1453 İstanbul’un fethinden bugüne, intikam hırsı bitmek bilmeyen Hristiyanların, çeşitli entrika ve siyasi oyunlarıyla İstanbul’u alma gayretleri ilk günkü heyecanlarıyla devam etmekte. Bunu birçok alanda yapılan provakatif çalışmalarında çok net görmekteyiz. Fatih’in emaneti aziz İstanbul bir Müslüman yurdu kimliği taşıması Hristiyanları dün olduğu gibi bugünde çıldırtmakta. Evet dünden bugüne her yolu deneyerek bu şehri geri alma rüya ve hayallerini diri tutmaktalar. Aslın da burada Unesco denen sözde kültür miraslarını koruma kurumunu da gayet iyi kullanmaktalar. Sonuçta bu kurum onların amaçları doğrultusunda hizmet veren ayrı bir kültür koruma değil bizzat kültür terörü işleyen bir kurumdur. Kaybettikleri toprakları ve kazandıkları toprakları bu kurumu kullanarak ya yok etmekte ya da geri alma gayretindeler. Bunca yıldır kinlerini diri tutanlar İstanbul’un seçimlerle el değiştirmesi sonucu ile bu hayallerini gerçeğe dönüştürme gayretindeler. Düşünün Yunanistan’da bir camii açmayanlar burada Ayasofya kilise olsun, hipodrom yeniden gün yüzüne çıkarılsın derdindeler. Amaçları 1453’te kaybettikleri İstanbul’u yani Bizans’ı yeniden gömüldüğü toraktan diriltmektir. Sonrada ekümenik hayallerini de resmileştirmektir. Şimdi İBB bu işe teşne olmuş durumda. Boşa değil Atina’nın Ekrem İmamoğlu’nun seçilmesine çok sevinmesi, patrik BARTOLEMEOS’UN cüppesinin havalara uçması. Zira bu yer altındaki taş parçalarının onlar için önemi ve anlamı yeniden dirilmektir. “Mesele hipodrom değil toprak altında ölü yatan Bizans’ı diriltmektir.” Bugün bu saçmalığa ve bu tuzağa düşülmemesi gerekir. Zaten kültür koruma denen Üsküdar’da ki Aziz Mahmûd Hüdai Hazretleri’nin türbesi üzerindeki toz ve pislik içinde kalan örtüleri görmeyen görmezden gelen bu daireler, Osmanlı eserleri hariç sadece Bizans taşlarını kültür saymakta. Kadıköy’de Haydarpaşa garı önünde çıkan 3/5 taş parçası için istasyonu iptal ettirenler, orada çıkacak olan bir Osmanlı eseri için o istasyonu kapatabilir miydi? Hayır. O yüzden uyanık olmalı kültür kılıflı bu projeye izin verilmemelidir. Bu hem şehre hem Fatih’e hem de ecdat Osmanlıya ihanettir. Biz asla Bizans eserlerini restore etmemeliyiz. Ettikçe gelecek nesile anlatacağımız, bir Fatih, bir Kanuni, bir Yavuz olmayacağı gibi onların yapmış oldukları fetihlerde zaferlerde olmayacak. Yeni nesil köksüz hedefsiz ecdattan uzak bilinçsiz bir nesil olacaktır. İBB direk Balattaki papazların emrinde çalışan Atina destekli bir kurum değildir. Bu projeyi kim bugün ısıtıp gündeme soktuysa bir hesap içindedir. Gerekirse Sümela dahil tüm alanlara bazı yasaklar yeniden getirilmelidir. İBB yakmak istediği fitne ateşinin hesabını yapmış belli ki. Şimdi bu proje gündeme sokuldu önce nabzımızı ölçüyorlar, zaaf gösterirsek bu sefer AB denen Hristiyan kulübü, BM denen 5 çete ve Unesco denen kültür emperyalisti kurum hepsi devreye sokulacaktır bu proje için. 86 yıl sonra Ayasofya’nın camii olarak açılması zaten bunlar vurulan en büyük kılıç darbesidir. Buradan tüm sorumluluk makamındaki yetkililerimize sesleniyorum. Oynanan bu oyuna, kültür kılıflı bu tuzağa asla geçit verilmemeli, bunu teklif edenlerin tüm bağlantıları incelenmeli. Ayrıca turizm kültür bakanımızın neden sesi çıkmaz? Neden çıkıp böyle bir şey yapamazsınız diyemez? Gerçi ben bakanı bu konularda çok milli bulmuyorum. Zira yaptığı işler ortadadır. Bizans olunca sesi çıkanlar değil, ecdat Osmanlı olunca kılıcı çeken çekecek olanlar bize lazımdır. Görüyorum ki bu konuda sessizlik hala sürecek gibi. Uyarıyorum bu tür hain planları proje diye ortaya dökenlere bugün sesimiz gür çıkmazsa yarın bu ülke için şehadet şerbeti içecek yeni Fatihler yeni Kanuniler Yavuzlar olacak nesiller bulamazsınız. Bir neslin kahramanlarını sembolize eden fetihler ve fethin şanı için imar edilen eserler yerinden sökülüp yerine düşman eserleri yer altından çıkarılırsa işte o zaman teslim olmuşsunuz demektir. İşte o zaman o yeni nesilleri Kızılelma’ya inandıramazsınız. İşte o zaman o nesillere Fatih Kanuni Yavuz ruhu veremezsiniz. Ülkemizdeki tüm Bizans kalıntıları restore edilmemeli ki o yıkık surlarda fethin izi kalmalı ve o nesillerimiz bu aziz şehri nasıl alındığını çok iyi idrak etmeli ve o idrak ile vatanına bayrağına hizmet etmeli. Unutmayın bir ülkeyi yok etmek istiyorsan önce geçmişini ve geçmişindeki kahramanların bıraktığı izleri, onları yok ettin mi neslini yok etmiş olursunuz. Bu adına proje denilen hipodrom meselesi tehlikelidir tuzaktır. İBB’nin işi bu değildir. İBB bir belediyedir devlet değildir. Böyle kararlar ve projeler yapamaz. Tabi bu projenin arka plan sahiplerine de ayrıca HAD bildirilmelidir…
https://www.turktime.com/yazar/mesele-hipodrom-degil-bizans-i-yerin-altindan-cikarmak/15733
İlk yorum yapan siz olun