Öncelikle belirtmeliyim ki yönetim mantığı açısından ele alındığında, kamuya yönelik bu tür açıklamalar liderlik konumunda olan kişiler açısından tüm iletişim yolları tüketildikten sonra son bir çare dahi değildir. Ancak bir yönetim zaafiyeti olarak kabul edilebilir. Ermeni Vakıflar Birliği başkanı Bedros Bey’in Azınlık Vakıfları Seçim Yönetmeliği yayınlanmasından bu yana geçen tüm süre zarfında Patriğiyle yüz yüze ya da telefonda bu bahsini ettiği konuları konuşmaması ve basın yoluyla halkı tedirgin eden bir üslupla iddialarda bulunması bir yöneticinin başvurabileceği bir yöntem değildir. Bedros Bey’in yöneticilik yetenekleri zaten cemaatimizin malumudur.
1. Bedros Bey, beni vakıf seçimlerinde, varlıklı vakıflara kendi adamlarımı sokmakla itham ediyor. Öncelikle belirtmeliyim ki cemaatimizde hiç kimse benim adamım değildir. Cemaatimizin faydası için çalışan herkes benim kardeşim ve kız kardeşimdir. Bu seçimlerde de cemaatime yararlı gördüğüm her vasıflı kişi benim kardeşim ve yol arkadaşımdır. Varlıklı ya da varlıksız tüm vakıflarda etkin, becerikli ve bu halkın menfaatlerini gözetebilecek, dürüst ve adanmış yöneticileri bulmak herkesin ama özellikle patriklerin görevi olagelmiştir. Bu seçimler de istisna değildir. Varlıklı vakıflardan halkımızın ve benim beklentilerim çok açıktır: Kasalarda para biriktirip insana yatırım yapmayı reddeden, okullarımızı üç kere finanse edecek kadar serveti olup bir cemaati okul kapatmaya mecbur kılan anlayışı kırmak ve paylaşmayı ön planda tutacak yönetimler oluşturmak.
Bu amaca, beni hedef alıp saldıran, diyalogdan kaçan, uzlaşma kültüründen uzak zihniyettekilerle ulaşılması mümkün görünmemektedir. Bu arada Bedros Beyi yol yakınken Hastanenin olanaklarını kendi halkı için kullanmaya davet ediyorum. Kendisinin sözünü ettiği “köhnemiş yönetimlerin ve yöneticilerin” kim olduğunu bu halk çok iyi bilmektedir. Kendileri, Patriğe kafa tutanların bütün günahlarının unutulduğunu, halk tarafından alkışlandığını mı zannediyor?
2. Bedros Bey’in içimi en acıtan iftirası, Harutyun Şanlı’nın hatırasını kirletmeye teşebbüs etmesidir. Güya Ben ve Harutyun Şanlı el ele verip sayın Dikran Gülmezgil ile arasını açmak için her türlü entrikayı çevirmiş ve başarılı olmuşuz. En nihayet iki dost bizler tarafından aldatıldıklarını görerek tekrar bir araya gelmişler. Ben bunu Bedros Beyin geçirdiği bir hafıza tutulması olarak kabul ediyor ve affediyorum. Ancak yargı gününde bir ölüye iftira atma suçunun takdiri ilahide pek hoş karşılanmayacağını kendisine hatırlatmak isterim.
İnsanların yargısına gelince, bu iki saygın kişinin çekişmelerinin, yıllardır nasıl gündem olduğunu, bütün cemaati oyaladığını, kaç kişinin araya girdiğini, durumun nereye vardığını cemaat üyelerimizin takdirine bırakıyorum. Barışmalarına cemaatimizin ruhani reisi olarak gerçekten çok sevinirim. Ama bu onları barıştırmak için her şeyi yapan patriğe ve bir ölüye iftira pahasına olması kabul edilemez.
Bedros Beyin basın yoluyla alenen şahsıma yönelttiği bu ithamlar ilk kez olmuyor. Keşke Bedros Bey sözlerini daha itinalı kullanabilse ve bir cemaati temsil etmenin hassasiyetlerini kullandığı üslubuna yansıtabilse.
SAHAK II
Türkiye Ermenileri Patriği
21.09.2022
KUMKAPI
Kaynak: https://www.facebook.com/photo/?fbid=10159631053747012&set=a.10156978044607012
İlk yorum yapan siz olun