İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dersimli sanatçı Ali İnanır: Ana dilimin için elimden geleni yapıyorum 

Haber Merkezi – Dersimli Ali İnanır yeni albümüyle müzik severlerin karşısında.

Kürt sanatçı Ali İnanır, Kürtçe’nin Kirmanckî(Zazakî), Kurmancî ve Ermenice 10 eserden oluşan “Rayir” isimli üçüncü albümünü çıkardı.

Sanatçının albümü Kom Müzik tarafından uzun süreli bir çalışmanın sonunda geçtiğimiz hafta severleri ile buluştu. Ali İnanır yeni albümünün klip çalışmalarına başladı.

Rûdaw’ın sorularını yanıtlayan Dersimli sanatçı, yeni albümünde Kürtçe’nin 2 lehçesinin yanı sıra Ermenice bir esere de yer veriyor. İnanır, Ermenice bir esere yer vermesini “Bir Kürt sanatçı olarak Ermeni canlara karşı bir vefa borcumuz olduğunu düşünüyorum” şeklinde açıklıyor.

Albümlerinde ağırlıkta Kirmanckî-Zazakî eserler seslendiren Ali İnanır, “Ana dilimin, kültürümün kaybolmaması ve gençlerimize ana dillerini öz kültürlerini yeniden aşılayıp bu dili yeniden kullanılır hale getirebilmek adına, elimden ne geliyorsa ortaya koymaya devam edeceğim” şeklinde yorumluyor.

“Rayir” isimli üçüncü albümünüz çıktı. Son albümünüzden önceki çalışmalarınızdan bize biraz bahseder misiniz?

Bu üçüncü albümüm. İlk albümüm “Zerri Dej” 2019’da Kom Müzik etiketiyle yayınlandı.  8 eserden oluşuyordu. Altısı Kirmanckî-Zazakî biri Kurmancî ve biri de Soranî eserden yani Kürtçe’nin üç lehçesinden eserlerden oluşuyordu.

İkinci albümüm Kurdmax müziğin katkılarıyla, 2020 yılında 3 eserden oluşan mini akustik olarak yayınlandı . Albümdeki klamlar,  “Şev tari”, “Derdi Giran”, “Ez u Tu” idi. 

2021’de Newroz’a özel “Newroz” adlı Kurmancî  ve Kirmanckî  2 single  çalışmam klipleriyle birlikte yayınlandı.  

Rayir albümü nasıl oluştu?

Geçtiğimiz günlerde Kom Müzik üzerinden tam albüm olarak “Rayir” yayınlandı. Albüm yapımı tam 2 yıl sürdü. Sait Yıldız, Mustafa Demir, Aziz Kılıç ve Erdem Altınses isimli dört ayrı aranjörle çalıştım. 

Toplamda 12 klam üzerine yoğunlaştık. Albümde başlangıçta Kürtçe’nin her 3 lehçesini de kullandık. Kurmancî, Kirmanckî, Soranî ve bir de Ermenice anonim bir ezgi olan meşhur Gulo eseri üzerine çalıştık.

Yalnız Soranî eser  istediğimiz kıvamda olmadı, o yüzden albüme giremedi. Böylelikle elimizde geriye 10 eser kaldı. Gulo’yu hem çok sevdiğim bir ezgi olduğundan hem de bir Kürt aşiret reisinin eliyle zulüm gören Ermeni bir kızın hikayesini konu aldığı için seslendirmek istedim.

Bir Kürt sanatçı olarak Ermeni canlara karşı bir vefa borcumuzun olduğunu düşünmüşümdür hep. Yani biz Kürtlerin Ermenilere karşı vermekle yükümlü olduğumuz bir vefa borcu olduğunu düşünüyorum. Tarihi okuduğumuzda hiç hoş olmayan durumlar yaşanmış.  Bazı Kürtlerin eliyle ve Osmanlı tarafından acılar  yaşatılmış. Halbuki bizler Ermenilerle aynı bölgenin kardeş halkıyız. 

Ve başka albümlerde de yine en az bir Ermenice eser bulundurmaya gayret göstereceğimin sözünü buradan verebilirim. 

Rayir’in mayası nerede atıldı?

Rayir albümünü Amed’de hazırladık.  Yalnız Kürdistan Bölgesi’nde de  bir stüdyoda yine çalışmak durumunda kaldım. Çünkü Amed’de yaptığım okumaların bazıları istediğim nitelikte olmadığından Kürdistan Bölgesi’nde yeniden 4 eserin okumalarını yaptım. Ve sonuç olarak 10+1 eser oldu. Yani Ermenice eseri hem normal  hem de remix haliyle okuduk. Her iki versiyonuna yer verdik. 

Yeni albüm için klip çalışmalarınız olacak mı?

Yeni albümümüzün 4 klibi olacak. Bunların ilkini  Haziran ayının ilk haftasında yayınlayacağız. Severlerim o klibe yoğunlaşırken, ben ikinci klibin çekimlerine başlamış olacağım. Ve her ayın ilk haftası bir klip yayınlama gayretinde olacağım. Eğer şartlar oluşursa 5. klibi hatta altıncısını da çekmeye niyetliyim bakalım, hayırlısı diyelim. 

Albümlerinizde ağırlıklı Kirmanckî eserler seslendiriyorsunuz. Bunun özel bir nedeni var mı?

Kirmanckî-Zazakî olmasının elbette özel bir nedeni var. Bugün 7 veya 8 milyon Dimilî, Zaza, Kirmanckî, Kirdkî -kim kendisini nasıl adlandırıyorsa- bir nüfus var. Yani yaklaşık Kirmanc/Zaza nüfusu bu kadar tahmin ediliyor. Bu belirtilen nüfusun sadece 2 milyonu kendi ana dilinde konuşabiliyor. Diğer kalanı kendi ana dilini anlıyor ya da konuşamıyor. Peki bir nesil sonra olacakları düşünebiliyor musunuz? Bir nesil sonra bir halk olarak tedavülden kalkmış olacak. Ve benim vicdanım bu duruma katlanamıyor. Benim ana dilimin, kültürümün kaybolmaması ve gençlerimize ana dillerini, öz kültürlerini yeniden aşılayıp bu dili yeniden kullanılır hale getirebilmek adına, elimden ne geliyorsa ortaya koymaya devam edeceğim. 

Çünkü bir halkın dil ve kültürü o halkı var eden en önemli özelliğidir. Ve bu halk benim halkım, ben ve benim gibi duyarlı olan sanatçı, yazar, şairler buna müsaade etmeyecegiz. 

Bu vesileyle Kîrmanciye katkıda bulunan, bulunmaya çalışan ve çalışacak olan herkese teşekkür ederim.

Ali İnanır kimdir? 

1982’de Dersim’de dünyaya gelen Ali İnanır Adana’da büyüdü. Son 13 yıldır Kürdistan Bölgesi’nde yaşıyor. 15 yıldır profesyonel müzikle ugraşıyor. Sanatçının dijital ortamda 3 albümü bulunuyor.

https://www.rudaw.net/turkish/culture/01062022

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın