Sefarad müziğinin tanınmış isimlerinden İzzet Bana, Kula 930 oyunu ve müzikalinin ortaya çıkış hikayesini anlatıyor.
Kula, İstanbul sahnelerinde Ladino/Djudeo-Espanyol lisanında oynanan ilk oyundur. Kula’dan önce oynanan Fikso isimli oyun da hatırlanacaktır. Ancak, dört Sefarad kadının bir araya gelip tertipledikleri bir ev toplantısının canlandırıldığı Fikso, esasen 15 dakikalık bir skeçti ve gecenin diğer bölümlerinde başka skeçler yer alıyordu. “Damda deli var”, “İtfayeci Prokorçuk”, “Bir delinin hatıra defteri”, “La kaldera ke chufla”, “Sular neden kesildi” gibi skeçler. Fikso’da dört kadını canlandıran dört erkek Djudeo-Espanyol dilinde konuşuyorlardı. İstanbul’da oynanan bu ilk oyun, seyirci için çok ilginçti.
İşte o günlerde arkadaşım Jojo Levi’nin İsrail’den getirmiş olduğu Yehoram Gaon plaklarını dinlemiş, onun akordeonu eşliğinde bazı Djudeo-Espanyol şarkıları kurum ve derneklerde söylemeye başlamıştık. Bir ilginç oyun bulup böylesi şarkılarla bezenmeli diye hayal ettiğim sırada, İsrail’de oynanmakta olan bir oyunun haberi geldi: “Boustan Sefaradi” Konuyu ve yeri değiştirerek bu oyunu ülkemize göre uyarlamak için hemen işe koyuldum. Şarkıların içeriğini araştırarak kimlerin hangi karaktere bürünüp, hangi şarkıları söyleyebileceklerini belirledim.
“Avre tu puerta serrada”: (Müzikalin son halinde bu şarkı “Ay dos anyos” ile değişmiştir) birinin yüzüne kapanmış olan bir kapının açılması ricasıdır. Hatırlarsanız, oyunda Bulisa kocası Mando’yu aldatmış, sonra da pişman olmuş ve geri dönmüştür.
“Adio kerida”: Mando’nun Bulisa’yı evden kovma sahnesi için tam yerinde bir şarkı idi. “Durme durme”: Bunu eklemek için bu oyunda çocuğunu uyutacak bir kadın olmalıydı! Hem de daha acıklı olması için bir dul düşünülebilirdi. Fakat hikayeye bu dul kadın nasıl eklenecekti? Buna daha sonra karar veririz deyip çalışmaya devam etmiştim.
Anatevka etkisi de eklenmeliydi. Eski aşkların tazelenmesini, hatırlanmasını sağlayacak yani “BENİ SEVİYOR MUSUN?’ şarkısı gibi etki yaratacak bir şarkı olmalıydı. “Avre este abajur” ve de “Tres klavinas en un tiesto” şarkıları da çok güzel durur diye düşünmüştüm. İşte böyle…
Bir yandan bu şarkıların benzetilmesi. Bir yandan Karen Gerşon’un “Damda deli var” skecinde oynarken rol icabı attığı o unutulmaz çığlığından yola çıkarak benzer karakterde bir Bulisa tiplemesi oluşturulması. Bir yandan Fikso skecindeki tuluat becerisiyle tanınmış Jojo Eskenazi’nin yarattığı sarhoş Moiz tiplemesi.
Bizi hep şarkı söylemeye zorlayan, espritüel ve de entelektüel arkadaşımız Yuda Siliki (şu anda İsrail’de yaşıyor) sayesinde dört arkadaşYuda Siliki, Selim Hubeş,Jojo Eskenazi Gözcü ve ben İzzet Bana bir araya geldik. Kurgusu hazır olan bu tiplemeleri alıp, oyunun iskeletini sağlamlaştırdık ve bir senaryo haline getirdik.
Aralıklı olarak yıllarca oynanan Kula benim için çok değerliydi. Hem yönetirken seyrediyor, hem de bizzat Haham rolünü oynuyordum. Bana göre, böylesine büyük bir oyunu sahnelemek toplumumuz için bir cesaret işiydi. Örneğin, o yıllarda bir kız için sahneye çıkmak ayıp sayılırdı ve kız oyuncularımız sahnede yer almıştı. Ayrıca, yönetmeninden oyuncusuna hepimiz amatördük. Ancak, amatör bir yönetmen olarak hepsi de amatör olan oyuncularla keyifle ortaya çıkardığım Kula’yı, ilk sezonunda 25, on yıl sonra 50 kez olmak üzere toplam 75 kez Dostluk Yurdu’ndaki küçük sahnede oynadık. Bu 75 gösterim, Göztepe, Büyükada, İzmir ve 1. İsrail turnesi gösterilerinin toplamıdır.
