Muhammet Kösle
Hürriyet Bursa gazetesi abonesi olan iş insanı Melek Gezginci’nin e-postasını özetimle aktarıyorum:
“Sayın Kösle, merhaba. Şehrimizdeki aksaklıkların gün yüzüne çıkartılması hususundaki uğraşılarınızı, tarafsız yazılarınızı ve de sonuçlandırılması sürecindeki gelişmeleri takdirle takip ediyoruz. Ben de yetkililerin görmezden geldiği ya da cidden görmedikleri bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum. Paylaşımımın da haber olması konusunda desteklerinizi rica ediyorum. Fotoğramdaki tarihi yapı, kilise binası Yıldırım ilçesindedir. Namazgâh Caddesi ile Akdemir Caddesi’nin birleştiği köşededir. Kilisenin, Padişah Abdülhamit Han döneminde 1890 yılında yapıldığı aktarılmaktadır. Adı da; Ermeni Kilisesi’dir. Cumhuriyetimizin ilanından sonra kentimizi de terk eden Ermenilerden bize miras olarak kalmış. Sonra neler olmuş neler…
BİZİM TARİHİMİZ
Kilise; depo olarak kullanmış, dokuma fabrikası olmuş, define avcılarının istilasına uğramış, Aylakçılar otel olarak kullanmış! Mış da mış… Bu tarih de bizim tarihimizdir. Biz Türkler yabancıların eserlerini de koruyan ve sahip çıkan bir milletiz. Keza; Osmanlı Devleti’nde şeyhülislamlara yangın ya da başka bir nedenle ortadan kalkan veya onarıma muhtaç hale gelen kilisenin eğer halen cemaati varsa inşa edilebileceğine olur verilmişken… Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün: “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” sözü, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın da: “Nadide şehir olan Bursa’nın var olan değerlerini korurken diğer yandan da yeni değerlerle zenginleştirmeye çalıştık.” söylemi üzüntümü tarif etmeye çalıştığım şikâyetime destek niteliğinde değil midir? Saygılarımla.” Farklı bir konu; teşekkür ediyorum Melek Gezginci. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un dikkatlerine diyelim o vakit…
Şaka ya da ihtiyacımız var…
Afyon ilinde yaşayan okurumuz Emekli Yarbay Harun Altun, özetimle: “28 Kasım 2022 tarihinde Bursa’daydım. Nilüfer ilçesine gidebilmek için Eski Kaplıca durağında belediye otobüsü bekliyordum. O esnada durak kabinin camında BURULAŞ imzasıyla otobüslerin askeri hastaneye hizmet veremeyeceğini aktaran yazıya takıldı. Emekli ordu mensubu olarak Bursa’da askeri hastane yok diye biliyorum! BURULAŞ şaka mı yapıyor acaba?” diyor. Yarbay Mehmet Altun. Dikkatiniz için teşekkür ediyorum. Benim bildiğim kadarıyla da yok. Sanırım BURULAŞ şaka yapıyor. Olsun, şakaya da ihtiyacımız var!
Öncelik mi bencillik mi?
