Bülent Akarcalı
Yunanlılar sahipleniyorlarsa da tarihi itibariyle Patrikhane bir Roma Patrikhanesidir. Rum kelimesi Romalı, kısmen de Anadolu anlamındadır, aynen Konstantiniyye’de yaşamamasına rağmen Anadolu’da yaşadığı için Mevlâna Celalettin’e Rumi sıfatının verilmiş olması gibi olduğu gibi. Bu, Romalı vasfından dolayıdır ki, Amerikan Ortodoks Kilisesinin başına, sayın Patrik Bartholomeos, Roma Ortodoks Patriği olarak, vatandaşımız Bakırköylü, askerliğini Türk Silahlı Kuvvetlerinde yapmış, Patrikhanenin 12 kişiden kurulu Kutsal Meclisinin seçtiği sayın Elpidophoros Lambridanis’i ABD’deki tüm Ortodoks Cemaatinin Başpiskoposu olarak atayabilmiştir. Böylece Lambridanis 550 kilisesi 2 milyona yakın cemaati ve büyük maddi imkanlara sahip itibarlı bir kurumun başına geçmiştir.
Patrikhanenin önemi
Bu durumun ülkemizin ne kadar yararına olduğunu anlayıp, Yunanistan ile olan ihtilaflarımızla, bir adı da Fener Rum/Roma olan Patrikhaneyi esir etmememiz gerekir. Kaldı ki, Patrikhanenin, ABD’ye yaptığı gibi, diğer başka ülkelerde, hatta Yunanistan topraklarında bulunan kimi kiliselere dahi atama yapma yetkisi bulunmaktadır. En son Rus Patrikhanesinden ayrılıp bağımsız olmak isteyen Ukrayna Ortodoks Patrikhanesine, Türkiye’nin Ukrayna’ya verdiği siyasi destekçerçevesinde bu imkanı sağlayan yine Türk vatandaşı Gökçeada doğumlu Patrik Bartholomeos olmuş ve 11 Ekim 2018’de Kiev Patrikhanesinin bağımsızlığını kabul etmiştir. Türk Evinin açılışına Başpiskopos Sayın Lambridanis’in davet edilmesi devletimize çok yakışan ve çok zarif bir hareket olmuştur. Kendisinin de, Yunanistan’dan ciddi bir tepki geleceğini bilmesine rağmen daveti kabul etmesi, bir Grek/Yunan Patrikhanesinin değil de, fetihten sonra Fatih Sultan Mehmet’in fermanıyla görevine devam edip, Osmanlı İmparatorluğunda ki bütün Ortodoks aleminin en yüksek yetkili dini makamı olarak devam eden, dolayısıyla bizlere Fatih Sultan Mehmet’in emaneti olan, İstanbul Roma Patrikhanesi’nin mensubu olduğu bilincinden kaynaklanmıştır. Fener Rum Patrikhanesi ne Yunan devletinden ne de Yunan Patriği’nden izin alacak bir makam değildir. Tam tersinde, Ukrayna için olduğu gibi izinleri veren makamdır.
İbrani dinlerin başkenti
Ülkemiz, Hristiyan dünyasının en önemli dini liderlerini barınmaktadır. 2014’de Papa Francis’i dinler arası diyalog çerçevesinde ülkemize davet eden daha sonra, İspanya Başbakanı ile birlikte bu Diyaloğu AB adına yürüten Sayın Cumhurbaşkanımızın ABD’ye giden uçağında, Diyanet İşleri Başkanı yanında, her biri Türk vatandaşı Rum, Ermeni, Süryani Patrikleriyle birlikte İstanbul Hahambaşı da bulunmuş olsaydı ülkemizin ve Dinimizin hoşgörüsü hakkında çok güzel mesaj verir, İslam düşmanlarına en etkin cevabı vermiş olurduk. İnşallah, bir sonra ki seferde bu olur. Tekrarlıyorum, İstanbul Fener Rum Patrikhanesi Yunanlı/Grek değildir. Doğu Roma’da 8. yüzyıla kadar resmi dil Latincedir. Daha sonra kültür dili olan Grekçeye geçilmiştir.
İstanbul, hiçbir zaman bir Grek devletine ait olmamıştır. Tam tersine bugünkü Yunanistan, adı 18. yüzyıl sonlarında Bizans’a dönüştürülen Doğu Roma’nın bir eyaletiydi. Fetih savaşında ölen son imparator bir Romalı olarak ölmüştür. Tarihte hiçbir zaman Bizans diye bir devlet (*) ve de bugünkü Yunanistan’ın temsil ettiği bir Yunan devleti de olmamıştır. Olanlar 50-100.00 nüfuslu şehir devletçikleriydi.
1821’de Osmanlı’dan kopartılarak kurdurulan Yunanistan tarihteki ilk Grek devletidir. Ama bu devleti kurduranlar da başına bir Yunanlıyı değil Bavyeralı Otto adında bir Almanı kral olarak getirdiler. Sonuç olarak, tüm tarih boyunca Doğu Roma olan İstanbul üzerinde hiçbir tarihi hakka sahip olmamış olan Yunanistan’ın İstanbul Roma Patrikhanesi üzerinde hiçbir hakka sahip olmadığı gibi tam tersine o kuruma en az bizim kadar saygı göstermesi gerektiğini bilmesi, anlaması ve bunu hazmetmesi gerekir.
(*) bakınız Milliyet 24 Nisan 2021 Sinan Genim ‘’Nereden çıktı bu Bizans’’
İlk yorum yapan siz olun