Cemal Kayı
Kırıkkale Keskin’de KARIŞTIRAN, Akpınar Hacıselimli Köyünde ÇAN UCASI, Buzluk dağının eteğinde, ÜÇAYAK KİLİSESİ…
Halk arasında bu üçlünün birbirini tamamladığı, ÇAN UCASI’nda çalınan çanla aralarındaki haberleşmenin sağlandığı söylenir.
Bu iki kilise ile ÇAN UCASI, aynı doğrultunun üzerinde olsalar bile; İki kilisenin yapım ve faaliyet (ibadet) tarihleri farklı, aralarındaki mesafe uzundur.
Üçayak Kilisesi ile Çan ucası arası yirmi, Çan ucası ile Karıştıran Kilisesi arası otuz kilometredir. Bu üçlünün aralarındaki toplam mesafe elli km civarında olduğundan o döneme göre çan sesiyle haberleşmeleri mümkün değildir.
Ayrıca Çan Ucası tepesinde çan ile çan çalımı ile ilgili herhangi bir kalıntının olmaması yorumların söylentiden ibaret olduğunu kanıtlamaktadır.
Kilise üçü önde üçü arkada olmak üzere altı kolon üzerinde yükselmektedir. Ancak, önden bakıldığında üçayak ( kolon) üzerinde duruyor gibi göründüğünden halk arasında “ÜÇAYAK KİLİSESİ” adıyla anılmaktadır
Kırıkkale Keskin Karıştıran Kilisesi;
19. Yüzyılın ikinci yarısında yapılmış olup, o dönem o bölgede yaşayan Ermeni ve Rumların ibadet ettikleri ORTODOKS kilisesidir.
Kırşehir’in Kuzeyinde, Buzluk dağının doğu kısım eteği ile Taburoğlu köyü arasındaki yarı eğimli alanda, Kırşehir’e otuz km uzaklıkta ÜÇAYAK KİLİSESİ kalıntısı yükselir.
Fotoğraflarla gösterdiğim ve yazıma konu olan ÜÇAYAK KİLİSESİ’nin 10. yüzyılda Malazgirt Zaferinden yani, 1071 tarihinden önce yapıldığı tahmin edilmektedir.
Kilise, çevresindeki antik yerleşim yerlerine uzak, yanında, yöresinde herhangi bir tarihi eser veya tarihi eser kalıntısı bulunmamaktadır.
Bugünkü görünümüyle kilise kalıntısı, üçü önde, üçü arka cephede olmak üzere altı adet kolon üzerinde durmaktadır. Tamamen tuğladan yapılmış kilisenin bir Doğu Roma İmparatorluğu eseri olduğu kanıtlanmıştır.
Kiliseye ilgili ilk bilgiler, 1842 yılında İngiliz gezgin, W.F. Ainsworth tarafından verilmiş, daha sonra Avusturyalı sanat tarihçisi, J. Strzgowski ise 1903 tarihinde kilise kalıntısının ilk fotoğrafları ve tarihi ile ilgili kapsamlı bilgileri dünya ile paylaşmıştır.
Ancak, kilise ile ilgili çok geniş kapsamlı bilgileri Türk Sanat tarihçisi Semavi Eyice’nin çalışmalarından ve makalelerini öğreniyoruz.
Eyice, çalışmalarında kilisenin; On yedi metre yükseklikte ve Türkiye sınırları içinde bulunan ilk tuğladan yapılmış kilise olduğunu kanıtlamış, yazıları bir Fransız arkeoloji dergisinde yayınlanmıştır.
Kilise çevresinde kiliseyle ve o dönemle ilgili herhangi bir yerleşim yeri ya da antik kalıntılar bulunmamıştır!
Bu izole, bu ıssız alanda kilisenin yapılış amacının aşağıdaki savlardan birisi olduğu sanılmaktadır.
Çifte Bizans İmparatoru, 2. Basil ve 8. Konstantinosun isyancı generaller Bardas Skleros ve Bardas Fokas’a karşı birlikte kazandığı zaferin onuruna yapılmıştır.
İki Hıristiyan Aziziye ithaf edilmiştir. İki farklı mezhebin tek kilisede ibadet etmelerinin sağlanması amacıyla yapılmış olabilir, denilmektedir.
En son otuz yıl öncesinde gelip, pınarından su içtiğim kilise kalıntısı tarihi eseri, daha da örselenip hırpalanmış, “define avcıları” tarafından çeşitli yerlerinden kazılarak yaralanmış halde buldum.
Dün, suyunu içtiğim pınarı kurumuş, alt kısmına yapılmış çeşme ve kilisenin çevresini çer çöp içinde, plastik torba atıkları, cam şişe kırıkları içerisinde gördüm.
Tarihi eser kilisenin sadece çevresi tel örgüyle çevrilmişti, ancak ne bekçisi ne de kilise hakkında kısa da olsa bilgi edineceğiniz bir tabela mevcuttu.
Tarihi eserler tüm insanlığın ortak mirasıdır.
Bize bırakılan mirası gelecek kuşaklara aktarabilmemiz için;
Bize bırakılan mirası en iyi şekilde koruyup kollamamız gerekmektedir.
Bu yazım; Kültür Bakanlığına, Ahi Evran Üniversitesi’ne, Kırşehir Valiliğine dilekçemdir.
ÜÇAYAK KİLİSESİ
Kırşehir, Akpınar Hacıselimli Köyü
Fotoğraflar: Cemal Kayı, fotoğraf tarihi 14.7.2022
Kaynak: Üçayak Kilisesi – Cemal Kayı
İlk yorum yapan siz olun