İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Alevilerle ilgili düzenlemeler ne getiriyor (1)

Başka bir dizi konunun araya girmesi nedeniyle AK Parti iktidarı tarafından Alevilerle ilgili getirilen ve kamuoyunda tartışma yaratan düzenlemelere yakından bakabilme fırsatı bulamamıştım. Bu konudaki gözlemlerimi gecikmeli olarak bir iki yazının sınırları içinde aktarmak istiyorum.

Aslında Alevilerle ilgili bazı gelişmelerin olacağına ilişkin niyet beyanları yaklaşık bir yıldır kayda geçmekle birlikte, bu konudaki adımlar ancak geride bıraktığımız haftalarda kuvveden fiile çıktı, mevzuatta birbirini tamamlayan iki ayrı düzenleme halinde.

Bunlardan birincisi, geçen 9 Kasım’da Resmi Gazete’de yayımlanan bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Kültür Bakanlığı bünyesinde yapılan bir idari düzenlemeydi. Ardından TBMM’de geçen hafta perşembe günü kabul edilen “Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” çerçevesinde cemevleriyle ilgili bir dizi düzenleme getirildi.

Ardından, muhtelif Alevi kuruluşlarının çeşitli açıklamaları ya da protesto gösterileri üzerinden eleştirel çıkışlarına tanıklık ettik.

Meselenin bu kısmına geçmeden, önce söz konusu düzenlemelerin ne getirdiği sorusuna yakından bakalım. Kültür Bakanlığı cephesi ile başlayabiliriz…

BAKANLIK’TA YENİ BÜROKRATİK BİRİME 53 KİŞİLİK KADRO

Resmi Gazete’de çıkan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yine bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle tanımlanmış olan teşkilat yapısına bir ekleme yapıyor. Kararnameyle önce bakanlığın “Görev ve Yetkileri”nin altına (g) bendi olarak yeni bir madde konuyor. Bununla, “Alevi-Bektaşi kültürünün araştırılması ve cemevleriyle ilgili iş ve işlemleri yürütmek” de Bakanlığın görev ve yetki alanına dahil ediliyor.

Teşkilat kararnamesinde bundan bir önceki (f) bendinde de “Türkiye’nin turistik varlıklarını her alanda tanıtıcı faaliyetler yürütmek” görevi sayılmış. Alevi-Bektaşi kültürü bunun arkasından geliyor.

Yeni Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin en önemli yönlerinden biri, Bakanlık bünyesi içinde bir “Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı”nın kurulmuş olmasıdır. Bu birim, Bakanlığın teşkilat yapısındaki sıralamada Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı ve Strateji Geliştirme Başkanlığı’ndan hemen sonra geliyor.

Kararnamede belirtildiğine göre, Başkan konumundaki yetkili özlük hakları bakımından “Genel Müdür Yardımcısı”na denk olacaktır. Yani bürokratik sıralamada genel müdürün altındadır.

Başkanlığa, muhtelif işleri görmek üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesi içinde toplam 53 kişilik bir kadro ihdas edilmiştir.

BAKANLIK BÜNYESİNDEKİ BAŞKANLIK CEMEVLERİNDEKİ HİZMETLERİ KOORDİNE EDECEK

Başkanlığın görev ve yetkileri oldukça geniş tutulmuştur. Alevilik-Bektaşiliğin yurtiçinde ve dışında bilimsel yönüyle araştırılması, bu amaçla yapılan çalışmaların desteklenmesi, üniversitelerle işbirliği yürütülmesi, eğitim-kültür faaliyetleri yürütülmesi gibi hedefler sıralanıyor.

Vurgulanması gereken bir nokta, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın görev ve yetkileri sıralanırken, Türkiye’de cemevlerindeki hizmetlerin üzerinde bir koordinasyon görev ve yetkisinin verilmiş olmasıdır. Bu bölümde şöyle deniliyor:

“Cemevlerinin ve ihtiyaçlarının belirlenmesine yönelik çalışmalar yapmak; cemevlerindeki hizmetlerin etkin ve verimli yürütülmesini koordine etmek.”

Bunun gibi kritik bir başka görev ve yetkisi daha var ilgili birimin ve bu bölümde denklemin içine akçalı işler giriyor. Bu husus şöyle ifade ediliyor metinde: “Cemevlerinin Başkanlıkça belirlenen hizmetlerinin gördürülmesi için yerel yönetimlere veya yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına ödenek aktarımına ilişkin iş ve işlemleri yürütmek.”

Burada cemevlerinin kaçınılmaz olarak yerel yönetimler üzerinden Bakanlık ile akçalı bir ilişki içine girecekleri de söylenebilir.

