Anadolu’nun sıra dışı müzeleri
İşte Bahar Akıncı’nın Oksijen gazetesinde hazırladığı “Anadolu’nun sıra dışı müzeleri” listesi…
Taksiyarhis Rahmi Koç Anıt Müzesi
Taksiyarhis Rahmi Koç Anıt Müzesi | Ayvalık’ın ilk özel müzesi olarak 2014 yılında ziyarete açıldı. Ayvalık’ın ilk kilisesi olan Taksiyarhis, 15. yüzyılda küçük bir ibadethane olarak inşa edilmiş. Bazilika tipinde, tek kubbeli ve dikdörtgen planlı yapı, dönem mimarisine egemen olan neoklasik üslupta. Bahçesinden girdiğiniz anda bina, binaya girdiğiniz andan itibaren de renkleri, ışığı, kubbesi, kalem işçiliği ve Rahmi Koç özel koleksiyonu insanı adeta büyülüyor. Müzede İstanbul ve Ankara’daki Rahmi M. Koç müzelerinin envanterleri temel alınarak teneke oyuncaklardan buharlı mekanik modellere, bebek arabalarından zaman ölçüm aletlerine uzanan geniş bir koleksiyon sergileniyor.
Cunda’dan… Arnavut kaldırımlı sokaklarını karış karış dolaşmadan Çifte kavrulmuş lokma tatlısı yemeden, Taş Kahve’de bol köpüklü Türk kahvesi içmeden, Ayvalık tostu, buzlu badem, papalina yemeden, Karadeniz Pastanesi’nin sakızlı kurabiyesini tatmadan, Herhangi bir butiğe girip zeytinyağı almadan Kesebir Mandrası’ndan cevizli saganaki peyniri almadan, Tekne turu ile adanın gizli koylarını görmeden, Adanın arka tarafındaki Pateriça’da denize girmeden ve köyleri görmeden Sevim Necdet Kent kitaplığını görmeden dönmeyin.
Baksı Müzesi
Şehirden 45 kilometre uzakta yer alan Bayraktar Köyü’nde doğan sanatçı-akademisyen Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, küçüklüğünde babasının işten dönüşünü beklediği Çoruh Vadisi manzaralı tepeye kurduğu müzeye, köyün eski adını vererek Baksı demiş. Başta sanatçılar ve tasarımcılar olmak üzere birçok gönüllünün katkısıyla yıllar içinde adeta bir toplumsal sanat projesi çıkarılmış ortaya. Sergi salonları, depo müze, atölyeler, konferans salonu, kütüphane ve konukevi ile 68 dönümlük bir araziye yayılan Baksı, giderek büyüyen çağdaş sanat koleksiyonuyla anılsa da geleneksel sanatlara ait önemli bir varlığa da sahip. Ziyaret: Pazartesi hariç 10.00-12:30 ve 13:30-19.00 arası. Bilet: Tam: 15 TL – Öğrenci: 6 TL. www.baksi.org
Bayburt’tan; 20 Mayıs-5 Haziran arası Kırkpınar köyünde doktor yılanları görmeden, Aydıntepe Yeraltı Şehri’ni, Bayburt Kalesi’ni, Çımağıl Mağarası’nı, Sarıkayalar Şelalesi’ni, Şehit Osman Türbesi’ni, Ulu Cami’yi, Yılanlı Köyü, Kenan Yavuz Konağı ve Kültür Evi’ni görmeden, Çoruh’ta rafting, Kop Dağı’nda kayak, Aslan Dağı’nda piknik yapmadan dönmeyin.
Zeugma Mozaik Müzesi
Zeugma Mozaik Müzesi | 30 bin metrekarelik devasa bir alan üzerine kurulu müzede tarihi bu denli başarı ile uyandırmak hem zor, hem de iddialı bir iş. Müzeye girerken Zeugma Antik Kenti’ndeki bir tapınağa ait olduğu düşünülen Athena heykeli karşılıyor sizi. Bu aynı zamanda içeride mozaikten daha fazlasının olduğunun da ilk habercisi. Gezerken, en alt kattaki Roma hamamlarından başlayıp tepedeki evlere doğru yavaşça tırmandığınızı hissedeceksiniz. Mozaikler kullanılan renklerin çeşitliliği ve tesseraların küçüklüğü nedeniyle arkeolojik açıdan çok değerli kabul ediliyor. Eserler ait oldukları villalar canlandırılarak sergilenmiş. Müzeyi dünyaya tanıtan başyapıta “Zeugmalı Çingene Kız” adı takılmış. Aslında kim olduğu, cinsiyeti gibi detaylar üzerine tartışmalar hala sürüyor. Müzenin başyapıtlarından biri olarak kabul gören Mars heykelinin gözleri altın ve gümüşten yapılmış. Ziyaret: Hafta içi her gün 8.30-19.00 Bilet: 40 TL. Müze kart ile ücretsiz. www.muze.org.tr
Gaziantep’ten; Emine Göğüş Mutfak Sanatları Müzesi’ni görmeden, Zeugma Müzesi’nin arka sokağındaki Halil Usta’da küşleme yemeden, Metanet’te beyran aşı içmeden, Katmerci Zekeriya’nın katmerlerini tatmadan, Zeki İnal’ın şöbiyetine yetişmeden (öğle saatleri bitiyor), Bakırcılar Çarşısı’nı gezmeden, Nefis bir akşam yemeği yemeden dönmeyin.
