İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

KADASETLİ PATRİK HAZRETLERİ’NİN KUTSAL DOĞUŞ YORTUSU MESAJI

“Çünkü bir kişinin suçu yüzünden birçokları öldüyse, 

Tanrı’nın lütfu ve bir tek adamın, yani İsa Mesih’in lütfuyla verilen bağış

bir çokları yararına daha da çoğaldı.”

(Romalılar, 5:15)

Noel ve Yeni Yıl dönemi, “lütuf”, “ödül” ve kısmen “sadaka” kelimeleriyle eş anlamlı olan “hediye” kavramıyla yakından ilişkilidir. Bu döneme ilintili sıcak bir geleneğe dönüşmüş olan hediye verme ve alma olayı, başlı başına bir canlılık ve coşku yaşanmasına yol açmaktadır. Bu kutlama günlerinde oluşan sıcak ve neşeli atmosferler hediye verme geleneğinin yaygın olarak uygulanmasına çok şey borçludur. Ancak çok az kişi bu güzel geleneğin Beytlehem’de dünyaya gelmiş Bebeğe borçlu olduğumuzun farkına varırlar. 

Yusuf ve Meryem, Nasıra kentinden yola çıkarak yüz kilometrelik zorlu bir yolculuktan sonra Beytlehem’e vardıklarında, kendilerine yardım edecek akraba veya tanıdıklarının olmadığı gibi, fakir yabancılar olarak kalacak bir yer de bulamadılar. Onlara ilk “hediye”yi gecelemeleri için mağara-ahırın kapılarını açan hanın sahibi verdi. Bir diğer hediye de nefeslerinin sıcaklığıyla Bebek İsa’yı soğuktan koruyacak olan hayvanlardan geldi.

Ancak en iyi armağanlar, meleklerin öğüdü doğrultusunda davranarak, kundağa sarılmış ve yemliğe yerleştirilmiş Kurtarıcıyı, Rab Mesih’i bulan çobanlar tarafından verilmişti. Kendi sürülerinin süt, peynir, yoğurt gibi ürünlerini ekmekle birlikte Kutsal Aile’nin önüne serdiler. Muhakkak kendilerinin ve kendi ailelerinin dostluğunu sundular ve Beytlehem’den ayrılana kadar Kutsal Aileyi gözettiler, belki de daha iyi koşullarda ikamet etmeleri için evlerinde ağırladılar.

Yıldızbilimciler Melkon, Kaspar, Bağdasar, Mesih’in yıldızını gördüklerinde uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkarak, Göksel Krala tapınmayı dilediler. Onların bu arzuları “Eve girip çocuğu annesi Meryem’le birlikte görünce yere kapanarak O’na tapınmaları, hazinelerini açıp O’na armağan olarak altın, günnük ve mür sunmalarıyla” gerçekleşti. (Matta, 2:11-12). Kutsal Aile’ye sunulan bu hazineler, Mısır’a kaçışları ve uzun sürgün yılları süresince onlar için hayati bir değer taşıyacaktı.

İnsanlık adına bebek İsa’ya sunulmuş tüm bu hediyeler, bir nevi Tanrı’nın günahkâr insanlığa verdiği en büyük hediyeye karşılık olarak verilmişti. “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu’nu verdi. Öyle ki, O’na iman edenlerin hiçbiri yok olmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun” (Yuhanna 3:16). Kutsal Doğuş Yortusunda işte verilmiş olan bu İlahi armağanı kutluyoruz. Ancak kundağa sarılmış olarak bize sunulan bu bebeğin bir asli görevi vardı: Bizleri de armağanlar verecek kişilere dönüştürmek. “İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı’nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir. Çünkü biz Tanrı’nın yapıtıyız, O’nun önceden hazırladığı iyi işleri yapmak üzere Mesih İsa’da yaratıldık” (Efesliler, 2:8-10)

Hediyeler sunma sanatını Yaratıcımızdan öğreniyoruz, buna göre O, güneşini hem kötülerin hem iyilerin üzerine doğdurur; yağmurunu hem doğruların hem eğrilerin üzerine yağdırır. (Matta 5:45). O, hayatın kaynağıdır. Çünkü her nimet, her mükemmel armağan yukarıdan, kendisinde değişkenlik ya da döneklik gölgesi olmayan Işıklar Babası’ndan gelir. (Yakup 1:17). Ve hediye sunan Babamız, kendisine benzememizi, birbirimize karşı cömert olmamızı, özellikle de “insan” kardeşleri tarafından sunulan ve yürekten gelen merhametin armağanlarını almaktan başka bir seçeneği olmayan yoksul ve muhtaçlara karşı cömert olmamızı istiyor.

Rabbimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih’in Kutsal Doğuş ve Belirişi (Haydnutyun) hediyeler dağıtma yortusudur. Tanrı, bize sevgisinin paha biçilmez Armağanı olan Oğlunu verirken, bizden de Oğul’a adanmış hediyelerimizi bekler. Kutsal Doğuş draması yukarıda verdiğimiz örneklerle bu gerçeği açıklamaktadır. Kutladığımız yortu günlerinde çobanların ve yıldızbilimcilerin yaptıkları gibi Rab İsa’ya şükran armağanlarımızı sunmalıyız.