Kula’da çok kişinin emeği vardır. Hepimiz bir aile olduk. Oyunlar sürerken, oyunculardan birbirleriyle evlenenler de oldu. Kula’nın geliriyle birçok ihtiyaç sahibine yiyecek ve giyecek yardımı yapıldı. Son yıllardaki oyunların gelirleriyle, öğrencilerin eğitimlerine katkıda bulunuldu. Kula’nın ardından yeni oyunlar türedi, yeni esinlenmelere gidildi. Anlaşılacağı gibi, Kula bir çığır açtı.
2002 yılında, oyunun yazar ekibi olarak kadroyu genişlettik. Eskiden Dostluk’un küçük sahnesinde 13 kişi oynarken, artık çok daha kalabalık bir kadro oluştu. Artık sahne de daha geniş olduğundan, oyuncu sayısındaki artış sahneye canlı bir hareket getirmişti.
Ancak eklenen yeni tiplemelerin eski Kula sakinlerinin yaşantısını bozmayacak bir şekilde monte edilmesi gerekiyordu. İşte işin en zor tarafı da buydu. Oyun belgesel nitelikli olsun istemiştim. Oldu mu, olmadı mı derken, uzun süre oynandığı şekliyle ortaya çıkıverdi. Kula 930, 1978’den 2003’e kadar toplam 90 kez benim yönetmenliğimde sahnelendiği için gururluyum.
2017’de eski Dostluk Yurdu yöneticileri ve cemaat yöneticilerimiz bir araya gelerek Kula oyununu yeniden bir proje şeklinde geliştirmeye karar vermişlerdi. Yeni projede oyunu profesyonel bir yönetmenin ele alması kararlaştırılmış ve başarılı genç arkadaşımız Ferit Kohen bu pozisyona atanmıştır. Her ne kadar bu kararlarla ilgili geç haber almış olmanın kırıklığını yaşadıysam da, oyuncu kadrosunda yine Haham rolünde severek yer almıştım. Kula’nın bu yeni versiyonunda Moiz tiplemesinin ağırlığı arttırılmıştır. Bu değişikliğin seyircinin daha fazla gülmesine yararı olmakla birlikte, oyunun belgesel niteliğini biraz zayıflattığı ve diğer karakterlerin biraz gölgede kalmasına sebep olduğu düşüncesindeyim. Bu anlamda eski ve yeni versiyonları birlikte seyretmek, izleyiciye farklı bir karşılaştırma imkanı tanıyacaktır kanaatindeyim. Yine de Kula artık bir klasiktir ve her haliyle güzeldir. Hepinize iyi seyirler.
Kula 930’un 2002 versiyonunu buradan izleyebilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=XPLaJeNlGsw&t=385s
Kulanın farkları evreleri
İzzet BANA Yönetiminde Kula:
- 1978’de 50 oyun – Dostluk Yurdu Sahnesi (100 kişilik salonda)
- 1989’da 25 oyun – İsrail, İzmir, İstanbul Suadiye Atlantik Sineması, (600 kişilik salonda) Büyükada Midraşı (100 kişilik salonda) turneleri
- 2002’de 10 oyun – Şişli Terakki Lisesi (600 kişilik salonda)
- 2003’te 5 oyun – İsrail 2. turne, İzmir, İstanbul (600 kişilik salonda)
Selim HUBEŞ Yönetiminde Kula :
- 2003’te 1 oyun Avrupa Yahudi Kültürü günü için özet -Kuledibinde bir okul
Ferit KOHEN Yönetiminde Kula:
- 2017’te 3 oyun İstanbul, Fulya Sanat Merkezi-Beşiktaş (600 kişilik salonda)
- 2017’de 1 oyun İstanbul , Ulus Amram Oditoryumu (400 kişilik salonda)
- 2018’de 2 oyun İsrail , Raanana Sanat Merkezi, (450 kişilik salonda)
https://www.avlaremoz.com/2022/02/08/kuladan-kulaya-bir-oyunun-hikayesi-izzet-bana/
İlk yorum yapan siz olun