Troya Müzesi
Troya Müzesi | Türkiye’nin nispeten yeni açılan en müthiş müzelerinden biri. Troya Yılı olan 2018’de ziyarete açıldı. Öncesinde 132 projenin katıldığı mimari yarışma yapıldı ve birinci olan eserin yapımı sekiz yıl sürdü. Sergi yapısını saran rampalarla yukarı çıkmaya başladığınızda, cephedeki yarıklardan coğrafya, tarlalar ve Troya kalıntılarını görebilirsiniz. Çatıya ulaştığınızda ise dev bir seyir terası sizi bekler. Müzede, Homeros’un İlyada Destanı ile tarihe geçmiş Troas Bölgesi’nde iz bırakan Troia ve kültürlerinin yaşamı ve arkeolojik tarihi, kazılardan çıkan eserler aracılığıyla anlatılıyor. Sırf, Troya Müzesini görmek için bile Çanakkale’ye yola çıkmaya değer. Ziyaret: 09:00 – 17:30 Haftanın her günü – Bilet: 60 TL / Müze Kart ile ücretsiz.
Çanakkale’den; Gelibolu Yarımadası’ndaki şehitlikleri ziyaret etmeden, Merkezdeki Çimenlik Kalesi’ne, Arkeoloji Müzesi’ne ve Aynalı Çarşı’ya uğramadan, Assos’da Athena Tapınağı’nı ve Hüdavendigar Camii’ni görmeden, Kazdağları’nı gezmeden, Gökçeada’da çamur banyosu yapmadan, peynir kayalıklarını, Marmaros Şelalesini görmeden, Bozcaada’nın muhteşem plajlarında yüzmeden, Peynir helvası yemeden dönmeyin.
Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi
Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi | Tamı tamına 74 bin eser var bu müzede. Büyük bölümü kazılardan çıkarılmış bir kısmını da yöre halkı tesadüfen bulup bağışlamış. Türkiye’nin en büyük beşinci müzesi. Giriş katındaki ilk salon Asur, Babil ve Hitit çağlarına ait taş eserlere ayrılmış. Neolitik, Kalkolitik, Eski Tunç dönemlerine ait çok önemli buluntular sergileniyor. Etnografik eserler bölümünde ise yörenin özelliklerini taşıyan giysiler, gümüş ve bronz takılar, el sanatlarından örnekler, oymalı kitabeli ahşap kapılar ve pencere kanatları ile el yazması Kuran-ı Kerim’ler yer alıyor. Müze bahçesindeki teşhir alanında ise hayvan tasvirlerinin yer aldığı bir mozaik havuzu bulunuyor.
Şanlıurfa’dan; Göbeklitepe’ye bir gününüzü ayırmadan, Eyyüp Peygamber Makamı ve camisini görmeden, Balıklıgöl ve çevresini ziyaret etmeden, Gümrük Hanı’nda kahve içmeden ve alışveriş etmeden, Aynzeliha Gölü’nü görmeden, Tarihi şehir Halfeti’de boydan boya tekne turu yapmadan, Tarihi Harran evlerini görmeden dönmeyin.
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi | Bodrum Kalesi, “St. Jean Şövalyeleri’nin Kalesi” olarak 1406-1523 yıllarında yapılmış. Kalenin içinde yer alan ve ¨Yaşayan Müze¨ tarzının başarılı örneklerinden olan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin ülkemizde bir benzeri daha yok. Eski dünyanın 7 harikasından biri olan ve Yunan mimarisiyle Mısır piramitlerini birleştirerek yepyeni bir tarz ortaya çıkaran Karya Kralı Mausolos’un anıt mezarından kalanlarla önüne kazılan hendekler nedeniyle Büyük İskender’in aşamadığı kapı olarak da bilinen Halikarnassos şehrinin giriş kapılarından biri olan Myndos Kapısı’nın günümüze ulaşabilen hali de müzede sergileniyor.
Bodrum’dan; Yel Değirmenleri’ne çıkmadan, Kuytu Bahçe’de kahvaltı etmeden, Gümüşlük Limon ya da Tel Dolap’ta günü batırmadan, Marina Yat Kulüp’te canlı müzik dinlemeden, Şahane koyları keşfetmeden dönmeyin.
OMM Modern Müze
OMM Modern Müze | Müze binası, dünyaca ünlü Japon mimarlık ofisi Kengo Kuma and Associates tarafından yapılmış. Geleneksel Odunpazarı evlerinin modern bir yorumu. 4 bin 500 metrekarelik müzede, farklı büyüklüklerde sergileme alanları, kafeler, müze dükkân ve atölyeler var. Müzede kurucusu Erol Tabanca’nın 15 yıldan fazla süredir biriktirdiği koleksiyonunu, 1950’lerden günümüze Türkiye’den ve dünyadan çok önemli sanatçıların eserlerini görmeniz mümkün. Burhan Doğançay, Erol Akyavaş, Haluk Akakçe, Taner Ceylan, İnci Eviner, Peter Zimmerman, Julian Opie, Sarah Morris, eserleri sergilenen isimlerden yalnızca birkaçı. Ziyaret: Pazartesi hariç 10.00-18.00 arası, çarşambaları 20.00’ye dek açık. Bilet: Tam: 20 TL İndirimli: 15 TL.
Eskişehir’den; Friglerin en görkemli anıtı Yazılıkaya Midas Anıtı’nı görmeden, Han’daki yeraltı şehrini keşfetmeden, Sivrihisar’da Ulu Cami’deki ahşap işçiliğini, Alemşah Kümbeti’ndeki Selçuklu sanatını görmeden, Karikatür, Cam Sanatları, Bal Mumu Müzesi, Havacılık müzelerini gezmeden, Odunpazarı Evleri’nde tarihi koklamadan, Gondol nostaljisi yaşamadan, Lületaşı, Sorkun çömleği almadan dönmeyin.
https://t24.com.tr/foto-haber/iste-anadolu-nun-sira-disi-muzeleri,12886/7
İlk yorum yapan siz olun