DANIŞMA KURULUNA ATAMALARI CUMHURBAŞKANI YAPACAK

Ayrıca, söz konusu başkanlığın görev alanındaki çalışmaları değerlendirmek için toplam 12 üyeli bir Danışma Kurulu da oluşturuluyor. Bu dairenin başkanı aynı zamanda Danışma Kurulu’na da başkanlık yapıyor. Bu kurulun üyeleri Alevilik-Bektaşilik yolunda temayüz etmiş kişiler ile bu alanda araştırma ve çalışmaları bulunanlardan Cumhurbaşkanı tarafından üç yıllığına seçiliyor.

Bu yönüyle bakıldığında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kurulun oluşturulmasında merkezi bir rol verilmiş oluyor. Altı çizilmesi gereken bir ayrıntı, Kültür ve Turizm Bakanı’nın da gerekli gördüğü hallerde Danışma Kurulu’na başkanlık edebilecek olmasıdır.

CEMEVİ İNŞASI İÇİN MÜLKİ İDARE AMİRİNDEN İZİN

Bu kararnamenin yayımlanmasından sonra geçen hafta perşembe günü TBMM’de kabul edilen bir torba yasa ile cemevlerini ilgilendiren bir dizi adım atıldı.

Torba yasayla ilgili getirilen değişiklikler öncelikle 3194 sayılı İmar Kanunu’nu ilgilendiriyor. Bu kanunda yapılan bir değişiklik ile cemevlerinin inşası il ve ilçelerde mülki idare amirinin iznine tabi kılınıyor.

Buna ek olarak, imar planları düzenlenirken “planlanan belde ve bölgenin şartları ile müstakbel ihtiyaçları göz önünde tutularak lüzumlu cemevi yerleri ayrılacağı” belirtiliyor. Özetle, cemevlerinin nerede inşa edileceği şartlara ve ihtiyaca bakılarak imar planlarında düzenlenecektir. Bu durumda, imar planlarının şekillenmesinde mevzuat uyarınca belediyeler, il özel idareleri ve belli durumlarda Çevre Bakanlığı ile Kültür Bakanlığı’nın da değişen derecelerde yetki taşıyacaklarını dikkate almak gerekiyor.

BELEDİYELERE CEMEVİ SORUMLULUĞU

Bir başka değişiklik doğrudan 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’na yapılan eklemeyle büyükşehir belediyelerine “Gerektiğinde cemevleri için bina ve tesisler yapmak, bu bina ve tesislerin her türlü bakımını, onarımını yapmak ve gerekli malzeme desteğini sağlamak” görev ve yetkisinin de verilmesidir.

Büyükşehir statüsünde olmayan illerde de 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’ndaki düzenlemeyle benzer bir yetki il özel idaresine veriliyor. Bu durumda il genel meclisi ve aynı zamanda Valiliğin de yetkili olacağını hesaba katmak gerekiyor.

Öte yandan, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda bütün belediyeler açısından genel bir ifadeyle “cemevlerinin, yapım, bakım ve onarımını yapabilir” şeklinde bir hükme yer veriliyor.

Özetle, cemevlerinin yapımında belediyelere ve il özel idarelerine oldukça geniş sorumluluklar yüklenmiş oluyor bu düzenlemeyle.

CEMEVLERİNDEN SU VE ELEKTRİK GİDERİ ALINMAYACAK

Şimdi kritik bir noktaya daha gelelim. Aynı torba yasada 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15’inci maddesine yapılan bir ekleme ile mabetler, eğitim kurumları, yurtlar, okul pansiyonları ve hastaneler için zaten var olan “indirimli bedelle ya da ücretsiz olarak içme ve kullanma suyu verilebilir” hükmü bu kez cemevlerini de kapsayacak şekilde genişletiliyor. Böylelikle cemevlerine belediyelere su parası ödememeleri gibi bir imkân tanınmış oluyor.

Ya elektrik parası? Daha önce 2013 yılında çıkartılan Elektrik Piyasası Kanunu’nun geçici altıncı maddesinde “Toplumun ibadetine açılmış ve ücretsiz girilen ibadethanelere ilişkin aydınlatma amaçlı elektrik giderlerinin Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından karşılanması” hükmü getirilmişti. Bu hüküm, camilerin yanı sıra kilise ve sinagogları da kapsıyordu.

Çıkartılan son yasada ise Elektrik Piyasası Kanunu’na geçici bir yedinci madde eklenerek, cemevlerinin aydınlatma giderlerinin devlet tarafından karşılanması imkânı getiriliyor. Ancak cemevlerinin bu giderleri Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçesine konulacak bir ödenekten karşılanacaktır.

Bu genel çerçeveyi çizdikten sonra yarın getirilen düzenlemelerin Aleviler açısından ne anlama geldiği sorusuna yanıt arayalım.


Hürriyet Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.