Üç gün önceydi. Yani pazar günü gecesiydi. Saatler 20.15’i gösteriyordu. Çekirge Caddesi üzerinde yaya olarak seyir halindeydim. Bazı bağrışmalar ve korna sesleri duyunca seslerin geldiği yöne doğru rotamı çevirdim! Çekirge Caddesi’ne çıkış yapan sokaklardan biri olan Kavakdibi Sokak başlangıcında tam da sokağın ortasında bir ambulansın parkı sonucu ardında onlarca metre araç kuyruğu ve kuyrukta olan sürücüler isyanda! Sorup soruşturdum. Bu esnada on üç dakika geçmişti aradan. Öncesini bilemem! Ambulans ihbar üzerine civardaki bir hastaya gitmiş. Eyvallah; belki bir canın kurtulmasına engel olacaksınız. Sağ olunuz. Ancak sadece ve sadece ambulansın direksiyonunu 180 derece sağa çevirdikten sonra kaldırım kenarındaki 5 metrelik bir mesafe giderek caddedeki ful müsait olan alana aracınızı park etseniz… Sizler belki bir can kurtaracakken… Park etmiş olduğunuz ambulansın ardında konvoy olan araçlardan birisinde acil hastası olup da hastaneye gitmek için yola çıkanımız varsa. ‘Öncelik’ hakkınız tamam da… Bu durum sanırım düpedüz ‘bencillik’ galiba! Takdiri; İl Sağlık Müdürü Doktor Fevzi Yavuzyılmaz’a bırakıyorum…
Ultra mega sundurma
Okurlarımızdan olan Zeynep Heper: “Her gün binlerce hatta bazen on binlerce ziyaretçisi olan Tarihi Emirsultan Cami ve türbesi önündeki ultra mega çatı sundurmasına aşık oldum inanın! Projeye imzasını atan Yıldırım Belediyesi’ymiş. Ben öyle duydum. Sundurma altındaki oturma banklarına da ismini yazdırmış! Keşke sundurmaya da yazdırsaymış!”
İyi ki kazdınız dedim çünkü…
Hürriyet Bursa gazetesi abonelerimizden olan Kemal Kayar: “Bursa Büyükşehir Belediyesi hizmet binası karşısındaki kaldırımı bir ay önce kazmışlardı. Ne aradılar bilemedim! Ancak ilk kez bir kazıdan şikâyetçi değilim. Hatta iyi ki kazdınız dahi dedim! Çünkü o kazıdan artan kilitli taşların oturma bankı hizmetiyle tasarruf edilmesini görür olmanın sevinci içindeyim! Bence bu proje genele yayılmalı ve uygulanırlığı sağlanmalı! Metre aralıkları da 100 metre olmalı!” diyor. Kemal Kayar, ben tuttum bu öneriyi!
HÜRRİYET BURSA YAZIYOR, SORUNLAR ÇÖZÜLÜYOR
O direk sökülecek
AĞACA GÖLGE OLAN DİREK (29 Ekim 2022) başlıklı yayımımızda Gıda Mühendisi Sevil Kobak’ın şikâyetine destek amaçlı olarak; ‘O direk ya PTT’nin, ya Türk Telekom’un ya da UEDAŞ’ın… Bakalım kiminmiş ve kim kaldıracakmış bekleyelim görelim.’ demiştim ya… Bu yayımımız sonrasında 31 Ekim’de PTT Daire Başkanlarından Burcu Öncin ve Gökhan Tuncer tarafınca arandım. Başkanlar: “Yaptırdığımız inceleme sonucunda o direğin şirketimize ait olmadığı bilgisini aldık. Beraberinde direğin tehlike arz edebileceği yönünde bilgi sahibi de olduk. Dolayısıyla direğin sökülmesi hususunda destek veririz…” açıklamalarını yaptı. Burcu Öncin ve Gökhan Tuncer Başkan; ilginiz, sahiplenmeniz ve çözüm odaklı yaklaşımınız; ne güzel… Sizlere ve kıymetli mesai arkadaşlarınıza çok teşekkür ederim. Yine aynı gün içinde Türk Telekom müşteri temsilcisi Bircan Hanım tarafınca da arandım. Bircan Hanım: “Yaptığımız çalışma sonucu o direğin şirketimize ait olduğunu öğrendik. Direk, en geç 15 Kasım 2022 tarihine kadar oradan sökülecektir. Çok teşekkür ederiz” dedi. Ben de teşekkür ederim. Sağ olunuz. Sökülünce de ‘sonrası’ şahit fotoğrafınızı yollarsanız onu da yayımlarız.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/muhammet-kosle/tarihi-mirasa-sahip-cikalim-42164305
İlk yorum yapan siz olun