makasla kanal açılırdı. Beslenme çantamız yoktu. Annelerimiz bezden bizlere çanta dikerdi. Silgimizin ortası delinerek ip geçirilip, boynumuza asardık. Siyah tahta beyaz tebeşir olurdu. Bazen renkli tebeşir az da olsa kullanılırdı. Sınıflar çok kalabalık, sıralarda 3-4 kişi otururdu. Ayakkabılar lastik ( E. Kaloşu, Cızlavet) giyerdik. Mont kışlık elbise yok gibiydi. Bazı öğrencilerde bit olurdu.
Araç, gereç, harita, yardımcı kaynak kitap, Ansiklopedi, kütüphane yoktu. Saman kağıttan renksiz Cin Ali kitabı vardı. Öğretmen okumamız için sıra ile ödünç verdi. Kendimize ait odamız yoktu. 50-60 m2’lik bir evde 10- 15 kişi kalırdık. Aileler çok kalabalıktı. Zaten bir odada soba yanardı. Defterleriniz saman kağıttandı. Elektiriklet sık sık kesilir gazlı lambada ders çalışırdık. Zaten boş olduğumuz zamanda yoktu. Evdeki beslenen koyun, inek, at, mandaya biz bakardık. Beslenme çantamız yoktu. Okulda süt tozundan süt tek bardakta sıra ile verilirdi. Bir bardak süt tozundan süt, yarım çay bardağı fındık içi, çeyrek lavaş ( Bu beyaz undan yapılan lavaşın pişirilmesini sırası ile öğrenci velileri yapardı), küçük üçgen peynir dağıtılırdı. Anlayamadığım hepimizin evinde sütümüz varken süt tozu ile yapılan sütü içerdik.
Oyunlarımız kayışa girme, aşık oyunu, beş taş, ip atlama, gizlenpaç, ip oyunu, topaç ( Hol), inekleri tımarlarlaken çıkan yünden yapılan top ile oyunlar, Güvercin taklası çocukların belli başlı oyunu idi. Veleybol, Futbol, balkis o zaman yapılan sporlardandı. Çocuklar okusun, okulu sevsin diye doğan çocukların göbeği okula bırakılırdı. Milli bayramlar önemli gün haftalar Yerli malı haftası kutlamaları muhteşemdi. 23 Nisan Çocuk Bayramı, 29 Mayıs Gençlik Bayramı kutlama ve törenleri çok güzel geçerdi.
Benim İlkokul Öğretmenim Yusuf Düzcü idi. Çok mükemmel tam bir Cumhuriyet Öğretmeniydi. Ortaokulu da kendi köyümde okudum. Kendi okuluma 1994-1997 yılları arasında Okul Müdürü olarak görev yapma şerefine eriştim. Beni yetiştiren o değerli elleri öpülesi öğretmenim Yusuf Düzcü, rahmetlik Adil Akış öğretmenlerim ile çalıştım. O zaman Öğretmene hoca değil öğretmen denilirdi. Köyünmüzün İlkokulu ile Ortaokulu benim zamanımda 1996 yılında İlköğretime dönüştü. Köyümüz okulunun bahçesine Kaymakam- Vatandaş işbirliği ile 1000 tane Kanada kavağı diktik. Su şebekesi çekip, Basket, Veleybol, Futbol oyun yerleri yaptırdık.
Köyümüzde ilkokul ve Ortaokulu okuyup Iğdır Lisesinde 1980-1983 yıllarında okudum. Iğdır’da bizim zamanımızda Iğdır Lisesi, Kız Meslek , Erkek Endüstri Meslek lisesi olmak üzere 3 lise vardı. Iğdır Lisesi binlerce Iğdırlı genci yetiştiren güzide bir okuldu. Iğdır o zaman Kars İline bağlı 24-25 bin nüfuslu, 1-2 katlı müstakil evlerin olduğu, önünde sulama arklarının geçtiği, herkesin hemen hemen bir birini tanıyıp selamlaştığı, yeşillikler içinde, şirin, güzel bir Anadolu kasabasıydı. 3-4 öğrenci 15-20 m2 tek odalı kerpiç, toprak damlı bir ev kiralayıp lisede okuyorduk. Hafta sonları köyümüze giderdik. İmkanlar çok kısıtlı olup, eğitim çok kaliteliydi. Dersene, test böyle yoktu. Ben testi Üniversite sınavına girerken gördüm. Üniversite sınavı çok zor iki basamaktı. Her yerde Üniversite yoktu. O zaman Türkiye’de 25 Üniversite vardı.
Iğdır’ın Anavatan’a katılması, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim alanında yaptığı inkilaplar sayesinde bugün Iğdır % 1,48 okuma seviyesinden % 95’ler seviyesine gelmiş, yüzyılların ihmallerini 97 yılda aşarak, 1925 yılında Iğdır’da açılan ilk ilkokulla şimdi yüzlerce İlkokul, Ortaokul, Lise, Üniversite gibi eğitim kurumlarına sahip olmuş, eğitimde fırsat eşitliğini yakalayan güzel Iğdır’ımızın zeki, vatansever yüzlerce evladı, devletin en üst kademlerinde görev yapmaktadır. Sadece Kaçardoğanşalı köyünden yüzlerce Üniversite mezunu çıkmıştır.
Eğitime emeği geçen başta Büyük Önder Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, isimsiz eğitim emekçisi ve kahramanlarını, saygı ve hürmetle anıyorum. Ahirete gidenlere rahmet, hayatta olanlara da, sağlık ve sıhhat diliyorum.
http://www.guvengazetesi.com.tr/yazarlar/rufat-gurel/bizim-cocuklugumuz-doneminde-egitim/208/
İlk yorum yapan siz olun