Fakat hediyelerimizi ayakları altına sereceğimiz İsa’yı nasıl bulacağız? Bunun cevabını İsa veriyor: “Sizler, Babam’ın kutsadıkları, gelin! Dünya kurulduğundan beri sizin için hazırlanmış olan egemenliği miras alın! Çünkü acıkmıştım, bana yiyecek verdiniz; susamıştım, bana içecek verdiniz; yabancıydım, beni içeri aldınız. Çıplaktım, beni giydirdiniz; hastaydım, benimle ilgilendiniz; zindandaydım, yanıma geldiniz”. Belki haklı olarak soracaksınız: Tüm bunları iki bin yıl önce dünyada yaşamış İsa’ya ne zaman ve nasıl yaptık? Bunun cevabını gayet açık bir şekilde İsa veriyor: “Size doğrusunu söyleyeyim, bu en basit kardeşlerimden biri için yaptığınızı, benim için yapmış oldunuz” (Matta, 25:31-41).

O halde, hediyelerimize muhtaç kardeşlerimizi ve kız kardeşlerimizi bularak ve onlara yardım ederek Kutsal Doğuş Yortusunu en iyi şekilde kutlayabiliriz. Tanrı’nın Biricik Oğul’u kendini o kadar alçalttı ki insanlardan hediyeler kabul etti ve bu armağanların yardımıyla kurtuluş görevine başladı. Kurtuluşun yolu yürekten verilmiş sevgi armağanlarıyla döşenmiştir.

Bugün bize, günahkâr insanlığa kurtuluş yolunu gösteren bir Kurtarıcı doğdu. Tanrı’nın lütuflarını başkalarıyla özgürce paylaştığımızda, dünyada sevgi ve kardeşlik hüküm sürecek, doğal olarak onları adalet ve barış izleyecek, savaş alanına çevirmiş rekabet tutkunu dünyayı cennete dönüştürecektir.

Doğan Kral’ın kurtarıcı ışığı karanlık içinde işte böyle parlamaktadır. 

MESİH DOĞDU VE BELİRDİ!

MESİH’İN BELİRİŞİ KUTLUDUR!

Kutsal Doğuş Yortusu vesilesiyle, Mesih’ten bizlere miras kalan sevgiyle, Resuli kilisemizin tüm evlatlarını, tüm episkoposları, rahipleri, pederleri, sargavakları, tıbirleri, Kalfayan Topluluğu rahibesini, Patrikliğimiz Mali Komisyonu’nu, Patrikhane Sosyal Yardım Komisyonu ile alt komisyonlarını, Kadınlar kolumuzu, Menti-Mentor Komisyonumuzu, Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı yöneticilerini, Başhekimi’ni, tabiplerini ve hemşirelerini, cemaat ve kilise vakıflarımızın yöneticilerini, kadın kollarını, cemaat okullarımızın kurucu temsilcilerini, müdürlerini ve öğretmenlerini, yoksullara ve engellilere yardım kollarını, İstanbul’daki okullarımızın derneklerini, insanî yardım kuruluşlarını, basınımızın yazarlarını ve çalışanlarını, İstanbul, Anadolu ve Girit Adası’ndaki tüm imanlıları kutluyor ve hepsine mutlu bir Doğuş Yortusu dilerken, ruhanî, sosyal ve hayrî çalışmalarında başarılar diliyoruz.

Kutsal Doğuş Yortusu vesilesiyle Surp Eçmiyadzin, Kilikya ve Kudüs’teki tarihî Patriklik makamlarımız için de dua etmeyi sürdürüyoruz. Bayram coşkusu içersinde Tüm Ermeniler Katolikosu Kadasetli Karekin II. Hazretleri’ne derin saygılarımızı sunuyoruz. Kadasetli Katolikosumuz’dan ve Eçmiyadzin Rahipler topluluğundan Patriklik Makamı’nın bekası için dualarını sürdürmelerini rica ediyoruz.

Kadasetli Kilikya Katolikosu Aram I. Hazretleri’ni ve Saadetli Kudüs Patriği Nurhan I. Hazretleri’ni ve onlara bağlı tüm rahipleri, ayrıca tüm Kilise Önderleri’ni ve onlara bağlı din görevlilerini Mesih’teki sevgi ile selamlıyor, Kutsal Doğuş Yortusu’nu kutluyoruz.

Diaspora’da bulunan İstanbul, Tıbrevank, Getronagan, Esayan, ve Mıhitaryan Okulları Dernekleri’ne, yurtdışında yaşayan ve zor şartlarda gelenek ve göreneklerine sahip çıkmaya çalışan imanlı cemaat üyelerimize en içten sevgilerimizi gönderiyoruz.

Kutsal Doğuş Yortusu vesilesi ile başta Ermeni Katolik ve Protestan Kiliseleri olmak üzere tüm kardeş Kiliseler’in ruhani önderlerini, din görevlilerini ve imanlı cemaatlerini de Mesih sevgisi ile kutluyoruz.

Tanrı’nın lütuf, sevgi ve kutsayan gücü hepimizle birlikte olsun. Amen.

MESİH DOĞDU VE BELİRDİ!

MESİH’İN BELİRİŞİ KUTLUDUR!

Pederane sevgilerim ve Mesih’te dualarımla

PATRİK SAHAK II.

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın