Savaş Özbey
İspanyolcada ‘ada’ anlamına gelen Isla’ya adımınızı attığınızda kendinizi tropik bir adaya gitmiş gibi hissediyorsunuz. Bence sadece avlular beldesi Alaçatı’nın değil, belki de bütün Ege’nin en güzel bahçesi. Eğer bu yaz Çeşme’ye gidip de burayı görmeden dönerseniz hayıflanın çünkü önemli bir mekânı pas geçmiş olursunuz.
Sınır servileri, 3 büyük badem ağacı, 20 cocos, 6 dev starliçe, 90 muz ağacı, 160 bambu, 18 Akdeniz palmiyesi, 2 dev yuka, yaşlı bir hurma ve 70’e yakın tropik çalı… Çeşme-Alaçatı’da geçen hafta açılan Isla’daki bitki envanteri bu. İspanyolcada ‘ada’ anlamına gelen Isla’ya girdiğinizde kendinizi tropik bir adaya adım atmış gibi hissediyorsunuz. Bence sadece Alaçatı’nın değil, belki de bütün Ege’nin en güzel bahçesi. Restoran, bar ve kulüp olarak hizmet veriyor.
Mekânda masalar da var ama esas olarak birbirinin içine geçmiş bir barlar sisteminden oluşuyor. Eğer bir kuş olup yukarıdan bakabilseniz, bu barların Sanskritçede ‘nefes’ anlamına gelen işareti oluşturduğunu göreceksiniz.
Lüzum yok, bilmeniz yeterli, inin aşağıya… Farklı yüksekliklerdeki bar tezgâhlarında 10 ayrı istasyonda 20 barmen çalışıyor. Kokteylinizi servis ettikleri gibi, dilerseniz yemeğinizi de buraya getiriyorlar.
Menü deniz ürünü ağırlıklı.
En çok dikkat çeken cam tabutta, kırık buz içinde gelen istiridye. ‘Pamuk Prenses’ ismini taktım. Prenses; çünkü tanesi 250 lira.
Mavi kuyruklu karidesin tanesi 100, Mersin jumbo karides 300 lira. Ama bunları her gün bulamayabilirsiniz, sadece çok tazeyse servis ediyorlar.
Karamelize ananas gibi salatalar 195-260, dana kaburgalı chili con carne gibi taco’lar 100-190, odun ateşinde somon gibi ana yemekler 320-340, karamelize şeftali gibi tatlılarsa 45-160 lira. Hızlıca hesaplayın: İki kişi etti mi size 1.000-1.200 lira! Maalesef bu yazın ‘Alaçatı normali’ bu. Düzayak esnafta elde yenen dürüm-ayran bile artık ne yazık ki 85-120 lira…
Eğlencesi meşhur
Durun hele, çileniz bitmedi: Daha içki/içeceklere para vereceksiniz çünkü Isla’nın fısıltı gazetesiyle yayılan eğlencesi dillere destan. Yemek faslının ardından saat 22.00 gibi oryantal müziklerle başlıyor, sonra ver elini 80-90’lar yabancı pop, nihayet eller havaya: Latin house, Afro house, disco, nu disco…
Açılalı bir hafta olmasına rağmen geçen cumartesi-yemek artı eğlence- içeride 500-600 kişi vardı. Beldenin
en ‘cool’ tipleri, hatta size şöyle izah edeyim, başka ünlü işletmelerin sahipleri bile orada.
“Gitmeden mutlaka rezervasyon yapın” diyeceğim ama o da para etmiyor. “Rezervasyona rağmen uygun görmediğimiz kişileri geri çevirme hakkımızı saklı tutuyoruz” diyorlar.
Pamuk Prenses’in tabutundaki kırık buzların arasında minicik acı biber sosu şişeleri gizli. Isla, Çeşme’de eğlence hayatının kaymaya başladığı Port-Uniq-sörf okulları yolunda. Rezervasyonları Instagram üzerinden alıyorlar: @isla.alacati
Dersaadet’te yaşıyorsun, peki bunları biliyor musun?
-Tarihi Yarımada’daki Four Seasons Hotel Istanbul at Sultanahmet’in iki yıllık yenileme çalışmasının ardından misafir ağırlamaya başladığını…
-Eskiden hapishane olan otelin terasında Süreyya, çok şirin bahçesindeyse Avlu adında iki restoran, ayrıca Lingo Lingo adındabir de bar açıldığını…
-Galata’daki Ecole St. Pierre Hotel’in bünyesinde, eskiden manastır yatakhanesi olarak kullanılan binanın artık ‘i guru’ adında bir kafe-bara dönüştüğünü…
-Sırtını tarihi Ceneviz surlarına dayayan ‘i guru’da yemeğin yanı sıra DJ performansları eşliğinde parti, eğlence ve dans da olduğunu…
-Sultanahmet’te Bizans İmparatorluğu’ndan kalma Yerebatan Sarnıcı’nın restorasyonunun tamamlanıp depreme dayanıklı hale getirildiğini…
-Yüksek sütunların zemindeki suyla buluştuğu görkemli yapıda, ziyaretçileri bekleyen derinlik hissinin yeni ışık düzenlemesiyle daha da arttırıldığını…
Yorumlar kapatıldı.